17 YILDA SADECE 14 GÜN İZİN HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR!
İşçinin yıllık izin hakkı sık sık işveren ile işçiyi karşı karşıya getirmektedir. İşten ayrılma sonrasında açılan davalarda da işçinin izin alacakları, davanın çekişmeli konularının başında gelmektedir. İşte Yargıtay'dan işçinin izin alacakları konusunda emsal teşkil edecek bir karar geldi. Örnek davadan yola çıkan Yargıtay, çalışanın 17 yılda sadece 14 gün izin kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu hükmetti. Yargıtay kararının ayrıntıları şöyle:
Davacı aşçı olarak çalıştığını, aylık net ücretinin 1.400,00 TL olduğunu, 1.050,00 TL'sinin bankadan, kalanının elden ödendiğini, haftanın 6 günü 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramlar haricindeki bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ücretlerinin ödenmediğini, kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğunu, ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, resmi bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay bu kararı bozmuştur. Mahkemenin gerekçesi şöyledir:
Somut uyuşmazlıkta, 17 yıla yaklaşan çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca sadece 14 gün izin kullandığının kabulü hayatın olağan akışına uygun değildir.
TC
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
2016/27089 E.
2020/18086 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 15/06/1996-06/05/2013 tarihleri arasında aşçı olarak çalıştığını, aylık net ücretinin 1.400,00 TL olduğunu, 1.050,00 TL'sinin bankadan, kalanının elden ödendiğini, yemek ve yolun davalı tarafça karşılandığını, iş akdinin davalılarca haksız feshedildiğini, davacının haftanın 6 günü 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramlar haricindeki bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ücretlerinin ödenmediğini, kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğunu, ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai, resmi bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar cevabının özeti:
Davalı ... vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının çalışma döneminde vakfın başka şirketlerden yemek hizmeti aldığını, diğer davalı ...Yemek Gıda ve Servis Hizm. San. Tic. A.Ş. ile hiç bir hizmet alımı yapılmadığını, diğer davalı ...Yemek Gıda ve Servis Hizm. San. Tic. A.Ş.'nin davalı vakfa ait taşınmazın bir kısmını kullanım hakkına sahip Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'ne yemek hizmeti sunduğunu, Kurumun daha sonra ...'na devrolunduğunu, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün vakfa ait taşınmazın bir kısmının sadece kullanım hakkına sahip olduğunu savunarak davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı... Yemek Gıda ve Servis Hizm. San. Tic. A.Ş. vekili, müvekkilinin diğer davalı Vakfın açtığı yemek ihalesini alarak kurum bünyesindeki işleri üstlendiğini, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu'dan yaşlılık aylığına hak kazandığına dair yazı ile başvurarak kendi isteği ile işten ayrıldığını, davacıya 5.813,26 TL kıdem tazminatının bankadan ödendiğini, davacının işe giriş tarihinin 03/10/2008 olduğunu, imzaladığı ibraname ile 2008'den önceki ve müvekkili şirketteki alacaklarını alarak ibra ettiğini, ücretinin Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilen ücret olduğunu, FM yapmadığını, iki vardiya halinde 07.30-15.30 ve 14.00-21.00 saatleri şeklinde çalıştığını, çalışmasının günde 8 saati aşmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde nadiren çalıştı ise ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Dosyada Davalı ... vekili, davanın husumet ve zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili kurum arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, davalı vakıf ile müvekkili arasında da bir bağın bulunmadığını, davacının işverenlerinin diğer davalılar olduğunu, fazla mesai ve resmi bayram genel tatil çalışmalarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalılardan ...'nın davada husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacı, davalılardan ...Yemek Gıda ve Servis Hizm. San. Tic. A.Ş.nin alt işvereni, diğer davalıların ise asıl işvereni olduğunu iddia etmekte, davalılardan ... ise davalı ... ile aralarındaki protokol gereği davalı Bakanlık adına işlem yaptıklarını, kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını savunmaktadır. Aynı husus, İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi'nin 2014/803 Esas, 2015/599 Karar sayılı dava dosyasında da tartışılmış ve yemek, güvenlik, temizlik, onarım, bakım gibi ilişkilerin davalı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) tarafından kurulduğu, bu anlamda Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile son taşeronun sorumlu tutulacağı, davalı Vakfın herhangi bir hukuki sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile dava, ... yönünden husumet yokluğundan reddedilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18/11/2011 tarih ve 2016/10811 Esas, 2019/20082 Karar sayılı ilamı ile temyiz yerinde görülmeyerek onanmıştır. Söz konusu onama ilamı ile emsal dosyada davalılardan ...'nın sorumluluğunun bulunmadığı hususu kesinleşmiştir. Emsal dosya ve mevcut dosyadaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde davalılardan ... yönünden husumet yokluğundan red kararı verilmesi gerekirken esastan kabul kararı verilmesi hatalıdır.
3- Davalılar, davaya karşı zamanaşımı def'i ileri sürdükleri halde ulusal bayram ve genel tatil alacağının zamanaşımı def'i dikkate alınmaksızın, çalışma döneminin tamamı için hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.
4- Taraflar arasında davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 Sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, 17 yıla yaklaşan çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca sadece 14 gün izin kullandığının kabulü hayatın olağan akışına uygun değildir. Hakimin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınarak sonuca göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.