18/01/2014 TARİHİNDEN SONRA ÖZEL HASTANE DOKTORLARI KAMU PERSONELİ STATÜSÜNDEDİR

18/01/2014 TARİHİNDEN SONRA ÖZEL HASTANE DOKTORLARI KAMU PERSONELİ STATÜSÜNDEDİR

YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ

2017/7540 E.

2019/13510 K.

KARAR

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A- Sanık hakkında tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme suçu için kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığın getirdiği hastanın muayenesi esnasında agresif hareketler sergilemesi üzerine muayeneyi yapan ... tarafından hastane güvenlik görevlilerinin çağrılıp, sanık ...’e vurmak üzere hamle yapınca, hastane güvenlik görevlilerince engellenmesi üzerine olay yerinde bulunan güvenlik görevlileri ve hastane personelini tehdit etmesi şeklinde gerçekleşen eylemi görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturup, sanığın ihbar üzerine olay yerine gelen müşteki polislere yönelik de tehditlerini sürdürmesi biçiminde gerçekleşen olayda, aynı suç işleme kastıyla birden fazla mağdura yönelik eyleminin tek suç kabul edilerek tayin edilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi ile artırım yapılması ile yetinilmesi yerine, sanığın eylemi tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme şeklinde iki ayrı suç kabul edilerek fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
1- TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek, temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğiyle uyumlu olmayan "suç konusunun önem ve değeri, tehlikenin ağırlığı, failin amacı ve önceki mahkumiyetleri, olaydan sonraki tutumu, kastının yoğunluğu" gibi maddedeki bazı ibarelerin tekrarlanması suretiyle, temel cezaların orantısız biçimde alt sınırdan uzaklaşılarak ve hakkaniyet ölçülerine uyulmayarak fazla tayini,
2- Sanığa tehdit suçu için verilen cezadan TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca artırım yapılırken 1 yıl 21 ay yerine hesap hatası sonucu 2 yıl 9 ay hapis cezası belirlenmek suretiyle fazla ceza tayini,
3-TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
4- Özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 sayılı Kanun’nun 10. maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11. maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup, anılan Kanunun 23. maddesine göre özel güvenlik görevlisi mağdurların kendilerine karşı işlenen suç nedeniyle kamu görevlisi sayılabilmeleri için yukarıda açıklanan koşulları taşımaları gerektiği anlaşıldığından, özel güvenlik görevlisi mağdurların bu koşulları taşıyıp taşımadığı, ayrıca mağdurlar özel güvenlik görevlisi sıfatını taşımasalar bile çalıştıkları işyeri ve hukuki statülerine göre TCK'nın 6/c. maddesi kapsamında kamu görevlisi olup olmadıkları araştırılarak hüküm kurulması, olay tarihinde hastanede görevli olduklarına dair görev belgesi dosya arasına alınmadan, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
B- Sanık hakkında kasten yaralama suçu için kurulan hükmün incelenmesinde;
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun geçici on ikinci maddesinin ikinci fıkrasındaki, özel hastane personeline yönelik olarak, yürütmüş oldukları hizmet nedeniyle işlenen suçlar açısından, ilgili personelin kamu görevlisi sayılacağına ilişkin düzenlemenin, maddenin yürürlük tarihi olan, 18/01/2014 ve sonrası için uygulanabileceği, bu tarihten önceki eylemler açısından ise, ilgili personelin kamu görevlisi sıfatının olmadığı gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; özel hastane doktoru olan mağdurun, suç tarihi itibariyle kamu görevlisi sıfatı bulunmayıp, yüklenen suçun kovuşturulmasının da bu nedenle şikayete bağlı olduğu ve mağdurun, sanık hakkındaki şikayetini geri aldığının anlaşılması karşısında, TCK'nın 86/2. maddesi kapsamında kalan ve takibi şikayete bağlı olan kasten yaralamaya teşebbüs eylemiyle ilgili olarak, sanıktan şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1- TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek, temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğiyle uyumlu olmayan "suç konusunun önem ve değeri, tehlikenin ağırlığı, failin amacı ve önceki mahkumiyetleri, olaydan sonraki tutumu, kastının yoğunluğu" gibi maddedeki bazı ibarelerin tekrarlanması suretiyle, temel cezanın orantısız biçimde alt sınırdan uzaklaşılarak ve hakkaniyet ölçülerine uyulmayarak fazla tayini,
2- 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
D- Sanık hakkında hastane personeli ve müşteki polislere yönelik hakaret suçu için kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Sanığın hastanede görevli mağdurlara hakaret ettikten sonra ihbar üzerine olay yerine gelen müşteki polislere yönelik de hakaretini sürdürmesi biçiminde gerçekleşen olayda, aynı suç işleme kastıyla birden fazla mağdura yönelik eyleminin tek suç kabul edilerek tayin edilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesi ile artırım yapılması ile yetinilmesi yerine, eylemi iki ayrı suç kabul edilerek fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
1- TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek, temel cezanın saptanması gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğiyle uyumlu olmayan "suç konusunun önem ve değeri, tehlikenin ağırlığı, failin amacı ve önceki mahkumiyetleri, olaydan sonraki tutumu, kastının yoğunluğu" gibi maddedeki bazı ibarelerin tekrarlanması suretiyle, temel cezaların orantısız biçimde alt sınırdan uzaklaşılarak ve hakkaniyet ölçülerine uyulmayarak fazla tayini,
2- Sanığa hakaret suçu için verilen cezalardan TCK'nın 125/4 ve 43/2. maddeleri uyarınca artırım yapılırken 1 yıl 26 ay 15 gün yerine hesap hatası sonucu 3 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası belirlenmek suretiyle fazla ceza tayini,
3- 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,
Kanuna aykırı, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmekle tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.