AKARYAKIT BAYİLİK SÖZLEŞMESİ UYARINCA CEZAİ ŞARTIN TAHSİLİ İSTEMİ - İHTARNAME İLE CEZAİ ŞARTIN ÖDENMESİNİN İHTAR EDİLMESİ
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
2021/2928 E.
2022/4921 K.
15.06.2022 T.
AKARYAKIT BAYİLİK SÖZLEŞMESİ UYARINCA CEZAİ ŞARTIN TAHSİLİ İSTEMİ ( Taraflar Arasında İmzalanan İlk Bayilik Sözleşmesinin 4. Maddesinde Asgari Alım Taahhüdü ile İlgili Bir Miktar Belirtilmiş Olup Davacı Tarafından Gönderilen İhtarnameler ile Sözleşmede Taahhüt Edilen Alım Miktarına Uygun Davranılmadığı Sözleşmeye Uygun Davranılmadığı Taktirde Cezai Şart Alacağının Talep Edileceği İhtar Edildiği - Davanın Esasına Girilerek Değerlendirme Yapılıp Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
İHTARNAME İLE CEZAİ ŞARTIN ÖDENMESİNİN İHTAR EDİLMESİ ( Davacının İlk İmzalanan Sözleşme Kapsamında Davalıya İhtarname Gönderdiği ve Cezai Şart Talebinde Bulunduğu Gözetildiğinde Mahkemece Anılan Hususlar Gözetilerek Davanın Esasına Girilerek Değerlendirme Yapılıp Bir Karar Verilmesi Gerekirken Davacı Tarafın Sonraki Tarihli Sözleşmeyi İmzalarken İlk Sözleşmeden Dolayı Cezai Şart Talep Hakkını Saklı Tutmadığı Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )
CEZAİ ŞART HAKKININ SAKLI TUTULMASI ( İhtarnameyle Yıllık Satış Taahhüdünü Sağlayacak Oranda Akaryakıt Alımı Yapılması veya Cezai Şart Bedelinin Ödenmesinin İhtar Edildiği - Davacı Tarafın Sonraki Tarihli Sözleşmeyi İmzalarken İlk Sözleşmeden Dolayı Cezai Şart Talep Hakkını Saklı Tutmadığı Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )
6098/m.179
ÖZET : Dava, taraflar arasında imzalanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi uyarınca cezai şartın davalıdan tahsili talebidir.
Mahkemece, taraflarca imzalanmış 14.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesinin tarafların daha sonra imzalamış olduğu 14.01.2013 tarihli sözleşme ile sona erdirildiği, davacı tarafın sonraki sözleşmeyi imzalarken ilk sözleşmeden dolayı cezai şart talep hakkını saklı tutmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasında imzalanan 14.01.2008 tarihli ilk bayilik sözleşmesinin 4. maddesinde asgari alım taahhüdü ile ilgili bir miktar belirtilmiş olup, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnameler ile 14.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca sözleşmede taahhüt edilen alım miktarına uygun davranılmadığı, sözleşmeye uygun davranılmadığı taktirde cezai şart alacağının talep edileceği ihtar edilmiş, 28.01.2013 tarihli ihtarnameyle de yıllık satış taahhüdünü sağlayacak oranda akaryakıt alımı yapılması veya cezai şart bedelinin ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Davacının ilk imzalanan sözleşme kapsamında davalıya ihtarname gönderdiği ve cezai şart talebinde bulunduğu gözetildiğinde mahkemece bu hususlar gözetilerek davanın esasına girilerek değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 13.01.2021 tarih ve 2019/563 E. - 2021/17 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. Y.D. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı ile Bayilik Protokolü ve Akaryakıt İstasyonu İşletme ve Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, davalının her yıl 1000 m³ akaryakıt ve müstahzarlarını satın almayı taahhüt ettiğini, ancak taahhüt ettiği miktarı satın almadığını, bu nedenle 14.01.2008 tarihli sözleşmenin 4. ve 8/b maddelerinde belirtilen ceza-i şartı ödemesi gerektiğini, ayrıca 10.12.2007 tarihli protokolün 16. maddesinde " .... Bayi adayı herhangi bir şekilde bu protokolü fesih etmek isterse T.'a 100.000 USD ( Yüz bin Amerikan Doları ) cezai şartları ödemeyi gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt eder ..... " hükmünün bulunduğunu ileri sürerek 124.100 USD karşılığı olan 230.000.- TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının dayandığı bayilik sözleşmesinin süresinin bittiğini, yeniden sözleşme yapıldığını, 20.05.2013 tarihinde bayilik ilişkisinin tamamen son bulduğunu, 14.01.2008 tarihli sözleşme nedeniyle herhangi bir talepte bulunmadan 14.01.2013 tarihli sözleşmenin yapıldığını, yeni sözleşmede cezai şart düzenlemesi olmadığını ve tonaj taahhüdünün bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan 10.12.2007 tarihli bayilik ön protokolünden sonra 14.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin 14.01.2013 tarihinde sona erdiği, tarafların aynı tarihte yeni bir sözleşme imzaladıkları, bu sözleşmenin süresinin 20.05.2013 tarihinde bittiği, ilk sözleşmenin sonraki tarihli sözleşmenin imzalanması ile birlikte yürürlükten kalkmış olduğu, davacı tarafın sonraki sözleşmeyi imzalarken ilk sözleşmeden dolayı cezai şart talep hakkını saklı tutmadığı, bu konuda ihtirazı kayıtta koymadığı, ikinci sözleşmede taraflar arasında asgari alım taahhüdü ile ilgili bir miktarın belirlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi uyarınca cezai şartın davalıdan tahsili talebidir.
Mahkemece, taraflarca imzalanmış 14.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesinin tarafların daha sonra imzalamış olduğu 14.01.2013 tarihli sözleşme ile sona erdirildiği, davacı tarafın sonraki sözleşmeyi imzalarken ilk sözleşmeden dolayı cezai şart talep hakkını saklı tutmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, taraflar arasında imzalanan 14.01.2008 tarihli ilk bayilik sözleşmesinin 4. maddesinde asgari alım taahhüdü ile ilgili bir miktar belirtilmiş olup, davacı tarafından 31.01.2011 tarihli ve 17.06.2011 tarihli davalıya gönderilen ihtarnameler ile 14.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca sözleşmede taahhüt edilen alım miktarına uygun davranılmadığı, sözleşmeye uygun davranılmadığı taktirde cezai şart alacağının talep edileceği ihtar edilmiş, 28.01.2013 tarihli ihtarnameyle de yıllık satış taahhüdünü sağlayacak oranda akaryakıt alımı yapılması veya cezai şart bedelinin ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Davacının ilk imzalanan 14.01.2008 tarihli sözleşme kapsamında davalıya ihtarname gönderdiği ve cezai şart talebinde bulunduğu gözetildiğinde mahkemece anılan hususlar gözetilerek davanın esasına girilerek değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.