ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIMINDA BİLİNÇLİ TAKSİR - TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU

ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIMINDA BİLİNÇLİ TAKSİR - TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU

T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
2021/4178 E. 
2021/6867 K.
13.10.2021 T.

TAKSİRLE YARALAMA SUÇU ( Mevcut Olaydaki Trafik Kazasında Bir Kişinin Yaralandığı ve Zarar Suçu Oluştuğu - Sanığın Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırıldığı Dikkate Alındığında Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan Hüküm Verilmesine Yer Olmadığına Kararı Verilmesi Gerektiği )

TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA SUÇU ( Tehlikeli Eylemin Zarara Yol Açması ve Taksirle Yaralama Suçuyla Birlikte İşlenmesi Halinde Cezaların Ağırlığı Yerine Zarar Suçu-Tehlike Suçu Ölçütü Esas Alındığı - Bu Durumda Sanık Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırabiliyor İse Taksirle Yaralamadan Cezalandırılması Gerektiği/Şikayetin Gerçekleşmemesi Şikayetten Vazgeçilmesi ya da Uzlaşma Nedeni İle Taksirle Yaralama Suçundan Cezalandırmanın Mümkün Olmadığı Durumda Sanığın 5237 SK Md. 179 Uyarınca Cezalandırılması Gerektiği )

ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIMINDA BİLİNÇLİ TAKSİR ( 1,00 Promilden Fazla Alkol Miktarı Güvenli Sürüş Yeteneğini Ortadan Kaldıracağı ve Bilinçli Taksir Hükümlerinin Uygulanması Gerektiği - Somut Olayda Sürücünün 0,78 Promil Alkollü Olduğu/Sanık Hakkında Bilinçli Taksir Hükümlerinin Uygulanmasının Hukuka Aykırı Olduğu )

ÖZET : Dava, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarına ilişkindir.

5237/m.22,89,179

Dairenin yerleşik uygulamasına göre tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde cezaların ağırlığı yerine zarar suçu-tehlike suçu ölçütü esas alındığından sanığın taksirle yaralama suçundan; şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı durumda ise sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gereklidir. Somut olayda bir kişi yaralanmış ve zarar suçu oluşmuş olup sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı dikkate alındığında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ''hüküm verilmesine yer olmadığına'' kararı verilmesi yerine mahkumiyete karar verilmesi hukuka aykırıdır.

Ek olarak Adli Tıp Kurumunun görüşlerine ve Dairenin yerleşik uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edilmiş olup sürücünün kaza anında 0.78 promil alkollü olduğu tespit edildiği ve bu nedenle sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

DAVA : Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ...'nın, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3. ve 62. maddeleri gereğince 4 ay 13 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 51/1. maddesi gereğince verilen cezanın ertelenmesine ve sanık hakkında 1 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14/11/2017 tarihli ve 2016/510 esas 2017/606 Sayılı kararı ile; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan anılan sanığın 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 179/3 delâletiyle 179/2. ve 62. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 05/10/2017 tarihli ve 2016/495 esas 2017/534 Sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.

Dosya kapsamına göre, sanığın olay tarihinde kullandığı aracıyla kaza yapması sonucu yaralamalı trafik kazasına sebebiyet verdiğinden bahisle trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de,

Benzer bir olay sebebiyle verilen Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 11/10/2012 tarihli ve 2012/20636 esas 2012/21610 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etme hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayımızda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bir suçtan dolayı sanığın bir kez cezalandırabileceği gözetilip, her iki dosyanın birleştirilerek sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 118/05/2021 gün ve 94660652-105-79-6675-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/06/2021 gün ve 2021/69188 Sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;

Dosya içeriğine göre; 24/10/2016 tarihinde saat 21.40 sıralarında katılanın sevk ve idaresindeki motosiklet ile meskun mahal içi, aydınlatmanın mevcut olduğu, bölünmüş, düz ve eğimli yolda seyir halindeyken, kaza mahali olan kontrolsüz kavşağa geldiğinde seyrine göre sağından kavşağa giriş yapan sanığın idaresindeki araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen ve sanığın asli kusurlu olarak katılanın basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın kazadan 18 dakika sonra alkolmetre ile yapılan ölçümde 0.78 promil alkollü tespit edildiği olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı açılan kamu davalarında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK'nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği,

1.Adli Tıp Kurumunun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere ve Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre, 100 promilden fazla alkol miktarı güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağından, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabul edildiği, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14/11/2017 tarihli 2016/510 esas 2017/606 Sayılı kararında kaza anında 1,00 promil altında alkollü olduğu anlaşılan sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın cezasında TCK'nın 22/3. maddesi gereğince artırım yapılması,

2.Sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 05/10/2016 tarihli 2016/495 esas 2017/534 Sayılı karar ile sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ''hüküm verilmesine yer olmadığına'' kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,

SONUÇ : Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 14/11/2017 tarihli 2016/510 esas 2017/606 Sayılı karar ile Kilis 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 05/10/2016 tarihli 2016/495 esas 2017/534 Sayılı karar CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.