ASIL KİRA BORCUNUN FERİLERİNİN (FAİZ VE İCRA MASRAFLARI TUTARI) YATIRILMAMASI YERLEŞEN İÇTİHATLARA GÖRE TEMERRÜDE ESAS ALINAMAZ
T.C.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
2016/456 E.
2016/7657 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :İtirazın kaldırılması-Tahliye
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı kiralayan vekili tarafından, davalı aleyhine başlatılan icra takibi ile 2015 yılı Ocak ayı ile 2015 yılı Mart ayı kirası olarak aylık 3.500 TL’den toplam 7000 TL’nin tahsili talep edilmiştir. Davalı şirket her ne kadar icra takibine 15/04/2015 tarihinde itiraz ederek takibi durdurmuş ise de, bu aylara ait kira borcunu ödeme emrinin 11.04.2015 tarihinde tebliğinden sonra 15.04.2015 ve tebliğinden önce 04.05.2015 tarihlerinde, dava açılmadan önce davacının banka hesap numarasına yatırarak ödemiştir.
Yukarıda izah edilen duruma göre,
1-Tahliye istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davalının icra takibine konu söz konusu aylara ilişkin kira bedellerini 30 günlük yasal sürede ödeme yeri olan banka hesabına ödediği anlaşıldığından, temerrüt olgusunun gerçekleştiğinden söz edilemez. Asıl kira borcunun ferilerinin (faiz ve icra masrafları tutarı) yatırılmaması yerleşen içtihatlara göre temerrüde esas alınamaz. Davalı borçlu ödeme emrinin tebliği üzerine 30 günlük yasal ödeme süresi içerisinde kira borcunu ödediğinden temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir. Tahliye davasının reddi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru değildir.
2-Alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince; Takip konusu kira alacağı dava tarihinden evvel 30 günlük yasal süre içerisinde ödendiğinden kira alacağı ile ilgili itirazın kaldırılması isteminin sadece ferileri yönünden kabulü gerekir iken davanın kısmen değil tamamen kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.