ASKERLİK HİZMETİ DOLAYISIYLA VERİLEN ZARARIN RÜCUEN TAZMİNİ İSTEMİ - MÜTERAFİK KUSUR - RÜCUDA TESELSÜL

ASKERLİK HİZMETİ DOLAYISIYLA VERİLEN ZARARIN RÜCUEN TAZMİNİ İSTEMİ - MÜTERAFİK KUSUR - RÜCUDA TESELSÜL

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

2019/1097 E.

2020/3991 K.

17.11.2020 T.

ASKERLİK HİZMETİ DOLAYISIYLA VERİLEN ZARARIN RÜCUEN TAZMİNİ İSTEMİ ( Davalıların Kolordu ve Bölük Komutanı Oldukları Kışlada Yapılan Atış Eğitimi Sırasında Atılan Merminin Ailesiyle Birlikte Pikniğe Gelen Dava Dışı Müteveffa Çocuğun Başına İsabet Etmesi Sonucu Ölümüne Neden Olduğu - Davalıların Olayın Meydana Gelmesindeki Kusur Oranları ve Davacının Müterafik Kusuru Uzman Bilirkişi Heyetinden Alınacak Raporla Belirlendikten Sonra Karar Verilmesi Gerektiği )

MÜTERAFİK KUSUR ( Atış Alanının Yanlış Belirlenmesi ve Çevresinin Yasak Bölge İlan Edilmemesinden Dolayı Davacı İdarenin de Müterafik Kusurunun Olduğu Anlaşıldığı - Rücuda Teselsül Olmayacağından Kusur Oranları ve Davacının Müterafik Kusuru Uzman Bilirkişi Heyetinden Alınacak Raporla Belirlendikten Sonra Karar Verilmesi Gerektiği/Uygun Düşmeyen Bilirkişi Raporu Benimsenerek Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )

RÜCUDA TESELSÜL ( İdare Mahkemesinde ve Askeri Ceza Mahkemesinde Alınan Kusur Raporlarında Davacı İdarenin Kusurlu Olduğunun Belirtildiği - Rücuda Teselsül Olmayacağından Davalıların Olayın Meydana Gelmesindeki Kusur Oranları Bilirkişi Raporuyla Belirlendikten Sonra Karar Verilmesi Gerektiği )

6098/m.51,52

ÖZET : Dava; askerlik hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın diğer sorumlu davalıdan rücuuna ilişkindir.

Davalıların kolordu ve bölük komutanı oldukları, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığına bağlı Kışlada yapılan atış eğitimi sırasında atılan merminin ailesiyle birlikte pikniğe gelen dava dışı müteveffa çocuğun başına isabet etmesi sonucu ölümüne neden olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince alınan kusur raporunda davalının yüzde 30, diğer davalının ise yüzde 70 kusurlu olduğunun belirlendiği, İdare Mahkemesinde ve Askeri Ceza Mahkemesinde alınan kusur raporlarında ise davacı idarenin kusurlu olduğunun belirtildiği, bu nedenle atış alanının yanlış belirlenmesi ve çevresinin yasak bölge ilan edilmemesinden dolayı davacı idarenin de müterafik kusurunun olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesindeki kusur oranları ve davacının müterafik kusuru uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi doğru olmamış ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

DAVA : Davacı ... vekili Avukat ... T. tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 11/08/2016 gününde verilen dilekçeyle rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/03/2017 tarihli karara karşı davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurularının kabulüyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/288-2017/199 Sayılı kararının kaldırılmasına dair verilen 07/12/2018 tarihli ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 17/11/2020 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma istekli temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat ...geldiler. Diğer davalı ... vekili Avukat ...'ın mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü, okundu dosyasına koyuldu. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.

2-)Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili ve davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından başvurunun kabulüyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasına dair verilen hüküm; davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, ... Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığına bağlı ... Kışlasında yapılan atış eğitimi sırasında atılan merminin dava dışı müteveffa çocuk ...'ın başına isabet etmesi sonucu ölümüne neden olduğunu, ölenin annesi ve babası tarafından müvekkili idare aleyhine ... 2. İdare Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat istemli tam yargı davası açıldığını, yargılama sonucunda İçişleri Bakanlığının tazminat ödemesine karar verildiğini belirterek oluşan zararın davalılardan rücuen tazmini isteminde bulunmuştur.Davalılar, davayı kabul etmediklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince; davalıların kusurunun ve davalıların fiili ile sonuç arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükme karşı, davacı ve davalı ... tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davacı vekili ve davalı ...'ın istinaf başvurusunun kabulüyle ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile istinafa başvuran davalı ... yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, diğer davalı yönünden ise bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle olay nedeniyle dava dışı anne ve babaya tazminat miktarını ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir. Dava; askerlik hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın diğer sorumlu davalıdan rücuuna ilişkindir. Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir. Dosya incelendiğinde; davalıların kolordu ve bölük komutanı oldukları, ...Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığına bağlı ... Kışlasında yapılan atış eğitimi sırasında atılan merminin ailesiyle birlikte pikniğe gelen dava dışı müteveffa çocuk ...'ın başına isabet etmesi sonucu ölümüne neden olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince alınan kusur raporunda davalı ...'ın yüzde 30, diğer davalı ...'un ise yüzde 70 kusurlu olduğunun belirlendiği, İdare Mahkemesinde ve Askeri Ceza Mahkemesinde alınan kusur raporlarında ise davacı idarenin kusurlu olduğunun belirtildiği, bu nedenle atış alanının yanlış belirlenmesi ve çevresinin yasak bölge ilan edilmemesinden dolayı davacı idarenin de müterafik kusurunun olduğu anlaşılmaktadır.

Şu durumda, rücuda teselsül olmayacağından, davalıların olayın meydana gelmesindeki kusur oranları ve davacının müterafik kusuru uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, oluşa uygun düşmeyen bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve açıklanan nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/2 ve 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacının tüm temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, bu aşamada davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve davalı ... yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17.11.2020 gününde oy çokluğuyla karar verildi.