AVUKATI GÖZÜNDEN BIÇAKLAYAN SANIĞA VERİLEN 18 YIL HAPİS CEZASI YARGITAY'CA ONANDI
Avukat Asilcan Tuzcu, takip ettiği dosyalar nedeniyle 2020 yılında bıçaklı saldırıya uğramış ve bir gözünü kaybetmişti. Kadın kılığına giren saldırgana verilen 18 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı.
GÖZÜNDEN BIÇAKLANDI
Avukat Asilcan Tuzcu, aleyhine takip ettiği ceza ve icra dosyaları dolayısıyla karşı tarafça 15.10.2020 tarihinde bıçaklı saldırıya uğramış ve bir gözünü kaybetmişti. Kadın kılığına girmek suretiyle pusu kurarak saldıran F. Ö., yerel mahkemece indirimsiz olarak 18 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmıştı. Sanık müdafiinin temyiz talebi esastan reddedildi.
TAKDİRİ İNDİRİM UYGULANMAMASINA
İndirimsiz cezalandırılan sanık hakkında Yargıtay, "Sanığın kasta dayalı sorumluluğunu samimi olarak kabullenmemesi, nedametini ortaya koyar tavır ve davranışlar sergilememesi, takdiri indirim sebeplerini öngören düzenlemenin yasal bir atıfet maddesi olmayışı gözetilerek sanık hakkında TCK’nın 62/1. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına," şeklindeki yasal ve yeterli gerekçeye istinaden sanık lehine takdiri indirim sebebi uygulanmamasına karar verilmesinde hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığına da değindi.
"MESLEKİ DAYANIŞMA KALMAMIŞ"
Olaya ilişkin hukukihaber.net'e konuşan Avukat Asilcan Tuzcu, "Yaşadıklarım korkunçtu, yaptığım avukatlık mesleği dolayısıyla böylesine iğrenç bir şekilde saldırıya maruz kalmak çok zor. Olayın olduğu ilk iki gün meslektaşlarım hastaneye ziyarete gelip geçmiş olsun dileklerinde bulundular. TBB ve diğer barolar sürekli olayın takipçisi olacaklarına dair yazılı bildirimde bulundular. Olaydan sonra ise birkaç meslektaşım dışında hiç kimse 'davanın akıbeti ne oldu?' diye sormadı. Maalesef mesleki dayanışma diye bir şey günümüzde pek kalmamıştır." dedi.
"ÖMÜR BOYU ENGELLİ KALDIM"
Verilen cezanın kendisini tatmin etmediğini belirten Tuzcu, "Elbette etmedi. Yıllarca dirsek çürüttüm. Sonunda adamın biri gelip gözümü çıkardı. Ölümden döndüm. Üst sınırı 20 yıl olarak belirlenen bir suç için 18 sene hapis cezası gerçekten az. Yatarı 6-7 sene. Ancak ben ömür boyu engelli kaldım." ifadelerini kullandı.
"MESLEKTAŞLARIM HER AN TETİKTE OLSUN!"
Hukukihaber.net vasıtasıyla meslektaşlarına seslenen Tuzcu şunları söyledi; "Öncelikle Konya Barosu Eski Başkanı avukat Mustafa Aladağ'a kalpten ve en içten teşekkürlerimi iletiyorum. Kendisi sözde değil özde avukatın yanında bir insan, süreç boyu yalnız bırakmadı. Diğer meslektaşlarıma da; mesleğe başlar başlamaz ilk önce silah ruhsatlarını almalarını ve aldıkları silahı her daim yanında bulundurmalarını ayrıca sürekli tetikte olmalarını tavsiye ederim. Zira Türkiye'de aksi pek mümkün değil, her an tetikte olmak lazım. Çünkü insanlar açılan davaları ve hukuki işlemlerin sebebini avukattan biliyor. Hakim veya savcıların dava dosyası nedeniyle yaralandığına veya öldürüldüğüne pek tanık olamazsınız ancak avukat için sınırsız sayıda emsali bulunmaktadır."
SİLAH RUHSATI
"Silah ruhsat harcının zorunlu olması kadar hukuka aykırı bir durum bulunmamaktadır. Bugün için bu harç bedeli 23.093,00 TL dir. Madem ki avukat bir kamu görevlisi, o zaman harçtan da muaf olması gerekir. TBB sürekli taziye ve kutlama mesajları yayınlayacağına bu hususa bir el atması gerekmektedir."
"KELLE KOLTUKTA GEZİYORUZ"
Gerekirse avukatların bu konuda ciddi bir tavır takınması gerekmektedir. Çünkü inanın kelle koltukta geziyoruz. Bu sadece benim için değil, bütün meslektaşlarım için böyledir. Tevkille girdiği bir icra dosyasında gaddarca vurularak öldürülen meslektaşımızı ne çabuk unuttuk. Düşünün... canına kıyılan meslektaşımızın tırnağı bile olamayacak biri tarafından, AVUKAT öldürüldü!"
Hukukihaber.net olarak Avukat Asilcan Tuzcu'ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bir daha hiçbir avukatın böyle menfur bir saldırıya maruz kalmamasını diliyoruz.
İlgili Yargıtay kararı şöyle;
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Esas No: 2022/7731
Karar No: 2023/107
Tebliğname No: 1 - 2022/74137
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi
TARİHİ: 31.03.2022
EK KARAR TARİHİ: 07.04.2022
SAYISI: 2021/1754 E., 2022/894 K.
KATILAN : Asilcan Tuzcu
KATILMA TALEP EDEN : Konya Barosu Başkanlığı
SANIK: F. Ö.
SUÇ: Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
SUÇ TARİHİ : 15.10.2020
HÜKÜM: İstinaf başvurularının esastan reddi kararı, temyiz isteminin reddi kararı
TEMYİZ EDEN: Katılan Asilcan vekili,
EK KARARI TEMYİZ EDEN: Konya Barosu Başkanlığı vekili, sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükmün onanması
Katılan vekili ve sanık müdafiinin temyizine konu İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın ve Konya Barosu Başkanlığı'nın temyizine konu 07.04.2022 tarihli ek kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Akşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 07.0./2021 tarihli ve 2021/22 Esas, 2021/260 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (a)-(g) bendleri, 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 63 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ,hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
2. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 31.03.2022 tarihli ve 2021/1754 Esas, 2022/894
Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik;
a. Konya Barosu Başkanlığının istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanunu'nun 260 ıncı maddesi hükmüne göre kanun yolu başvuru hakkı bulunmadığı anlaşılmakla 5271 sayılı Kanun'un 279 uncu maddesi birinci fıkrası (b) bendi gereğince reddine,
b. Sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3. Konya Barosu Başkanlığının temyiz talebi Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin
07.04.2022 tarihli ek karar ile reddedilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri
Sanığın en üst hadden cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
1. Eksik incelemeye,
2. Sübuta,
3. Suç vasfına,
4. Bölge Adliye Mahkemesinin duruşma açmaksızın karar verdiğine,
5. Sanık hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanması gerektiğine, İlişkindir.
C. Konya Barosu Başkanlığı (07.04.2022 tarihli ek karara yönelik)
Olay sebebiyle doğrudan zarar gören Konya Barosu Başkanlığı'nın kanunun lafzı ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde davaya katılma hakkı bulunduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1. Katılanın Konya Barosuna kayıtlı olarak Akşehir ilçesinde avukatlık yaptığı ve sanık F. aleyhine birden fazla davada davanın karşı tarafı olan tanık H.Ö'nün vekillik görevini üstlendiği, söz konusu bu davalarda katılanın talebiyle bilgisayarında yapılan arama sonucunda aleyhine olduğu anlaşılan çok önemli bir delilin dosya arasına girmiş olması, yine katılanın tazminat davası kapsamında özellikle işin üstüne düşerek ve ihbarda bulunarak ihtiyati hacizle iş yerinde kullandıkları araçlarını otoparka çektirmiş olması karşısında avukatlık mesleğinin gereğini yapan katılana husumet nedeniyle olay günü kılık değiştirip tanınmaz hale gelerek katılanı evinin önünde beklediği, katılanın evinin önüne gelmesi üzerine hızla arkasından koşup öncelikle sırt bölgesine saldırdığı, katılanın yüzünü kendisine dönmesi üzerine de öldürme kastıyla doğrudan kafa/yüz bölgesini hedef alarak sol gözünden bıçakladığı ve katılanın boynuna yönelip boynundan ve çeşitli bölgelerinden yaraladığı, bu sırada katılanın tüm gücüyle kendisini savunduğu ve kurtulamayacağını anlayınca yardım çağrısında bulunduğu, komşusu olan tanık S.E'nin katılanın sesini duyup o halini görünce bağırarak aşağı inmesi üzerine sanığın yakalanma korkusu ile eylemine son vermek zorunda kalıp kaçmaya başladığı, katılanın yerine getirmekte olduğu kamu görevi nedeniyle katılanı öldürmeye teşebbüs ettiği sabit görülmüştür.
Tasarlamaya yönelik; sanığın önceden yaptığı plan ve hazırlıklar doğrultusunda Ece Sokak üzerine aracı park edip tanınmamak amacıyla maske, peruk ve aldığı ameliyat eldivenlerini takıp portakal benzeri nesnelerle kendisine göğüs yaparak kadın görünüme girip aracını park ettikten sonra Lalezar Sokak üzerinden yürüyerek katılanın ikametinin önüne gittiği ve konum alıp katılanın evine gelmesini beklemeye başladığı, sanığın olaydan önce katılanın evinin adresini de araştırıp bulduğunun değerlendirildiği anlaşılmıştır.
2. Sanık aşamalarda üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
3. Katılanın beyanları dosya içerisinde mevcuttur.
4. Tanıklar F.D, S,E, H.Ö, S.Y'nin olayın oluşuna ilişkin beyanları dosya içerisinde mevcuttur.
5. Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 26.02.2021 tarihli raporda;
"Sol gözü perfore eden kesici alet yaralanması olduğu, sol SCM arkasından dikey olarak kasa uzanan yaklaşık 10 cm'lik kesi, sol omuzda yatay seyirli yüzeyel yaklaşık 5 cm'lik kesisi olduğu, sol skapula altında yaklaşık 2 cm'lik ve 2 cm derinliğinde kesisi olduğu,
-Yaşamını tehlikeye sokmadığını,
-Yüzünde sabit iz niteliğinde olup olmadığının değerlendirilebilmesi için olay tarihinden 6 geçmesi gerektiği, ancak kişide mevcut olan protez göz ve göz kapağı düşüklüğü yaşamı boyunca devam edeceğinden, şahsın yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğu
-Kemik kırığına neden olmadığını,
-Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğu" şeklinde görüş belirtilmiştir.
6. Olay yerinin incelemesine istinaden düzenlen olay yeri inceleme tutanağı, olay yeri krokisi, sanığın teşhisine yönelik tespit edilen kamera görüntülerine ilişkin izleme, inceleme ve karşılaştırmaya dair düzenlenen 19.01.2020 ve 20.01.2020 tutanaklar ile bu hususta düzenlenmiş 27.05.2021 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde mevcuttur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmamıştır.
IV. GEREKÇE A. Katılan Vekilinin Temyiz Sebebi Teşebbüs İndirimi
Sanığın eylemi neticesinde katılanın, sırt, omuz, yüz ve boyun bölgelerinden yaralandığı, yaralanmasnın yüzünde sabit ize ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğu anlaşılmakla, Mahkemece teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 5237 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözönünde tutularak belirlenen ceza miktarında isabetsizlik bulunmadığından hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri 1. Eksik İnceleme Ve Sübut
Katılanın kendisine saldıran kişinin sanık olduğunu teşhis ettiği ve aşamalarda değişmez şekilde beyanlarda bulunduğu, dosyada mevcut tanık beyanlarının sanığı doğrulamadığı, kamera görüntüleri inceleme tutanaklarından sanığın eşgalinin ve olay günü giymiş olduğu kıyafetlerin saldırıyı gerçekleştiren kişiyle uyumlu olduğu, görgüye dayalı bilgi sahibi olan tanık S.E'nin usulüne uygun olarak yapılan keşif sırasında olay günü kılık değiştirmek suretiyle kimliğini gizleyen şahısla sanığın benzer olduğunu belirttiği, dava dosyasının tekemmül ettirilerek karar verildiği anlaşılarak sanığın eyleminin sübuta erdiğinin kabulü ile hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Suç Vasfı
Sanık ile katılan arasındaki husumetin varlığı, sanığın eylemi neticesinde katılanın, sırt, omuz, yüz ve boyun bölgelerinden yaralandığı, yaralanmasnın yüzünde sabit ize ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğu, yaralanmaların sayısı ve niteliği, hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan vasıtanın elverişliliği, katılanın sanığın saldırısından kurtulamayacağını anlayınca yardım çağrısında bulunduğu, komşusu olan tanık Selim’in katılanın sesini duyup o halini görünce bağırarak aşağı indiği, bunun üzerine sanığın yakalanma korkusu ile eylemine son vermek zorunda kalıp kaçmaya başladığı sanığın kastının yoğunluğu hususları nazara alındığında sanığın, katılan öldürmeye teşebbüs ettiğinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3. Bölge Adliye Mahkemesinin Duruşma Açmaması Hususu
5271 sayılı Kanunu'nun 280. maddesinde "Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma" usulleri belirlenmiş olmakla İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı hallerde duruşma açılmaksızın istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi mümkün olduğundan, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
4. Takdirî İndirim
Sanık hakkında kurulan hükümde, 5237 sayılı Kanun'un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca takdiri indirim sebebi uygulanmasının Mahkemenin takdir yetkisi kapsamında olduğu, ancak bu takdirin sınırsız ve denetime kapalı bir yetkiyi barındırmadığı, Yargıtay tarafından yapılacak değerlendirmenin, Mahkemenin takdirinin dava dosyasında mevcut veriler ile uyumlu olup olmadığı, yerinde ve yeterli gerekçeye dayanıp dayanmadığı ile sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece; " Sanığın kasta dayalı sorumluluğunu samimi olarak kabullenmemesi, nedametini ortaya koyar tavır ve davranışlar sergilememesi, takdiri indirim sebeplerini öngören düzenlemenin yasal bir atıfet maddesi olmayışı gözetilerek sanık hakkında TCK’nın 62/1. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, " şeklindeki yasal ve yeterli gerekçeye istinaden sanık lehine takdiri indirim sebebi uygulanmamasına karar verilmesinde hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
C. Konya Barosu Başkanlığının 07.04.2022 Tarihli Ek Karara İlişkin Temyiz Sebepleri
Yargılama konusu suç yönünden katılan Kurum’un suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığı bu itibarla 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, katılan Kurum vekilinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 07.04.2022 tarihli ek kararında hukuka aykırılık görülmediğinden katılan Kurum vekilinin temyiz isteminin, 5271 sayılı Kanun’un 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİ İLE EK KARARIN ONANMASINA,
Gerekçe bölümünün (A) ve (B) bendlerinde açıklanan nedenlerle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 31.03.2022 tarihli ve 2021/1754 Esas, 2022/894 Karar sayılı kararında sanık müdafiince ve katılan vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle
TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Akşehir Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.01.2023 tarihinde karar verildi.