AVUKATLIK KİMLİKLERİ TÜM RESMİ VE ÖZEL KURULUŞLAR TARAFINDAN KABUL EDİLECEK RESMİ KİMLİK HÜKMÜNDEDİR

AVUKATLIK KİMLİKLERİ TÜM RESMİ VE ÖZEL KURULUŞLAR TARAFINDAN KABUL EDİLECEK RESMİ KİMLİK HÜKMÜNDEDİR

T.C.

DANIŞTAY

8. DAİRE

E. 2011/5035

K. 2014/1153

T. 19.2.2014

Davanın Özeti : Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının 02.02.2011 tarih ve 740 sayılı işlemi ile dayanağı 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihlerinde yayınlanan "ÖSYM Tarafından Yapılan Sınavlarla İlgili Alınan Güvenlik Tedbirleri" başlıklı basın duyurusunun 5. maddesinin iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Sınavların her türlü şüphe ve şaibeden uzak ve daha güvenli bir ortamda gerçekleştirilmesi amacıyla tedbirler alındığı, dava konusu işlemin avukat kimliğinin resmi statüsünü kaldırmak gibi bir amaç taşımadığı, avukat kimliğinin kimlik tespitinde geçerli belge olarak kabul edilmesinin, diğer meslek grupları açısından da benzer bir düzenlemeyi gerekli kılacağı, bunun da uygulamada ciddi sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olacağı öne sürülerek, davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Ali SIRIKLIGİL

Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : Güneş KURTOĞLU KARACIK

Düşüncesi : Dava; avukat kimliklerinin kimlik tespitine esas belge kabul edilemeyeceğine ilişkin Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'nın 2.2.2011 tarih ve 740 sayılı işlemi ile dayanağı 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihli "ÖSYM Tarafından Yapılan Sınavlarla İlgili Alınan Güvenlik Önlemleri" başlıklı basın duyurularının 5. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; davalı idare tarafından yapılan sınavlarda; avukat kimliğinin geçerli kimlik olarak kabul edilmemesi üzerine davacı tarafından 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 9. maddesi hükmünün uygulanması talebiyle davalı idareye başvurulduğu, bu başvurunun ÖSYM Tarafından Yapılan Sınavlarla İlgili Alınan Güvenlik Önlemleri'nin 5. maddesinde, sınava giren adaylardan fotoğraflı ve onaylı özel kimlik belgesi olarak sadece nüfus cüzdanı ve pasaportun kabul edileceği, başka hiçbir özel kimlik belgesinin kabul edilmeyeceği düzenlemesine yer verildiği belirtilerek reddi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 9. maddesinde; "Avukat kimlikleri, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmündedir." kuralına yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5043 sayılı Kanunun 1. madde gerekçesinde; " Madde ile avukat ruhsatnameleri ve kimliklerinin bastırılması ve imzalanmasındaki fiili durum yasal çerçeveye kavuşturulmakta ve avukat kimliklerinin tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından resmi kimlik olarak kabul edileceği hususuna açıklık getirilmektedir. " hususu yer almıştır.

19.06.2002 tarih ve 24790 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 13. maddesinin son fıkrasında; avukat kimliğinin resmi belge niteliğinde olduğu belirtilmiştir.

Yüksek Seçim Kurulu'nca 9.6.2011 tarihinde; " Nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını Sandık Kurulu Başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerinin mümkün olduğuna" karar verilmiştir.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nce yenileme veya değiştirme nedeniyle nüfus cüzdanı taleplerinde; nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, ehliyet, pasaport, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı, basın kartı, yabancılara mahsus ikamet tezkeresi, yabancı ülke kimlik kartı veya pasaportunun herhangi bir kişinin kimliğini kanıtlayan belge olarak kabul edileceği açıklanmıştır.

PTT Genel Müdürlüğü Parasal Posta İşletme Dairesi Başkanlığı'nın 3.1.2012 tarih ve B.11.2.PTT.0.07.00.01/302-99/125 sayılı emirleriyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na göre avukat kimliklerinin resmi kimlik olması nedeniyle; parasal posta işlemlerinde geçerli kimlik belgesi kapsamına alınan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi ve pasaportun yanı sıra avukat kimliklerinin de geçerli kimlik kapsamına alındığı bildirilmiştir.

Bu bilgiler ışığında, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliğince üyelerine verilen avukat kimliğinin resmi nitelik taşıdığı ve meslek mensubunu tanıtması açısından yurt çapında geçerli olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.

Bununla beraber, avukat kimliğinin ayırdedici özellikleri hakkında sadece bir meslek grubunun ve ilişkili olduğu kişilerin yeterli bilgiye sahip olduğu ve nüfus cüzdanı ve pasaport gibi yaygın kullanımının olmadığı açıktır. Avukat kimliği, mesleki bir kimlik olup, bu kimliğin kimlik tespitinde kabul edilmesi, başka meslek gruplarının benzer düzenlemeler yapmalarına, kimlik tespitinde, kimlik tespitine esas belgelerin çokluğunun da yanlışlıkların, karışıklıkların oluşmasına neden olabileceğinin kabulü gerekir.

Davalı idarenin de savunmasında belirttiği üzere, tüm adaylarda bulunması gereken kimlik olan nüfus cüzdanı veya pasaport şeklinde sınırlama getirilmesi suretiyle kimlik tespitine esas alınan belge sayısı ne kadar az ve herkesçe bilinen- tanınabilen belgelerden olursa, kısıtlı zamanda kimlik kontrolü yapmak ve sınav güvenliğini sağlamakla yükümlü olan sınav bina ve salonlarındaki sınav görevlilerinin, bu belgelerin ayırdedici özelliğinin kolaylığı ve taklit edilmesinin zorluğu nedeniyle adayların kimlik tespiti konusunda yanılmaları ve zaman kaybı da o kadar az olacaktır.

6114 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, ülkemizdeki pek çok kuruma ait sınavı yapmakla görevlendirilen ve bu konuda uzmanlaşmış olan davalı idarenin, sınavların sağlıklı, objektif ve güvenli bir biçimde yapılması konusunda her türlü önlemi alma ve düzenleme yetkisi çerçevesinde, koşulları önceden belirlenmiş objektif kurallar koyarak, bu kuralları tüm adaylara duyurmak, eşit bir şekilde uygulamak, yapacağı sınavlarda bu kurallara uyulmasını sağlamak ve sınav disiplini ve güvenliğinin temini için bu kurallara uyulup uyulmadığı hususunda gerekli denetimleri yapmak; sınava girecek olan kişilerin ise, sınav için belirlenen tüm kurallara ve talimatlara uyma, aksi takdirde öngörülen sonuçlara katlanma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu kapsamda, davalı idarenin yaptığı sınavlarda kimlik tespitine esas alınacak belge ve/veya belgeleri belirleme konusunda takdir yetkisi bulunduğu şüphesizdir. Bu hususun 1136 sayılı Kanunun 9. maddesindeki hükme aykırı bir husus içermediği açıktır.

Bu itibarla; davalı idarece, sınavın güvenlik ve yeknesaklığını sağlamak amacıyla, ülke genelinde kullanıldığı için ayırt edici özelliklerinin herkesçe bilinmesi nedeniyle daha kolay kontrol edilebileceği ve göreceli olarak taklit edilebilmesinin zor olduğu hususları dikkate alınarak, sınava girişte özel kimlik belgesi olarak, resmi geçerliliğe sahip olan kimlik belgeleri arasından sadece nüfus cüzdanı ve pasaportun geçerli sayılmasında ve adayların bu hususta dikkatli olması gerektiğine ilişkin olarak sınav öncesinde yapılan duyurularda hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

Bu nedenle, avukat kimliğinin davalı idare tarafından yapılan sınavlarda sınava giriş şartı için esas alınacak belgeler içinde yer almamasında kamu hizmeti gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin ve dayanağı basın duyurularının iptalleri isteminde isabet görülmemiştir.

Öte yandan, avukat kimliğinin sözkonusu sınavlarda sınav giriş şartı olarak kabul edilen geçerli belgeler arasında kabul edilmemesi bu kimliğin resmi niteliğini ortadan kaldırmayacaktır.

Açıklanan nedenlerle davanın reddine hükmedilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için önceden belirlenen 19.02.2014 gününde davacıyı temsilen vekili Av. M. C.'nin, davalı idareyi temsilen Vekili Av. S. Ö.'in geldiği görüldükten ve davacı ve davalı idare vekillerinin iddia ve savunmaları ile Danıştay savcısının düşüncesi dinlenip duruşmaya son verildikten sonra işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığının 02.02.2011 tarih ve 740 sayılı işlemi ile dayanağı 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihlerinde yayınlanan "ÖSYM Tarafından Yapılan Sınavlarla İlgili Alınan Güvenlik Tedbirleri" başlıklı basın duyurusunun 5. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 9. maddesinde; "Avukat kimlikleri, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmündedir." kuralına yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5043 sayılı Kanunun 1. madde gerekçesinde; " Madde ile avukat ruhsatnameleri ve kimliklerinin bastırılması ve imzalanmasındaki fiili durum yasal çerçeveye kavuşturulmakta ve avukat kimliklerinin tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından resmi kimlik olarak kabul edileceği hususuna açıklık getirilmektedir. " hususu yer almış; 19.06.2002 tarih ve 24790 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Kanunu Yönetmeliği'nin 13. maddesinin son fıkrasında; avukat kimliğinin resmi belge niteliğinde olduğu belirtilmiştir.

Yüksek Seçim Kurulu'da 9.6.2011 tarihli kararında; "Nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını Sandık Kurulu Başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerinin mümkün olduğunu" belirtmiştir.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nce yenileme veya değiştirme nedeniyle nüfus cüzdanı taleplerinde; nüfus cüzdanı, uluslararası aile cüzdanı, ehliyet, pasaport, memur cüzdanı, avukat kimlik kartı, basın kartı, yabancılara mahsus ikamet tezkeresi, yabancı ülke kimlik kartı veya pasaportunun herhangi bir kişinin kimliğini kanıtlayan belge olarak kabul edileceği açıklanmıştır.

PTT Genel Müdürlüğü Parasal Posta İşletme Dairesi Başkanlığı'nın 3.1.2012 tarih ve B.11.2.PTT.0.07.00.01/302-99/125 sayılı emirleriyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na göre avukat kimliklerinin resmi kimlik olması nedeniyle; parasal posta işlemlerinde geçerli kimlik belgesi kapsamına alınan nüfus cüzdanı, sürücü belgesi ve pasaportun yanı sıra avukat kimliklerinin de geçerli kimlik kapsamına alındığı bildirilmiştir.

Bu bilgiler ışığında, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliğince üyelerine verilen avukat kimliğinin resmi nitelik taşıdığı ve meslek mensubunu tanıtması açısından yurt çapında geçerli olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacı Ankara Barosunun 24.12.2010 tarihli başvurusunun davalı idarece 02.02.2011 tarih ve 740 sayılı işlemle 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihinde internet sayfasında yayınlanan basın duyurusunun 5. maddesi dayanak gösterilmek suretiyle reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı idarece, tüm adaylarda bulunması gereken kimlik olan nüfus cüzdanı veya pasaport şeklinde sınırlama getirilmesi suretiyle kimlik tespitine esas alınan belge sayısı ne kadar az ve herkesçe bilinen, tanınabilen belgelerden olursa, kısıtlı zamanda kimlik kontrolü yapmak ve sınav güvenliğini sağlamakla yükümlü olan sınav bina ve salonlarındaki sınav görevlilerinin, bu belgelerin ayırdedici özelliğinin kolaylığı ve taklit edilmesinin zorluğu nedeniyle adayların kimlik tespiti konusunda yanılmaları ve zaman kaybının da o kadar az olacağı savunulmakta ise de; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 9. maddesinin amir hükmü olan avukat kimliklerinin, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmünde olduğu gerçeğini değiştirmediği, böylesine açık ve yorumdan uzak bir yasa hükmü mevcutken yasa hükmünün uygulanmasını engeller nitelikte yasadan daha alt bir düzenleyici işlemle yayınlanan basın duyurusu ile olumsuz ve yasaklayıcı bir hüküm getirilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, dava konusu 02.02.2011 tarih ve 740 sayılı işlem ile dayanağını oluşturan 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihli basın duyurusunun 5. maddesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davanın konusu 02.02.2011 tarih ve 740 sayılı işlem ile dayanağını oluşturan 5.10.2010, 26.10.2010 ve 27.10.2010 tarihli basın duyurusunun 5. maddesinin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 175,40 TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarında takdir edilen 3.000,00 TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan 20,00 TL posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 ( otuz ) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 19.02.2014 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.