AYM: AHLAKİ DURUM GEREKÇESİYLE İŞ AKDİNİN FESHİ HAK İHLALİ
Gerekçeden: "İşçinin aynı iş yerinde çalışan başka bir işçiyle ilişki yaşaması halinde işverenin sadece bu nedene dayanarak iş akdini feshedebileceğini kabul etmek, işçinin demokratik bir toplumda temel haklarına ve özgürlüklerine iş yerinde de saygı gösterilmesi gerektiği yönündeki haklı beklentisiyle uyuşmayacaktır"
Anayasa Mahkemesi (AYM), iş sözleşmesi ahlaki durum gerekçe gösterilerek feshedilen işçinin özel hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Anayasa Mahkemesinin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, özel bir şirkette çalışan H.Ç. hakkında 2015'te, "terör örgütü mensubu olduğu, bombalı eylemde bulunacağı" şeklinde iş yerine ihbar telefonu geldi.
İhbar üzerine H.Ç'nin iş akdi feshedildi. Fesih bildiriminde H.Ç'nin, "V.B. adlı bir şirket çalışanıyla ilişkisinin olduğu, bu ilişkiyi öğrenen V.B'nin karısının şirket çağrı merkezini arayarak başvurucunun canlı bomba olduğuna dair ihbarda bulunduğu" belirtildi. İhbar nedeniyle polislerce şirkette inceleme yapıldığı, üretim kaybı, korku gibi huzursuzluk yaratan durumların meydana geldiği, olayın oluşumunda başvurucunun iş yerinde başka bir çalışan ile yaşadığı ilişkinin etkili olduğu ifade edilerek, bu nedenle ahlaki durum gerekçesiyle iş akdinin feshedildiği kaydedildi.
- İşe iade davası açtı, kazandı
İşten atılan H.Ç, Manisa 1. İş Mahkemesinde işe iade istemiyle dava açtı. Dava dilekçesinde, savunması alınmadan, kendisine bir bildirim yapılmadan ve gerekçe belirtilmeden işten çıkarıldığını öne sürdü.
Bu sırada, telefon ihbarını yapan kişi hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Şirketi telefonla arayarak ihbarda bulunan kişinin Ö.C. isimli başka bir kadın olduğu tespit edildi.
Manisa 1. İş Mahkemesi, 2016'da, feshin geçersizliği ile başvurucunun işe iadesine karar verdi. Kararın gerekçesinde, işverenin fesih kararındaki gerekçelerine rağmen bomba ihbarının yapıldığı tarihte iş yerinde üretimin aksadığı, durduğu ve bundan dolayı zarar oluştuğuna dair delil sunulmadığı belirtildi. Dinlenen tanıkların ifadeleri ve iş yerinden sunulan kayıtlardan başvurucunun diğer çalışanla iş ilişkisi dışında farklı bir ilişkilerinin olduğuna dair delilin de ortaya konulamadığı belirtilen yerel mahkeme kararında, davacıya atfedilen eylemlerle ilgili hususların şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığı kaydedildi.
- Yargıtay işe iade kararını kaldırdı
Bu kararın işveren tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016'da, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verdi.
Yargıtayın kararında, iş sözleşmesinin ahlaki durum gerekçe gösterilerek sona erdirildiği, buna göre yapılan fesihlerde işçinin savunmasının alınmasına gerek olmadığı belirtildi. Kararda, "başvurucunun V.B. ile çalışma arkadaşlığı ilişkisini aşan bir ilişki yaşadığı, bu ilişkinin iş yerinde olumsuzluklara yol açtığının anlaşıldığı, bu nedenle iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerektiği" kaydedildi.
Kararın kesinleşmesi üzerine Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunan H.Ç, özel hayata saygı hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürdü.
- Yeniden yargılama yapılacak
Bireysel başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Manisa 1. İş Mahkemesine gönderildi.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, işlerin etkin bir şekilde yürütülmesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi haklı ve meşru görülebilecek nedenlerle işverenin, çalışanın özel hayatı kapsamında kalan bazı davranış ve eylemlerine ilişkin sınırlamalar getirebileceği, ancak işverenin yetki ve haklarının sınırsız olmadığı belirtildi.
Gerekçede, "İşçinin aynı iş yerinde çalışan başka bir işçiyle ilişki yaşaması halinde işverenin sadece bu nedene dayanarak iş akdini feshedebileceğini kabul etmek, işçinin demokratik bir toplumda temel haklarına ve özgürlüklerine iş yerinde de saygı gösterilmesi gerektiği yönündeki haklı beklentisiyle uyuşmayacaktır." denildi.
Çalışanın diğer bir çalışanla yaşadığı ilişkinin, işin yürütülmesini, iş sağlığını ve güvenliğini etkileyip etkilemediğinin önem taşıdığı vurgulanan gerekçede, "İş yerinde yaşanan ancak işin işleyişine etkisi olmayan her ilişkinin fesih nedeni olacağını doğrudan kabul etmek, işverenin menfaatleri ile işçinin menfaatleri arasında pozitif yükümlülükler kapsamında devlet tarafından korunması gereken dengenin işçi aleyhine bozulması sonucunu doğuracağı söylenebilir." tespiti yapıldı.
Gerekçede, iki çalışan arasındaki ilişkinin iş akdinin feshi nedeni olarak kabul edilebilmesi için ilişkinin varlığı, ilişkinin işin yürütülmesine olumsuz etkilerinin işveren tarafından tam olarak ortaya konulması, derece mahkemeleri tarafından da konunun yeterli ve ilgili gerekçe ile açıklanması gerektiğine işaret edildi.
- "Özenli yargılama yapılmadı"
Gerekçede, olayda işverenin iş akdini, "başvurucunun V.B. isimli işçi ile ilişkisi olduğu, bu ilişki nedeniyle V.B.nin eşinin yaptığı bir ihbar sonucu zarara uğradığı gerekçesiyle feshettiğini" söylediği, ancak ihbarı yapan kişinin V.B.nin eşi olmadığı ve ihbarın iddia edilen ilişki ile ilgisinin bulunmadığının ortaya çıktığı belirtildi.
Yargılama sürecinde, işverenin "bu ihbar nedeniyle şirkete polisin gelerek inceleme yaptığı, işin durduğu ve bu nedenle zarara uğradığına yönelik iddialarını destekleyen belge sunamadığı, yerel mahkemenin de bu konuda ayrıca bir araştırma yapmadığı ve dinlenen tanıkların iş yerinde anılan olumsuzluklara yönelik beyanlarının alınmadığı" kaydedilen gerekçede, derece mahkemesi tarafından, işverenin iddiaları karşısında V.B'nin tanık olarak dinlenmediği, işveren tarafından dosyaya sunulan savunmasının doğruluğunun araştırılmadığı, sonuçta özenli bir yargılama yapılmadığı vurgulandı.