AYM BİR HÜKMÜ İPTAL EDERSE UYUŞMAZLIK NASIL ÇÖZÜLÜR?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, rektör olarak görev yaptığı dönemdeki fiilleri nedeniyle davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali için açılan davayı sonuçlandırdı.
İlk derece mahkemesi: Düzenleme iptal edildiğinden ilgili hakkında uygulanamaz
Bu durumda, Anayasa Mahkemesince iptal edilen Kanun hükmüne dayalı olarak çıkarılan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı,
Bunun yanında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde, devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarının; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma olarak belirlendiği ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 20. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Kanun ile 657 sayılı Kanun'a atıf yapıldığı görülmekte olup, davalı idarece Mahkemelerinin yürütmeyi durdurma kararı akabinde 657 sayılı Kanun dikkate alınarak davacı hakkında yeni bir işlem tesis edilebileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Danıştay 8. Daire: Karar 9 ay sonra yürürlüğe gireceğinden uygulanır
Bu çerçevede, iptal kararının yürürlüğe girdiği 08/01/2016 tarihine kadar Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin dayanağı olan 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, uyuşmazlığın dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat dikkate alınarak çözümlenmesi gerekir
İDDK: Ortada yeni bir düzenleme varsa uyuşmazlık ona göre çözümlenir
Anayasa Mahkemesi bir kanun maddesini iptal ettikten sonra, Anayasa Mahkemesince iptal hükmünün yürürlüğü ertelenmiş ise, iptal hükmünün yürürlüğünün ertelenmesi süresi içinde veya daha sonraki bir tarihte yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılırsa, uyuşmazlığın bu düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir. Aksi yaklaşımın, işlenen fiillerin cezasız kalması neticesini doğuracağı açıktır.
Nitekim, bakılan uyuşmazlık özelinde de, Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararlarından sonra 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrası, 6764 sayılı Kanun'un 26. maddesi ve 7243 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile değiştirildiğinden, uyuşmazlığın yeni yasal düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/3128
Karar No: 2022/3263
TEMYİZ EDEN (DAVALI): . Başkanlığı
VEKİLİ: Av. .
KARŞI TARAF (DAVACI): .
VEKİLİ: Av. .
İSTEMİN KONUSU:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
. Üniversitesinde rektör olarak görev yaptığı dönemdeki fiilleri nedeniyle davacının, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Yüksek Disiplin Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53. maddesinin işlem tarihindeki yürürlükte bulunan (b) fıkrasında, "Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır. Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, Devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir." hükmüne yer verildiği,
Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararıyla, dava konusu kural ile düzenlenmesi öngörülen hususların, hangi fiillerin hangi disiplin cezalarını gerektireceği, bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri gibi konuları içerdiği, kamu görevlileri olarak memurların ve öğretim elemanlarının disiplin işlemleri konusunda kuralla getirilmiş bir kanuni güvence bulunmadığı, söz konusu disiplin işlemlerinin, Anayasa'nın 128. ve 130. maddelerinde yer alan hükümler gereğince kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlar olduğu, bu haliyle öğretim elemanları, memurlar ve diğer personel için getirilmiş herhangi bir kanuni güvence bulunmadığı gibi yasal olarak belirlilik de sağlanmadığı, kuralın, sadece Devlet memurlarına uygulanan usul ve esasların göz önüne alınmasını düzenlediği, ancak bunun dışında herhangi bir kanuni düzenlemeye yer verilmediği, dava konusu kuralın bu haliyle disiplin uygulamaları ile ilgili olarak genel ilkeleri ortaya koymadığı, disiplin cezalarını gerektiren hal ve durumları belirlemediği, ayrıca kuralda, disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurulları, disiplin cezalarının verilmesinde zamanaşımı ve karar verme süreleri, yüksek disiplin kurulunun çalışma usul ve yöntemleri, kurul kararlarına itiraz ve savunma hakkı başta olmak üzere kamu görevlilerinin hakları, cezaların tatbik edilme şekli ve disiplin cezalarının hangi hallerde özlük dosyasından silinebileceği gibi konuların hiçbiri ile ilgili kanuni düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla kapsama dahil personelin disiplin işlemlerine dair usul ve esasların kanunda gösterilmeyerek, tüm bu işlemlerin Yükseköğretim Kurulunca düzenlenmesini öngören dava konusu kuralın, Anayasa'nın 38., 128. ve 130. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği,
Bu hukuksal durumun doğal sonucu olarak, bir kanun ya da kanun hükmünde kararnamenin uygulanması nedeniyle dava açmak durumunda kalan ve Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasını isteme hakkına sahip olan kişilerin de, hak veya menfaatlerini ihlal eden kuralın iptal davası veya itiraz yoluyla daha önce yapılan başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması halinde iptal hükmünün hukuki sonuçlarından yararlanmaları gerektiği,
Aksi halde, bir yandan dava yoluna başvuran herkes için Anayasa ile tanınmış olan itiraz hakkının bunlar için fiilen işlemez hale getirilerek ortadan kalkması ve iptal kararının uygulanamaması, öte yandan Anayasa'ya aykırılığı hükmen saptanmış olan bir kanun hükmünün uygulanmasının hukuken korunması gibi bir sonuca neden olur ki bu durumun Anayasa'nın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceğinin kabulü gerektiği,
Bu durumda, Anayasa Mahkemesince iptal edilen Kanun hükmüne dayalı olarak çıkarılan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı,
Bunun yanında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinde, devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarının; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma olarak belirlendiği ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nun 20. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Kanun ile 657 sayılı Kanun'a atıf yapıldığı görülmekte olup, davalı idarece Mahkemelerinin yürütmeyi durdurma kararı akabinde 657 sayılı Kanun dikkate alınarak davacı hakkında yeni bir işlem tesis edilebileceğinin de açık olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/10/2020 tarih ve E:2016/8169, K:2020/4498 sayılı kararıyla;
Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararıyla, kapsama dahil personelin disiplin işlemlerine dair usul ve esasların kanunda gösterilmeyerek, tüm bu işlemlerin Yükseköğretim Kurulunca düzenlenmesini öngörmesi nedeniyle, Anayasa'nın 38., 128. ve 130. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği,
Bu çerçevede, iptal kararının yürürlüğe girdiği 08/01/2016 tarihine kadar Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin dayanağı olan 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, uyuşmazlığın dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat dikkate alınarak çözümlenmesi gerektiği,
Bu durumda, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin dayanağı olan 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, bu Kanun maddesine dayanılarak disiplin cezası verilebileceğinin açık olduğu, dava konusu işlemin yasal dayanağının kalmadığından bahisle verilen temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'NIN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile . İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı, 01/03/2011-10/02/2015 tarihleri arasında . Üniversitesinde rektör olarak görev yapmıştır.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 27/01/2015 tarihli onayı ile başlatılan disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen 17/05/2015 tarihli soruşturma raporunda; Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde yer alan "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" fiilini işlediğinin tespit edildiği belirtilerek davacının kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir.
Bu teklif doğrultusunda, Yükseköğretim Kurulu Yüksek Disiplin Kurulunun . tarih ve . sayılı kararıyla, davacının kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53. maddesinin 01/03/2014 tarih ve 6528 sayılı Kanun'un 7. maddesiyle değişik (b) fıkrasında, "Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır. Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, Devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde, "Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak" kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesinin 07/04/2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararıyla, "kapsama dahil personelin disiplin işlemlerine dair usul ve esasların kanunda gösterilmeyerek, tüm bu işlemlerin Yükseköğretim Kurulunca düzenlenmesini öngörmesi nedeniyle, Anayasa'nın 38., 128. ve 130. maddelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle, 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı iptal kararı üzerine yeniden düzenlenen, 2547 sayılı Kanun'un 09/12/2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6764 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 53. maddesinin (b) fıkrasında, Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanları, memur ve diğer personeline uygulanabilecek disiplin cezalarının, uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezası olduğu hükme bağlanmış ve anılan cezaları gerektiren fiiller Kanun'da sayma suretiyle belirtilmiştir.
Bununla birlikte; 2547 sayılı Kanun'un, 6764 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentlerinde yer alan "657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak..." ibarelerinin, "öğretim elemanı, memur ve diğer personelden oluşan yükseköğretim kurumları kamu personeline ilişkin disiplin kuralları öngörülürken kanun koyucu tarafından bunlar arasında görevin niteliğinden kaynaklanan ve Anayasa tarafından öngörülen ayrım ve farklılıkların dikkate alınmayarak öğretim elemanları ile memur ve diğer personelin tümüyle aynı kurallara tabi kılınması ve dava konusu ibareler yoluyla öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğu kapsamına 657 sayılı Kanun'da sayılan fiillerin tamamının dahil edilmesi, Anayasa'da bu kişiler için öngörülen güvencelerle örtüşmediği gibi gerek uygulayıcılar gerekse disiplin kurallarının muhatapları yönünden birtakım belirsizliklere de yol açtığından dava konusu kuralların Anayasa'nın 2., 27. ve 130. maddeleriyle bağdaşmadığı" gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesinin 10/04/2019 tarih ve E:2017/33, K:2019/20 sayılı kararıyla iptaline ve kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararından sonra, 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri, 17/04/2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7243 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile değiştirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi bir kanun maddesini iptal ettikten sonra, Anayasa Mahkemesince iptal hükmünün yürürlüğü ertelenmiş ise, iptal hükmünün yürürlüğünün ertelenmesi süresi içinde veya daha sonraki bir tarihte yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılırsa, uyuşmazlığın bu düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir. Aksi yaklaşımın, işlenen fiillerin cezasız kalması neticesini doğuracağı açıktır.
Nitekim, bakılan uyuşmazlık özelinde de Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararlarından sonra 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin (b) fıkrası, 6764 sayılı Kanun'un 26. maddesi ve 7243 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile değiştirildiğinden, uyuşmazlığın yeni yasal düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, davacı tarafından işlendiği iddia edilen fiillerin sübut bulup bulmadığı, disiplin cezasını gerektirip gerektirmediği ve lehe bir hüküm olup olmadığı yönlerinden işin esasına girilerek bir değerlendirme yapıldıktan sonra varılacak kanaate göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.