AYM : MÜDAFİNİN CUMHURİYET SAVCISINA 'İŞGÜZAR' DEMESİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

AYM : MÜDAFİNİN CUMHURİYET SAVCISINA 'İŞGÜZAR' DEMESİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

BAYRAM AKIN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/19278)

Karar Tarihi: 7/3/2019

R.G. Tarih ve Sayı: 11/4/2019-30742

I.     BAŞVURUNUN KONUSU

1.    Başvuru, avukat olan başvurucunun duruşma esnasında Cumhuriyet savcısına sarf ettiği sözlerden dolayı hapis cezası ile cezalandırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II.   BAŞVURU SÜRECİ

2.    Başvuru 3/12/2015 tarihinde yapılmıştır.

3.    Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4.    Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5.    Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6.    Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7.    Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III.  OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Avukat olan başvurucu, olayların meydana geldiği tarihte Aksaray Ağır Ceza Mahkemesinde canavarca hisle adam öldürme suçunu işledikleri iddiasıyla yargılanan iki sanıktan birinin müdafiidir. Üzerine benzin dökerek yakmak suretiyle sanıkların kişiyi öldürdükleri iddia edilmektedir. Söz konusu olayın ardından sanıklardan biri gözaltına alınıp tutuklanırken başvurucunun müdafii olduğu sanık bir gün süreyle gözaltında tutulmuş, Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. Başvurucunun müdafii olduğu sanık, Savcılıkta alınan ifadesinde kişiyi diğer sanığın yakarak öldürdüğünü net bir şekilde gördüğünü iddia etmiş ve olayın nasıl gerçekleştiğini anlatmıştır.

10.  Aksaray Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamanın 6/8/2013 tarihli ikinci duruşmasında başvurucu, sanık müdafii olarak duruşmaya katılmıştır. Sanıkların ve müdafilerinin dinlendiği duruşmada ilk söz, tutuklu sanık ve müdafiine verilmiştir. Tutuklu sanık müdafii müvekkilinin suçsuz olduğunu, suçun başvurucunun müdafiliğini yaptığı sanık tarafından işlendiğini ileri sürmüştür. Bunun üzerine söz alan başvurucu, tutuklu olarak yargılanan sanığın gözaltında adli kolluğun ve doktorların da bulunduğu ortamda açıkça "Ben niye katil oldum?" diye bağırarak suçu kabullendiğini, müvekkilinin de cinayet ile ilgili gördüklerini anlatarak olayı aydınlattığını, dolayısıyla bu davada tanık olarak dinlenilmesi gerekirken sanık olarak yargılandığını iddia etmiş ve iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısına yönelik olarak "...Müvekkilimin bu davada diğer sanıkla birlikte aynı sevk maddeleri ile cezalandırılmasının istenilmesi davayı açan savcının olayı kavrayamaması ve işgüzarlığındandır..." sözlerini kullanmıştır. Başvurucunun yaptığı savunmanın ardından duruşmada iddia makamını temsil eden savcı söz alarak sanıklar hakkında iddianame düzenleyen Cumhuriyet savcısıyla ilgili olarak "İşgüzarlık yapmıştır." şeklindeki beyanı nedeniyle duruşma tutanağından bir suretin gereğinin yapılması amacıyla Aksaray Baro Başkanlığına ve Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

11. Duruşma tutanağında, iddia makamını temsil eden savcı tarafından şu ifadeler tutanağa geçirtilmiştir:

"Sanık E. K. müdafii Av. Bayram Akın'ın taleplerimizi yazdırdığımız esnada söylediği sözlerin tutanağa geçirilmesine, yine bu esnada tarafımıza hitaben 'bunun söylediklerini yazıyorsunuz da benim söylediklerimi neden yazmıyorsunuz' şeklinde ve ayrıca 'asacaksınız asmayı düşünmüyor musunuz?' şeklinde müdahalede bulunduğu, mahkeme başkanınca birden fazla kez uyarılmasına rağmen konuşmaya devam ettiği, bu nedenle duruşma düzenini bozması nedeniyle CMK'nın 203. maddesi uyarınca duruşma salonundan çıkarılması kamu adına talep ve mütalaa olunur dedi."

12.  Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi 6/8/2013 tarihli kararı ile duruşma tutanağının birer örneğini gereğinin takdir ve ifası için Aksaray Baro Başkanlığı ile Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir.

13.  Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurucu hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan kamu davası açılmıştır. Yargılama esnasında yaptığı savunmada başvurucu; sanık müdafiliğini yaptığı duruşmada iddia makamını temsil eden savcının mütalaasını yazdırırken, müdafiliğini yaptığı sanık hakkındaki iddianameyi hazırlayan savcı için kendisinin (başvurucunun) kullandığı "işgüzar" kelimesi nedeniyle yargılanması için Baroya ve Savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını talep ettiğini ifade etmiştir. Başvurucu; bu durumun ağırına gittiğini, "işgüzar" kelimesini iddianamenin üstünkörü çalışılarak hazırlanmış olduğunu belirtmek amacıyla kullandığını, bunun üzerine bir açıklama yapma talebiyle ayağa kalktığını, iddia makamının parmağını sallayarak kendisine "Daha fazla konuşma." dediğini, kendisinin de bu söz üzerine "Asar mısınız keser misiniz?" dediğini ileri sürmüştür. Başvurucu, savcının mütalaası üzerine söz almak istediğini ısrarla belirtmesine rağmen Ağır Ceza Mahkemesi Heyetince kendisine söz verilmediğini ve akabinde hakkında hakaret suçundan soruşturma açılmasına dair karar verildiğini ifade etmiştir.

14.  Aksaray Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 24/6/2015 tarihinde başvurucunun kamu görevlisine hakaret suçundan iki kez 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Mahkeme kararının gerekçesinde başvurucunun iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısına yönelik "...müvekkilimin bu davada diğer sanıkla birlikte aynı sevk maddeleri ile cezalandırılmasının istenilmesi davayı açan savcının olayı kavrayamaması veya işgüzarlığındandır..." ile aynı duruşmada iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısına hitaben "Asmayı da düşünüyor musunuz?" ve anılan savcıyı kastederek Mahkeme Heyetine hitaben "Beni çoluk çocukla uğraştırmayın." şeklindeki sözleri sabit görülerek bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ölçülülük şartının oluşmaması sebebiyle iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında da değerlendirilmeyeceği, başvurucunun eylemleriyle ifade özgürlüğü ile iddia ve savunma dokunulmazlığı sınırlarını aştığı belirtilmiştir.

15.  Başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz, Niğde Ağır Ceza Mahkemesince 12/10/2015 tarihinde reddedilmiştir.

16.  Ret kararı başvurucuya 5/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 3/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

17.  Diğer taraftan Aksaray Ağır Ceza Mahkemesince 29/6/2016 tarihinde başvurucunun müdafiliğini yaptığı sanığın cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir.

IV.    İLGİLİ HUKUK

18.  İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının yer aldığı kararlar için Keleş Öztürk (B. No: 2014/15001, 27/12/2017, §§ 20-30) ve Bekir Coşkun ([GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 18, 19) kararlarına bakılabilir.

V.    İNCELEME VE GEREKÇE

19.  Mahkemenin 7/3/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A.   İfade Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1.    Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

20.  Başvurucu, sanık müdafiliğini yaptığı bir duruşma esnasında hem iddianameyi düzenleyen hem de yargılamada iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcısı hakkındaki beyanları nedeniyle mahkûmiyetine karar verildiğini belirtmiştir. Başvurucu; iddianameyi düzenleyen savcının olayı kavrayamaması nedeniyle müvekkilinin tanık olarak dinlenmesi gereken davada sanık olarak yargılandığını, nitekim müvekkilinin yapılan yargılama sonunda beraat ettiğini, her iki savcıya yönelttiği sözlerin eleştirel nitelikte olduğunu ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığını belirterek ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

21.  Bakanlık görüşünde; Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ifade özgürlüğü bağlamında avukatların konumlarına ve savunma dokunulmazlığına yönelik bir dizi kararı zikredilmiş, başvurucunun ifade özgürlüğüyle müştekinin şeref ve itibar hakkı ile yargı makamlarının saygınlığının korunması arasında -demokratik bir toplumun gerekleri dikkate alınarak- adil bir dengenin kurulması gerektiği ifade edilmiştir.

2.  Değerlendirme

22.  Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde esas alınacak “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kenar başlıklı 26. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...

Bu hürriyetlerin kullanılması, ...başkalarının şöhret veya haklarının, ...veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir..."

................

49.  İlk derece mahkemesi savcılara yönelttiği ifadelerden dolayı başvurucunun iki kez 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ancak ilk derece mahkemesi savunma görevini yerine getiren avukat hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmetmesinin acil bir ihtiyaçtan kaynaklandığını ortaya koyamamıştır. Bundan başka hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olmasının ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin ağırlığını hafifletmediği vurgulanmalıdır. Başvurucu beş yıl denetimli serbestlik tedbiri altına alınmıştır ve bir avukat olan başvurucunun bu süre içinde cezasının infaz edilmesi riski her zaman vardır. Yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde kesintiye uğratıcı bir etkisi vardır ve sonunda kişi denetim süresini yeni bir mahkûmiyet almadan geçirse bile bu etki, ileride düşünce açıklamaları veya müvekkillerinin çıkarlarını hararetle savunma görevi üzerinde caydırıcı etki oluşturabilir (Keleş Öztürk, § 60).

50. Sonuç olarak olaylara bir bütün olarak yaklaşan Anayasa Mahkemesi başvurucunun ifadelerinin kamuoyu önünde değil sadece duruşma salonunda söylenmiş olduğunu da gözetmiş ve başvurucu hakkında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmedilmesi suretiyle ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik bir toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı kanaatine varmıştır.

51. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

..............

VI.    HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A.  İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B.   Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C.   Kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Aksaray Ağır Ceza Mahkemesine (E.2014/206, K.2015/368) GÖNDERİLMESİNE,

D.   Başvurucuya net 9.150 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E.   226,90 TL harç ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.701,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F.    Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G.   Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/3/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

LİNK :

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2015/19278