AYNI TÜRDEN EŞYA SATAN KİŞİDE ÇALINTI MAL BULUNMASI HIRSIZLIK SUÇUNU OLUŞTURMAZ

AYNI TÜRDEN EŞYA SATAN KİŞİDE ÇALINTI MAL BULUNMASI HIRSIZLIK SUÇUNU OLUŞTURMAZ

TC

YARGITAY

17. Ceza Dairesi         

2018/7704 E. 

2019/8225 K.

Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlâli suçlarından sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 116/1 ve 62. (iki kez) maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 1 yıl 8 ay ile 1 yıl denetim süreleri belirlenmesine dair Bakırköy 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/05/2013 tarih, 2011/347 Esas ve 2013/530 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 14/11/2018 tarih ve 94660652-105-34-10420-2018 Kyb sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 19/11/2018 tarih ve 2018/92496 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi:
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Dosya kapsamına göre, sanığın savunmasında özetle, kendisinin Şanlıurfa'da cep telefonu alım satım işi ile uğraştığını, suç tarihinde İstanbul iline hiç gitmediğini ve müşteki ...'ın ikâmetinden hırsızlanan cep telefonuna takılarak kullanıldığı belirtilen ... numaralı telefon hattını fiilen kullanmadığını, cep telefonlarını satın almadan önce Telekominikasyon kurumundan kaydını sorguladıktan sonra ve kayıtlı şerhini gördükten sonra satın aldığını, sonrasında çalıntı çıkan telefonları emniyete teslim ettiğini, çalıntı olduğunu bilerek telefon satın almadığını ifade ederek üzerine atılı suçları kabul etmemesi karşısında, 2. el cep telefonu alım satım işiyle uğraşan sanığın üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl suçlarına ilişkin mahkûmiyetine yeterli kesin delil edilemediği gözetilerek atılı suçlardan beraat kararı verilerek, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun oluşup oluşmadığına ilişkin de bir değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararların bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık ... 12/10/2011 ve 30/05/2012 tarihli ifadelerinde adres olarak ..../Şanlıurfa adresini verdiği, iddianamedeki adresinde bu olduğu, ancak mahkeme tarafından verilen 07/05/2013 tarih, 2011/347 Esas ve 2013/530 sayılı karar verilen bir adresin dışında iç kapı no:1 adresine doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre MERNİS adresine tebliğ edildiği ve tebligatın bu nedenle usulsüz olduğu, dolayısıyla kararın henüz kesinleşmediği belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE 27/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.