BİLDİRİMİN İŞE GİRİŞ TARİHİNDEN SONRA YAPILMASI - HİZMET TESPİT DAVASI
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
2015/17274 E.
2015/18794 K.
9.11.2015 T.
• KURUMA BİLDİRİMİN İŞE GİRİŞ TARİHİNDEN SONRA YAPILMASI ( Halinde Kuruma Bildirimin Yapıldığı Tarihten Önceki Çalışmalar Bildirgelerin Verildiği Tarihi de Kapsar Biçimde Kesintisiz Devam Etmiş İse Hak Düşürücü Sürenin Hesaplanmasında Bildirim Dışı Tutulan Sürenin Sonu Değil Kesintisiz Olarak Geçen Çalışmaların Sona Erdiği Yılın Sonunun Başlangıç Alınmasının Gerektiği - Hizmet Tespiti Davasında Hak Düşürücü Süre )
• HİZMET TESPİT DAVASI ( Davacının hizmetlerinin Bulunduğu Bildirilen Tarihten Önce Davalı Spor Kulubüyle Yapılmış Sözleşmelerinin Bulunduğu/Dava Konusu Döneme Ait İşe Giriş Bildirgesi Ya da Hizmetinin Bulunmadığının Anlaşıldığı - Mahkemece Sözleşme Sürelerinin Dikkate Alınarak Davanın Kabul Edildiği/TFF'den Gelen Sözleşmelerin Hak Düşürücü Süreye Etkisinin Bulunmadığı - Davanın Hak Düşürücü Süreye Uğradığı )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Hizmetin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak 5 Yıl İçinde Açılmasının Gerektiği/Davacının Hizmetlerinin 01.02.2003 Tarihinden Sonra Kuruma Bildirildiği- Dava Konusu Döneme Ait İşe Giriş Bildirgesi Ya da Hizmetinin Bulunmadığının Anlaşıldığı -TFF'den Gelen Sözleşmelerin Hak Düşürücü Süreye Etkisinin Bulunmadığı/Hizmet Tespit Davası )
• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN HESAPLANMASI ( Hizmetin Geçtiği Yılın Sonundan Başlayarak 5 Yıl İçinde Açılmasının Gerektiği/Davacının Dava Konusu Döneme Ait İşe Giriş Bildirgesi Ya da Hizmetinin Bulunmadığının Anlaşıldığı - Sözleşmelerin Hak Düşürücü Süreye Etkisinin Bulunmadığı/Davanın Hak Düşürücü Süreye Uğradığının Kabulü İle Reddinin Geretkiği )
506/m. 79/10
ÖZET : Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Eldeki davada, davacı, 1996, 1997 ve 1998 yıllarında davalı Spor Kulübü'nde geçen hizmetlerinin tespitini istemiştir. Dosyanın tetkikinde; davacının, 26.08.1996-31.05.1997, 16.07.1997-31.05.1998 ve 01.02.1999- 31.05.1999 tarihleri arasını kapsayan davalı Spor Kulübü ile yapılmış sözleşmelerinin bulunduğu ancak hizmetlerinin 01.02.2003 tarihinden sonra davalı Kulüp tarafından Kurum'a bildirildiği bu haliyle dava konusu döneme ait işe giriş bildirgesi ya da hizmetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme süreleri dikkate alınarak davanın Kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir. TFF'dan gelen sözleşmelerin hak düşürücü süreye bir etkisi bulunmamakta olup, davanın hak düşürücü süreye uğradığı belirgindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süreye uğradığının kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamda belirtilen nedenlerle davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Uyuşmazlığın çözümünde davanın yasal dayanağını ( mülga ) 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi oluşturur. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalı, diğer taraftan, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. Ayrıca, eldeki davaya ilişkin kuvvetli delil niteliğinde olan kesinleşen işçi alacağı davasının; Kurumun taraf olmaması nedeniyle hak düşürücü süreye etkisi olmadığı bilhassa belirtilmelidir.
Eldeki davada, davacı, 1996, 1997 ve 1998 yıllarında davalı Spor Kulübü'nde geçen hizmetlerinin tespitini istemiştir. Dosyanın tetkikinde; davacının, 26.08.1996-31.05.1997, 16.07.1997-31.05.1998 ve 01.02.1999- 31.05.1999 tarihleri arasını kapsayan davalı Spor Kulübü ile yapılmış sözleşmelerinin bulunduğu ancak hizmetlerinin 01.02.2003 tarihinden sonra davalı Kulüp tarafından Kurum'a bildirildiği bu haliyle dava konusu döneme ait işe giriş bildirgesi ya da hizmetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece sözleşme süreleri dikkate alınarak davanın Kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemenin kabulü hatalıdır. TFF'dan gelen sözleşmelerin hak düşürücü süreye bir etkisi bulunmamakta olup, davanın hak düşürücü süreye uğradığı belirgindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süreye uğradığının kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Kulubü Başkanlığı'na iadesine, 09.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.