BİLİRKİŞİ ÜCRETLERİNİ GEÇ YATIRAN ZABIT KATİBİ HAKKINDA DANIŞTAY'DAN KRİTİK KARAR

BİLİRKİŞİ ÜCRETLERİNİ GEÇ YATIRAN ZABIT KATİBİ HAKKINDA DANIŞTAY'DAN KRİTİK KARAR

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

2021/1639 E.

2021/955 K.

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı

VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem : Muğla İli, . Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-(c) maddesi uyarınca üç yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Muğla Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'nın . tarih ve . sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davacının bilirkişi ücretlerinin zamanında yatırılması konusunda gerekli özeni göstermeyerek 4 ay gibi bir süre zarfında uhdesinde kalmasına sebep olduğu fiilinin sübuta erdiği anlaşıldığından, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, dava dilekçesinde yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin mahkeme kararıyla sabit olduğundan, davacı hakkında disiplin cezası tayinine gidilemeyeceği iddiasına yer verilmiş ise de, bilirkişi ücretlerinin geç yatırılması ile ilgili olarak davacı hakkında yapılan cezai kovuşturma neticesinde ... Sulh Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla, ''davacının eylemi neticesinde kamu zararının tespit edilememiş olması, eylem sebebiyle ilgili dosyalar yönününden gecikmeye sebep olunmadığı ve kişilere herhangi bir haksız menfaatin sağlanmadığının anlaşılması'' hususu gerekçe gösterilerek davacının beraatine karar verildiği, ceza mahkemesi kararının anılan gerekçe nedeniyle davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına engel bir husus teşkil edemeyeceği anlaşıldığından, bu iddiaya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2016 tarih ve E:2016/10185, K:2016/6264 sayılı kararıyla; 657 sayılı Kanun'un 126. maddesinde, uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma cezalarının hangi makamlar tarafından karara bağlanacağı ve bu cezaların hangi makamlar tarafından onaylanacağının belirlendiği, bu bağlamda, disiplin kurullarının ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı, bakılan uyuşmazlıkta ise; yürütülen disiplin soruşturması neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi için yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gönderildiği, bu aşamaya kadar ceza verilebilmesi için Kanun'da belirtilen usullere uyulduğu; ancak, Bakanlık Disiplin Kurulunun önerilen cezaya ilişkin "kabul" ya da "ret" yönünde bir karar vermesi gerekirken, bu yönde bir karar vermeksizin fiilin farklı nitelendirilebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdiğinin anlaşıldığı, bu yönüyle, Disiplin Kurulunun yetkisinin önerilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını "kabul" ya da "ret" yönünde olduğu ve Kanun'da bunun dışında da yetki kullanabileceği yönünde düzenleme bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda; Kurulun yetkisi dışında dosyayı Yüksek Disiplin Kuruluna göndermesinin verilen yetkinin aşılması sonucunu doğurduğu, ayrıca, memurlara devlet memurluğundan çıkarma cezası verilebilmesi için amirlerin bu yönde isteğinin olmasının işlemin ön şartı olduğu, olayda, işlemin tesisinden önce amirlerin bu yönde herhangi bir isteği bulunmamasına ve disiplin kurullarının "amir" olarak bu yetkiyi kullanabileceğine dair Kanun'da herhangi bir düzenleme bulunmamasına rağmen, dosyanın resen ve doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderilerek, Kanun'da öngörülen yönteme aykırı olarak amirin bu yönde isteği olmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 16/11/2016 tarih ve E: 2016/10185, K: 2016/6264 sayılı bozma kararına uyulmayarak verilen ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; olayda, E:. sayılı dosyanın imza incelemesi amacıyla 13/02/2013 tarihinde ilgili kuruma yazı yazıldığı, 22/02/2013 tarihinde mahkeme veznesinden gider avansı olarak 144,00 TL para çekildiği, PTT aracılığıyla 150,00 TL bilirkişi ücreti gönderildiğinin bildirildiği, E:. sayılı dosyada ise dosyanın imza incelemesi için 15/03/2013 tarihinde ilgili kuruma yazı yazıldığı, 18/03/2013 tarihinde mahkeme veznesinde bulunan gider avansından bilirkişi ücreti olarak 174,00 TL para çekildiği, PTT aracılığıyla 150,00 TL para gönderildiği bildirilmişse de anılan dosyalara ilişkin bilirkişi ücretinin davacı hakkında soruşturma açıldıktan sonraki bir tarih olan 20/07/2013 tarihinde yatırıldığının görüldüğü, öte yandan, bilirkişi ücretlerinin geç yatırılması ile ilgili olarak davacı hakkında yapılan cezai kovuşturma neticesinde verilen ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin . tarih E:., K:. sayılı kararında, ''davacının eylemi neticesinde kamu zararının tespit edilememiş olması, eylem sebebiyle ilgili dosyalar yönününden gecikmeye sebep olunmadığı ve kişilere herhangi bir haksız menfaatin sağlanmadığının anlaşılması'' hususu gerekçe gösterilerek davacının beraatine karar verildiği, anılan ceza mahkemesi kararının bu gerekçe nedeniyle görülmekte olan bu dava açısından davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına engel bir husus teşkil etmeyeceği, öte yandan, uyuşmazlıkta, yapılan soruşturma neticesinde davacıya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilebilmesi için, yetkili Bakanlık Disiplin Kurulu kararının alınması amacıyla dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna gönderildiği, Bakanlık Disiplin Kurulunun önerilen cezaya ilişkin "kabul" ya da "ret" yönünde bir karar vermesi gerekirken, bunu yapmayarak, fiilin farklı nitelenebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderdiği anlaşılmakla, her ne kadar Bakanlık Disiplin Kurulunun fiilin farklı nitelenebileceği gerekçesiyle dosyayı doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna göndermek suretiyle yetkisini aştığının kabulü gerekmekteyse de Yüksek Disiplin Kurulunca soruşturma kapsamındaki bir kısım eksiklikler tamamlatıldıktan sonra . tarihli ve . sayılı kararıyla; davacının eyleminin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) kapsamında tanımlanan fiillerden olmadığı, aynı Kanun'un 125/D-(c) kapsamında kaldığı gerekçesiyle dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna iade edildiği ve davacının da 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin D bendinin (c) alt bendi uyarınca 3 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından, disiplin cezası verilebilmesi için gereken usul hükümlerine sonuç itibariyle uyulduğunun görüldüğü, bu durumda, davacının bilirkişi ücretlerinin zamanında yatırılması konusunda gerekli özeni göstermeyerek 4 ay gibi bir süre zarfında uhdesinde kalmasına sebep olduğu fiilinin sübuta erdiği görülmüş olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle ... İdare Mahkemesinin . tarih ve E: ., K: . sayılı kararda ısrar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 16/03/2020 tarih ve E:2019/3391, K:2020/785 sayılı kararıyla; temyize konu İdare Mahkemesi kararında, Disiplin Kurulunun, davacı tarafından gerçekleştirilen eylemlerin Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektirebileceği gerekçesiyle disiplin dosyasını Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan göndermesi usule aykırı görülmüş ise de, Bakanlık Disiplin Kurulunun, davacının fiilleri hakkında soruşturmacı tarafından yapılan nitelendirmeye katılmak zorunluluğu bulunmadığı gibi davacının eylemlerinin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde belirtilen memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici harekette bulunmak fiilini oluşturduğu kanaatine ulaştığı takdirde konunun yetkili Kurul tarafından görüşülmesi gerektiği yönünde karar almasını engelleyen bir düzenleme de mevzuatımızda yer almadığından, Disiplin Kurulu tarafından, disiplin dosyasının Yüksek Disiplin Kuruluna doğrudan gönderilmesinde usule aykırılık bulunmadığı, bu nedenle, temyizen incelenen kararın, ısrara ilişkin kısmında, sonucu itibarıyla usul hükümlerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz incelemesine konu karar hakkında Dairesince işin esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, davanın reddine ilişkin . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyize konu ısrara ilişkin kısmının onanmasına, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın Danıştay Beşinci Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; ceza yargılamasında suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle verilen beraat kararlarının İdare Mahkemelerini de hukuken bağlayacağı, ayrıca Daire kararında da belirtildiği üzere yetki aşımı suretiyle verilen disiplin cezasının usul hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : .

DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı kararı uyarınca Dairemize devredilen dosya Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Muğla İli, . Adliyesi'nde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, hakkında . Hukuk Mahkemesi Hakimi tarafından düzenlenen . tarihli tutanağa istinaden E:. ve E:. sayılı dosyalardagider avansları çekilmesine rağmen işlem tarihlerinden uzun bir süre sonra bilirkişi ücretlerinin yatırılmadığı ve uhdesinde bulundurduğundan zimmet suçunu işlediği iddiasıyla soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonrası düzenlenen . tarih ve . sayılı soruşturma raporunda, davacının fiilinin 657 sayılı Kanunun 125/E-(g) maddesi kapsamında bulunduğundan soruşturma dosyasının Muğla Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığına gönderildiği,Komisyonun . tarih ve . sayılı kararıyla, davacının eyleminin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) kapsamında değil 125/D-(c) kapsamında bulunduğu gerekçesiyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası gerektirdiği düşüncesiyle, dosyanın görüş almak üzere Adalet Bakanlığı Disiplin Kurulu'na gönderildiği, Disiplin Kurulu'nun . tarih ve . karar sayılı kararı ile eylemin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) kapsamında değerlendirilebileceği gerekçesiyle dosyanın doğrudan Yüksek Disiplin Kuruluna gönderildiği, Yüksek Disiplin Kurulunca soruşturma kapsamındaki bir kısım eksiklikler tamamlatıldıktan sonra . tarihli ve . sayılı kararı ile, davacının eyleminin 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesi kapsamında tanımlanan fiillerden değil, 125/D-(c) kapsamında kaldığı gerekçesiyle dosyanın Bakanlık Disiplin Kuruluna iade edildiği, Disiplin Kurulu'nun . tarih ve . sayılı kararı ile de, soruşturmaya eklenen yeni bilgi ve belgeler uyarınca, . Hukuk Mahkemesinin . esas sayılı dosyasında 22/02/2013 tarihinde çekilen 144,00 TL-nin 28/02/2013 tarihinde ilgili makama havale edildiği, . esas sayılı dosyada ise 18/03/2013 tarihinde çekilen 174,00 TL bilirkişi ücretinin soruşturma başladıktan sonra 20/07/2013 tarihinde ilgili Kuruma havale edildiği, böylece davacının teslim aldığı 174,00- TL ücreti dört aydan fazla uhdesinde tutarak çıkar sağladığı, bu fiilin 657 sayılı Kanunun 125/D-(c) bendi kapsamında bulunduğu dikkate alınarak 3 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesi görüşüyle dosyanın komisyona gönderildiği, Muğla Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının . tarih ve . sayılı kararıyla da davacının 657 sayılı Kanun'un 125/D-(c) maddesi uyarınca verilen 3 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması üzerine bu işleminin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının, (D) bendinin (c) alt bendinde; "Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak" fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.

"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.

Uyuşmazlığa konu olayda, dosya kapsamı ve soruşturma raporu içeriğinden; . Sulh Ceza Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla, ''davacının eylemi neticesinde kamu zararının tespit edilememiş olması, eylem sebebiyle ilgili dosyalar yönününden gecikmeye sebep olunmadığı ve kişilere herhangi bir haksız menfaatin sağlanmadığının anlaşılması'' hususu gerekçe gösterilerek davacının beraatine karar verildiği, dolaysıyla davacının fiilinin herhangi bir kamu zararına sebebiyet vermediği, ilgili dosyalar yönünden gecikmeye sebep olunmadığı ve haksız menfaat sağlanmadığının anlaşılması karşısında, davacının bu fiilinin "Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak" fiili kapsamında olmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Öte yandan, dava konusu işlemin bu gerekçeyle iptal edilmesi halinde davacının, yapılan disiplin soruşturması ile sübüta ermiş olan eylemine uyan yeni bir disiplin cezası ile cezalandırılmasına da hukuki bir engel bulunmamaktadır.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu .. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.