BİR FİİL İLE OLUŞAN SUÇLAR FARKLI ÖZEL KANUNLARDA MÜEYYİDE BULSA BİLE FİKRİ İÇTİMA UYGULANIR

BİR FİİL İLE OLUŞAN SUÇLAR FARKLI ÖZEL KANUNLARDA MÜEYYİDE BULSA BİLE FİKRİ İÇTİMA UYGULANIR

YARGITAY 19. CEZA DAİRESİ

2020/119 E.

2020/1694 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Müşteki Gümrük İdaresi Vekilinin sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet ve beraat kararlarına ilişkin temyiz talebine yönelik incelemede;
Suç tarihi itibarıyla uygulanması gereken 5015 sayılı Kanuna göre katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresine mahkemece katılan sıfatı verilmesi, adı geçen kuruma kanun yoluna başvurma hak ve yetkisi kazandırmayacağından, davaya katılma ve temyiz hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanıklar ... ve ...'in haklarında kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz taleplerine yönelik incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanıklar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 02/04/2013 tarihli ve 2013/153 sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararının suçtan doğrudan zarar gören Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna tebliğ edilmediği nazara alınarak anılan kararın usulüne uygun olarak kesinleşmediğinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki esas bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Eylem tarihi ve eşyanın türü itibarıyla sanıklar hakkında 5015 sayılı Kanun'un Ek 5/1.maddesi yerine suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ancak lehe hüküm getirmeyen 5607 sayılı Kanun'un 3/11. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
2-5237 sayılı TCK'nin 44. maddesinde "işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır." hükmüne yer verilmesi, aynı Kanunun 5. maddesinde ise "...bu kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" düzenlemesini içermesi karşısında;

Bir fiil ile oluşan birden fazla farklı suçun TCK dışında ceza hükmü içeren özel kanunlarda da yer almasının "fikri içtima" hükümlerinin uygulanmasına engel olmaması, olay tutanağına göre sanık ...'ın işyerinde yapılan aramada, kaçakçılığa konu farklı emvallerden olan sigara ve akaryakıtın ele geçirilmesinden ibaret somut olayda; suça konu gümrük kaçağı eşyaların aynı anda ele geçirilmesi sonucu sanığın hareketlerinin tek bir fiili oluşturması, kaçakçılığa konu malların aynı türden olmamasının sanığın hareketlerini bir fiil olmaktan çıkarmaması, ancak kaçakçılığa konu emvallerin farklı türden olması durumunda TCK’nin 3/1. maddesi ve TCK’nin 61/1. maddesi gereği "cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi" kapsamında ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; sanık hakkında TCK'nin 44. maddesi aracılığıyla 5015 sayılı Kanunun ek 5/1. maddesi ile uygulama yapılması ve 4733 sayılı Kanuna Aykırılık nedeniyle kesinleşen cezanın mahsubu gerekirken ayrıca ele geçen sigara yönünden ise Horasan Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/84 E. 2013/211 K. sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen ilâmıyla 4733 sayılı Kanun’un 8/4. maddesi uyarınca ayrı ayrı ceza tayin edilmesi,
3-Suç tarihi itibarıyla suçtan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
6-5237 sayılı TCK'nin 51/7. maddesinde "hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında, mahkemece infazı da kısıtlayacak şekilde "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamının infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilmesi,
7-Dava konusu akaryakıtın müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
8-5271 sayılı CMK'nin 324/4 maddesi uyarınca devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken 24,85 TL yargılama giderinin her iki sanıktan eşit oranda tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle, 1412 sayılı CMUK'nin 326/son maddesine göre sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 19/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.