BİR HAREKETİN TAHKİR EDİCİLİĞİ - YALANCISIN SÖZÜNÜN HAKARET NİTELİĞİ - HAKARET SUÇUNUN ALENİ ORTAMDA İŞLENMESİ

BİR HAREKETİN TAHKİR EDİCİLİĞİ - YALANCISIN SÖZÜNÜN HAKARET NİTELİĞİ - HAKARET SUÇUNUN ALENİ ORTAMDA İŞLENMESİ

T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
2020/438 E.
2022/10102 K. 
13.4.2022 T.

TEHDİT VE HAKARET SUÇU ( İşlediği İddia Edilen Söz Konusu Eylemlere İlişkin Delilin Soruşturma Aşamasındaki İfadesinden İbaret Olduğu Anlaşılanın Tanık Sıfatıyla Beyanının Tespit Edilmediği - Soruşturma İfadesiyle Yetinilip Hükümlere Esas Alınması Suretiyle CMK'nın 210/1. Maddesine Aykırı Davranılmasının Hatalı Olduğu )

BİR HAREKETİN TAHKİR EDİCİLİĞİ ( Bazı Durumlarda Nispi Olup Zamana Yere ve Duruma Göre Değişebildiği - Kamu Görevlileri veya Sivil Vatandaşa Yönelik Her Türlü Ağır Eleştiri veya Rahatsız Edici Sözlerin Hakaret Suçu Bağlamında Değerlendirilmemesi ile Sözlerin Açıkça Onur Şeref ve Saygınlığı Rencide Edebilecek Nitelikte Somut Bir Fiil veya Olgu İsnadını veya Sövmek Fiilini Oluşturması Gerektiği )

YALANCISIN SÖZÜNÜN HAKARET NİTELİĞİ ( Sözün Şikayetçinin Onur Şeref ve Saygınlığını Rencide Edici Boyutta Olmayıp Ağır Eleştiri Niteliğinde Olduğu ve Hakaret Suçunun Unsurlarını Oluşturmadığı - Yerinde Görülmeyen Gerekçeyle Hakaret Suçundan Sanığın Mahkumiyetine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu )

SAVUNMA HAKKI ( Sanığa Ek Savunma Hakkı Verilmeden İddianamede Gösterilmeyen TCK'nın 106/1. Maddesinin İlk Cümlesinin Uygulanması Suretiyle CMK'nın 226/2. Maddesine Aykırı Davranılmasının Hatalı Olduğu – Tehdit Suçu )

HAKARET SUÇUNUN PASTAHANEDE İŞLENMESİ ( Suçun Aleni Yerlerden Sayılan Pastahane İçerisinde İşlendiğinin Anlaşıldığı - Buna Rağmen Sanığın Cezasında TCK'nın 125/4. Maddesine Göre Artırım Yapılmamasının Kanuna Aykırı Olduğu )

HAKARET SUÇUNUN ALENİ ORTAMDA İŞLENMEMESİ ( Temyiz İncelemesi Yapılan ve CMK'nın 251/1. Maddesi Kapsamına Giren Suçlar Yönünden Anayasa'nın 38. Maddesiyle 5237 Sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. Maddeleri Gereğince Yeniden Değerlendirme Yapılması Zorunluluğunun Bozmayı Gerektirdiği )

2709/m. 38

5237/m. 7, 106, 125

5271/m. 210, 226, 251

ÖZET : Dava, tehdit ve hakaret suçlarına ilişkindir. Sanığın aşamalarda tehdit ve hakaret suçlamalarını kabul etmemesi karşısında, söz konusu eylemlere ilişkin delilin, soruşturma aşamasındaki ifadesinden ibaret olduğu anlaşılanın tanık sıfatıyla beyanı tespit edilmeden, soruşturma ifadesiyle yetinilip hükümlere esas alınması suretiyle, CMK'nın 210/1. maddesine aykırı davranılması hatalıdır.

Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Sanığın söylediği kabul edilen "yalancısın" sözünün, şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi hatalıdır.

Tehdit suçundan kurulan hükümde sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede gösterilmeyen TCK'nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinin uygulanması suretiyle, CMK'nın 226/2. maddesine aykırı davranılması hatalıdır.

Hakaret suçunun, aleni yerlerden sayılan pastahane içerisinde işlendiği anlaşılmasına rağmen, sanığın cezasında TCK'nın 125/4. maddesine göre artırım yapılmaması kanuna aykırıdır.

Hakaret suçunun aleni ortamda işlenmediğinin kabulüne göre ise temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa'nın 38. maddesiyle 5237 Sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu bozmayı gerektirir.

DAVA : Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-)Sanığın aşamalarda tehdit ve hakaret suçlamalarını kabul etmemesi karşısında, söz konusu eylemlere ilişkin delilin, soruşturma aşamasındaki ifadesinden ibaret olduğu anlaşılan ...'ın tanık sıfatıyla beyanı tespit edilmeden, soruşturma ifadesiyle yetinilip hükümlere esas alınması suretiyle, CMK'nın 210/1. maddesine aykırı davranılması,

2-)Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın söylediği kabul edilen "yalancısın" sözünün, şikayetçinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, ağır eleştiri niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarını oluşturmadığı gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,

3-)Kabule göre de;

a-)Tehdit suçundan kurulan hükümde sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede gösterilmeyen TCK'nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinin uygulanması suretiyle, CMK'nın 226/2. maddesine aykırı davranılması,

b-)Hakaret suçunun, aleni yerlerden sayılan pastahane içerisinde işlendiği anlaşılmasına rağmen, sanığın cezasında TCK'nın 125/4. maddesine göre artırım yapılmaması,

c-)Hakaret suçunun aleni ortamda işlenmediğinin kabulüne göre ise; 17/10/2019 gün ve 7188 Sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK'ya 7188 Sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi'nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 Sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa'nın 38. maddesiyle 5237 Sayılı TCK'nın 7 ve CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,

d-)TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin, 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık Y. E. E.'nin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.