BORÇLANMAYA EHİL OLMAYAN KİŞİLERİN İMZASINI, SAHTE İMZALARI, İMZALAYAN YA DA ADLARINA İMZALANMIŞ OLAN DİĞER KİŞİLERİ HERHANGİ BİR SEBEPLE BAĞLAMAYAN İMZALARI İÇERİRSE DİĞER İMZALAR BUNDAN ETKİLENMEZ

BORÇLANMAYA EHİL OLMAYAN KİŞİLERİN İMZASINI, SAHTE İMZALARI, İMZALAYAN YA DA ADLARINA İMZALANMIŞ OLAN DİĞER KİŞİLERİ HERHANGİ BİR SEBEPLE BAĞLAMAYAN İMZALARI İÇERİRSE DİĞER İMZALAR BUNDAN ETKİLENMEZ

T.C.

Yargıtay

11. Hukuk Dairesi         

2020/4104 E. 

2021/4608 K.

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.11.2019 tarih ve 2019/520-2019/1364 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının 20 adet bono nedeniyle davacıya ihtarname keşide ettiğini, davacının bonolarda keşideci olarak gözüken dava dışı şirketin ortağı olduğunu ve şirketin 2011 yılında tasfiye edildiğini, bonoların keşide tarihi olan 2013 yılında bono düzenleyecek bir şirket olmadığını ileri sürerek bonoların takibe konu edilmemesi için ihtiyati tedbire, müvekkilinin bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı ve dava dışı Atilla Kurtbay’ın bonoların keşidecisi olan dava dışı şirketin ortağı olduğunu ve bonoyu düzenlediklerini, aynı zamanda bononun lehtarı olduklarını ve senedi ciro ettiklerini, takip konusu bonoların davalıya beyaz ciro yoluyla geçtiğini, davacının iddialarını yetkili hamil olan davacıya karşı ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından davaya konu bonoların verildiği, davacının bonolarda lehdarı konumunda olduğu ve bonoların davacı tarafından ciro edilerek davalıya verildiği, davacı tarafından her ne kadar senetlerin düzenleme tarihi olan 05.01.2013 tarihinde tasfiye yolu ile terkin edildiğinden tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeni ile senet düzenlenemeyeceği ve bu senetlerden dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de TTK 778 maddesinin 2.fıkrasının d bendi gereği ve 677 maddesi gereğince ” bir poliçe,poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını,sahte imzaları,imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan diğer kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların bundan etkilenmeyeceği” hükmünü içerdiği,bu hususun yasada imzaların istiklali prensibi olarak adlandırıldığı, lehdarın şeklen kambiyo senedi niteliğinde bulunan senetlerden dolayı davalı hamile karşı dava açmasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı,davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.