BORÇLU ALACAKLIDAN KAÇIRDIĞI EV İÇİN MESKENİYET İDDİASINDA BULUNAMAZ

BORÇLU ALACAKLIDAN KAÇIRDIĞI EV İÇİN MESKENİYET İDDİASINDA BULUNAMAZ

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ

2019/8158 E.

2020/356 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi


Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Kıymet takdiri itirazına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
02.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanunun 26. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 365/1. maddesinde; “İstinaf yoluna başvurma, yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz veya şikâyetin reddine yahut süresi geçmiş bir şikâyete ilişkin olursa, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir” hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdirine itiraza ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin REDDİNE;
2- Meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Alacaklı tarafından borçlu hakkında...1. Müdürlüğü'nün 2012/1776 Esas sayılı icra takip dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, şikayete konu 640 Ada, 3 Parsel sayılı F 41 Blok 9. Kat B Giriş 20 nolu bağımsız bölümün borçlu murisi ... İmamoğlu tarafından 3. kişi...’a satış suretiyle devredilmesi üzerine takip alacaklısı ...’nun anılan parsel hakkında takip borçlusu ve...’a karşı tasarrufun iptali davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda...3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/07/2014 tarih ve 2012/120 E.-2014/384 K. sayılı ilamı ile ''... borçlu muris ... İmamoğlu tarafından ...devredilen...... İlçesi ... Mah. 640 Ada 3 Parsel F 41 Blok 9. Kat B giriş 20 bağımsız bölüm nolu davalı... adına kayıtlı taşınmaz .... tasarrufunun iptaline, ......... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1776 Esas sayılı dosyası .........takibe konu alacak ve ferilerinin tahsili için bu taşınmazlar yönünden cebri icra yetkisi tanınmasına ....'' karar verildiği, bilahare, sözü edilen tasarrufun iptali ilamına istinaden alacaklı vekilinin talebiyle şikayet konusu taşınmaz üzerine anılan icra dosyalasından haciz konulduğu ve şikayetçi tarafından taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasında bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İİK'nun 283/1. maddesinde; "Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile, hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını istiyebilir." hükmüne yer verilmiştir. Satış ile 3. kişiye geçen mülkiyet tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmez. Yalnızca, alacaklıya, 3. kişiye ait taşınmaz üzerine haciz koydurarak sattırmak suretiyle alacağını tahsil imkanı verir. Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında da anılan yasa hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup; 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, taşınmazın mülkiyeti şikayetçi 3. kişiye aittir.
Diğer taraftan, İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir.
Somut olayda, şikayetçinin yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca taşınmazın maliki olmaması sebebiyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır.

O halde, mahkemece şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, süreden reddi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibariyle doğru olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 364. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA, alınması gereken 54,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 20/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.