BORÇLU OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR ORTADAN KALKAR İSE ÖDENEN BORÇ SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME İLE İSTENİR

BORÇLU OLDUĞUNA İLİŞKİN KARAR ORTADAN KALKAR İSE ÖDENEN BORÇ SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME İLE İSTENİR

TC

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

2014/20154 E.

2015/15654 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BATI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2014/27-2014/187

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili dilekçesinde, davalılar murisi olan D. Y. 'ın .........Borsasında yıkılan duvarın altında kalarak ölmesi nedeni ile davalıların açtıkları tazminat davasının kabulüne karar verildiği, karar kesinleşmeden icra takibine konulduğu, bu dosyada kendilerine 53.000,00-TL ödeme yapıldığı, daha sonradan icra takibine konulan bu kararın Yargıtay'da bozulduğu, bozma sonrasında takip edilmediği için 10/09/2013 tarihinde işlemden kaldırıldığı, bu şekilde davalılara yaptığı ödemenin dayanaksız kaldığı ve davalıların kendisinin aleyhine sebepsiz olarak zenginleştiği iddiası ile 53.000,00-TL'nin ödeme tarihi olan 18/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak kendisine verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının olayda kusurunun bulunduğunu, bu hususun ceza mahkemesi kararı ile sabit hale geldiğini, davalıların sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını, davacının hakkını kötüye kullandığını, hukukun hakkın kötüye kullanılmasını korumayacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, işi yapan davacı yönünden kusura dayanan sorumluluk olduğu, kesinleşmeyen kararın icraya konulması ve davalıların bu icra takibi nedeniyle yaptıkları ödemenin sebepiz ve haksız bir ödeme olarak nitelenemeyeceği, davacı alacağına ulaşmakla davayı takipsiz bıraktığında, davalı tarafın davaya devamla, kusur oranı yönünden kendileri yönünden durumu netleştirme ve yargı kararı ile kusur oranını belirleme imkanı var iken, onların dahi davayı takipsiz bırakarak bu imkanı kullanmadıkları, esasen kusur oranı yönünden doğan çelişki ve araştırma gereğinin, tazminat davasında davalı sıfatı taşıyan Borsa ile davalı H.. K..'ın rücu ilişkisi yönünden önem taşıdığı, tazminat davasında davacı sıfatı taşıyan, somut olayda davalı olarak aleyhine dava açılanların davalılardan olan alacaklarının miktarının değişmeyeceği, davalıların davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davalıların murisinin haksız fiil sonucu ölümü üzerine, davacı H.. K.. ve dava dışı 3. kişiler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtıkları, Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/07/2010 gün ve 2000/273 E. ve 2010/383 sayılı kararı ile davacı ve dava dışı ........... Ticaret Borsası tüzel kişiliğinin müteselsilen tazminata mahkum edildikleri, bu karar kesinleşmeden davalılar tarafından icra takibine konu edildiği, davacı ve dava dışı ...... Ticaret Borsasının menkul, gayrimenkul ve alacaklarına haciz konulduğu, takip borçlusu olan davacı ve Ticaret borsasının hüküm altına alınan tazminat borçların ödemeleri üzerine, icra dosyasını takipsiz bıraktıkları hacizlerin fekkini istedikleri nihayet 2013 yılında dosyanın işlemden kaldırıldığı, Bu arada Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.07.2010 gün ve 2000/276-383 sayılı kararının davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.06.2012 gün ve 2010/14142-10232 sayılı kararı ile "...kusur oranı konusunda bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin yeniden alınacak bilirkişi raporu ile giderilmesi gereğine değinilerek bozulduğu..", bozma kararında sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılama sırasında ise davalıların davayı takipsiz bıraktıkları ve mahkeme tarafından da davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK.'nun 150. maddesi gereğince, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gemedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. Hangi sebep ile olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır. Davanın açılmamış sayılması kararı ile, dava açılması ile meydana gelmiş tüm sonuçlar da ortadan kalkar.
Bu bilgiler ışığında somut olaya gelecek olursak, davacının ödeme yaptığı borcun dayanağı olan mahkeme kararı, Yargıtay tarafından bozulmuş ve sonrasında da, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda, davacıdan tahsil edilen alacağın dayanağı olan karar da ortadan kalkmış ve tahsilat dayanaksız hale gelmiştir. Bozma öncesi verilen kararda, davacı 1/8 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay bozma gerekçesi de, kusur oranlarının yeniden tespitine ilişkindir. Bu durumda davacının kusur durumuna ilişkin bir kesinlik söz konusu değildir. Bozma sonrası yargılama yapılsa idi, davacının kusursuz olması da ihtimal dahilindedir.
Öyle ise mahkemece, davanın açılmamış sayılması kararı ile, davacının davalılara yaptığı ödemenin dayanaksız kaldığı ve bu nedenle de davalıların sebepsiz zenginleştikleri kabul edilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
S
ONUÇ:
Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.