BORÇLU ORTAĞIN ALACAKLISI İCRA HAKİMLİĞİNDEN ALACAĞI YETKİYE DAYANARAK BORÇLUNUN PAYDAŞI OLDUĞU TAŞINMAZ İÇİN ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI AÇABİLİR

BORÇLU ORTAĞIN ALACAKLISI İCRA HAKİMLİĞİNDEN ALACAĞI YETKİYE DAYANARAK BORÇLUNUN PAYDAŞI OLDUĞU TAŞINMAZ İÇİN ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI AÇABİLİR

T.C.
Yargıtay
6. Hukuk Dairesi

2010/1713 E.
2010/7155 K.

Özet:

Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun paydaşı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir.

Bu dava yetkisi olmayan İcra Müdüründen alınan yetki belgesiyle açılmış ise; ret kararı verilmemeli ve İcra Hakiminden yetki belgesi getirilmesi için önel verilmelidir.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, borçlu mirasçının alacaklısı tarafından İİK’in 121. maddesi uyarınca açılmış, ortaklığın giderilmesi davasıdır. Mahkemece iki adet taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz etmişlerdir.

Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İİK’in 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan İcra Müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip, icra hakiminden yetki belgesi almak üzere önel verilmelidir.

Bu şekilde açılacak davada borçlu ortak dahil tüm ortakların davaya dahil edilmeleri zorunludur.

Olayımıza gelince; dava konusu taşınmaz ortaklarından ve borçlu olan S K davada taraf değildir. Öncelikle adı geçenin davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra yukarıdaki esaslar çerçevesinde işin esasının incelenmesi gerekir. Mahkemece taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA<karar>, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.