BURSA BAROSU'NDAN NOTERLER BİRLİĞİ'NE DAVA: AVUKAT OLMAYAN KİŞİYE VEKALETNAME!

Bursa Barosu, Bursa 13. Noterliği ile Orhaneli Noterliği'nin farklı tarihlerde avukat olmayan bir kişiye avukatlık yetkileri içeren iki farklı vekaletname düzenlenmesine ilişkin yaptığı itiraz üzerine Noterler Birliği Denetleme Kurulu'nca verilen “işlem yapılmasına yer olmadığı” yönündeki kararının iptali için İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun'un bizzat açtığı davaya konu olan B.K.'ın iki avukatla birlikte F.A.'ı vekil tayin ettiği vekaletnemelerden biri 18 Temmuz 2019 tarihinde Bursa 13. Noterliği'nce, diğeri ise 30 Eylül 2019 tarihinde Orhaneli Noterliği'nce düzenlenmiş.
Vekaletname örnekleriyle birlikte geçtiğimiz ocak ayında Noterler Birliği'ne başvuran Bursa Barosu, avukatlık yetkilerinin başkaları tarafından kullanılmamasını hükme bağlayan Avukatlık Kanunu'nun 63. maddesini hatırlatarak, “Avukatlık Kanunu'na aykırı bir şekilde avukatlara mahsus yetkilerin avukat olmayan kişilere verildiği tespit edilen Orhaneli Noterliği ve Bursa 13. Noterliği hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını” talep etti.
Talebi inceleyen Noterler Birliği Denetleme Kurulu, 3 Şubat 2021 tarihinde yönetim kuruluna rapor sundu. Kurul, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 35/1 inci maddesi gereği dava takip tekeli avukatlara ait olmakla birlikte, dava ehliyeti bulunan herkesin 6100 Sayılı HMK'nın 71 ve 72. maddeleri uyarınca tevkil, teşrik ve azle dair yetki içermesi kaydıyla davanın vekil aracılığıyla açılması ve takip edilmesi hususunda vekil tayin edebileceği; vekilin bu yetkiye istinaden avukata dava vekaleti vermek suretiyle vekalet görevini ifa edebileceği görüşüyle Bursa Barosu'nun şikayetçi olduğu işlemlerde mevzuata aykırılık görmedi. Noterler Birliği Yönetim Kurulu da Denetleme Kurulu raporu doğrultusunda karar verdi.
Kişi uhdesinde olmayan yetkiyi başkasına nasıl verir?
Bursa Barosu, 9 Mart'ta aldığı kararın iptali istemiyle Ankara İdare Mahkemesi'ne başvurdu. Başvuruyu bizzat yapan Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, HMK ile verilen dava ehliyeti ile Borçlar Kanunu'ndaki temsil yetkilerinin gerçek kişiye tanınmasının, farklı hukuki sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Tevkil etmenin, vekillik yetkisini başkasına devretmek olduğunu belirten Altun, bir kimsenin uhdesinde doğmayan bir yetkiyi başkasına tevkil, teşrik ve azletmesinin beklenemeyeceğini, bir avukata verilen yetkinin, ancak başka bir avukat tarafından kullanılabileceğini savundu.
Altun, “İlgili vekaletname ile Av. O.G.D., Av. İ.Y.K. ve F.A. isimli şahsa aynı yetkiler verilmiştir. Noterin bu durumda gerekir ise F.A. bakımından vekil eden B.K. adına vekil tayin etme konusunda bağımsız bir evrak tanzim etmesi gerekirken ortak bir metin ile tüm yetkileri ortak tanıması açıkça yasa ile korunan tüm menfaati zedelemiştir. En basit ifade ile F.A. isimli şahıs dava konusu vekaletnameler doğrultusunda vekil eden adına icra takibi başlattığı veyahut Yargıtay'da bir murafaa dosyasına girdiğinde bu işlemler geçerli olacak mıdır? Kanunun tanımadığı bir yetkinin noter kanalı ile tanınması hukuken yok hükmünde olduğundan Noterler Birliği'nin kanuna aykırı farazi hukuki dayanağı olmayan kararının iptal edilmesi ve ilgili vekaletnameler hakkında gereğinin mahkemeniz kanalı ile yapılmasını talep ederiz” dedi.