ÇEKİ ELİNDE BULUNDURAN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE, KEŞİDECİ KÖTÜ NİYET DIŞINDA MENFİ TESPİT DAVASI AÇAMAZ
6102 sayılı TTK’nun 818.maddesi çekler hakkında uygulanacak poliçe hükümlerine ilişkin atıf maddesi olup TTK’nun 689. maddesinde yer alan poliçe ile ilgili rehin cirosuna atıf yapılmadığından çeklerde rehin cirosunun uygulanması mümkün olmayıp, böyle bir ciro yapılsa bile yok hükmündedir. Bu konuda İstinaf mahkemesinin belirlemesi ile Dairemizin belirlemesi arasında hiçbir farklılık bulunmamaktadır. Ancak somut olayda dava konusu çek üzerindeki lehtar cirosu beyaz ciro olup bu ciro TTK'nun 689.maddesinde açıkça yazıldığı şekilde bir rehin cirosu değildir. Çek metninde böyle bir ibare olmadığı için davalı bankanın cevap dilekçesinde bu çeki kredi müşterisinin borçlarının teminatı olarak aldığı şeklindeki beyanı çekteki beyaz ciroyu rehin cirosu haline getirmez. Ciro temlik cirosu olup 6102 sayılı TTK'nın 687(6762 sayılı TTK'nın no 599) maddesi uyarınca keşidece ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartına bağlıdır. Davacının iddiasını ispat edemediği de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının açıklanan gerekçelerle yerinde olduğu anlaşılmış olup istinaf mahkemesince davacının davalı banka yönünden yapmış olduğu istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekirken (Dairemizin 01.06.2015 tarih 2014/10394 esas, 2015/8019, 15.09.2014 tarih 2013/16867 esas, 2014/13470) bölge adliye mahkemesinin açıklanan şekilde değerlendirme yaparak ilk derece mahkemesi kararını davalı banka yönünden kaldırması doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
TC
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
2019/407 E.
2020/1389 K.
MAHKEMESİ : ....Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ...Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün davalı banka yönünden kaldırılarak davalı banka yönünden davanın kabulüne ilişkin ilişkin hükmün davalı temlik alan ... Varlık Yönetimi A.Ş vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...’nın geldiği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacı şirket ile davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş. arasında 01.09.2015 tarihinde Akaryakıt Alım Sözleşmesini imzaladığını, davalı şirketin piyasa şartlarından daha iyi şekilde iskonto sağlanmasından ötürü sözleşmede belirtilen çeklerin davalı şirkete teslim edildiğini, davalı firmanın ilk zamanlar akarkayıt teminini yerine getirdiğini ancak daha sonra ekonomik sıkıntılar nedeniyle yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi kendisine verilen çekleri de iade etmediğini, dava konusu çeki de kullanmış olduğu krediye teminat olarak verdiğini ileri sürerek Denizbank Ostim Şubesine ait 8196720 no'lu 101.380,00 TL bedelli çek yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Bank A.Ş vekili, davaya konu çekin davacı tarafından imzalanarak diğer davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş.'ne verildiğini ve diğer davalı tarafından teminat olarak ciro yoluyla davaya konu çekin bankaya geçtiğini, Türk Ticaret Kanunu uyarınca kıymetli evraklarda soyutluk ilkesinin geçerli olduğunu ve kıymetli evrakların kendilerinin doğumuna neden olan hukuki işlemden bağımsız olarak geçerliliklerini sürdürdüğünü, buna göre davaya konu çekin doğumuna sebep olan sözleşmenin geçersiz olduğu iddiası ya da sözleşme gereğince edimlerin yerine getirilmemesinden bahisle söz konusu bonoların ödenemeyeceği yönündeki iddianın Ticaret hukuku uyarınca temelsiz olacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından dava konusu çeklerden dolayı bankaya sorumlu olmadıklarının tespiti talep edilmişse de, dava konusu çeklerin davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş. tarafından tahsil cirosu ile davalı bankaya ciro edildiği, davacı, davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş.'nin şirketi ile aralarındaki sözleşmenin yükümlülüklerinin yerine getirilmediğini iddia etmişse de bu hususun ispat edilemediği, ispat edilse dahi üçüncü kişi konumundaki bankanın alacak hakkını etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, her ne kadar menfi tespit davasına konu 101.380,00 TL bedelli çekin davalı bankaya davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş. tarafından kullanmış olduğu kredi karşılığı çek tevdi bordrosu ile davalı bankaya teslim edildiği, davaya konu çekin üzerinde tahsil cirosu olarak yapıldığı savunulmuş ise de, davalı banka vekilinin 09.12.2015 havale tarihli, 09.05.2016 havale tarihli ve 17.01.2018 tarihli cevap ve beyan dilekçelerinde davaya konu çekin davacı tarafından imzalanarak diğer davalı ... Akaryakıt İnşaat Nakliye Gıda San ve Tic. A.Ş.'ne verildiği ve diğer davalı tarafından bankalarına kullanılan kredinin teminatı olarak ciro yoluyla verildiği belirtildiği, bu hale göre davalın banka vekilinin aşamalardaki savunmalarına göre dava konusu çeklerin teminat çeki olduğu kabul edildiğinden 6102 sayılı TTK'nın 818.maddesinde; çekler hakkında uygulanacak poliçeye ait hükümlerin düzenlendiği, rehin cirosu ile ilgili aynı Kanunun 689.maddesine yapılmış herhangi bir atfın bulunmadığı, çekte rehin cirosunun caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik teminat amacıyla çekin elde edilmesi halinde çeki devir alan davalı bankanın çeke dayalı hakları kullanamayacağı, davalı bankanın yetkili hamil olarak kabul edilemeyeceğinden davalı banka yönünden davanın kabulü yerine davanın reddi kararı isabetli görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının davalı banka yönünden kaldırılmasına, 27.11.2015 tarihli 101.380,00 TL bedelli 8196720 no'lu Denizbank'a ait çekten ötürü davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,davalı banka vekilinin istinaf başvurusu yönünden; HMK'nın 397/(2). maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının etkisi aksi belirtilmediği taktirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edecek olup ilk derece mahkemesince 27.11.2015 tarihinde davaya konu çek yönünden davalı banka yönünden icra takibine konu edilmemesi çek hakkında ödeme yasağı konulması ve arkasının yazılmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiği, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın davalı banka yönünden kabulü yönünde hüküm kurulduğu gerekçesiyle bu aşamada davalı banka vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş,hüküm davalı (temlik alan) ... Varlık Yönetimi A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı şirketten akaryakıt satın almak amacıyla avans olarak dava konusu çeki davalı şirket lehine keşide ettiğini, ancak davalı şirketin davacıya akaryakıt temin etmediğini, böylece çekin bedelsiz kaldığını, davalı şirketin bu çeki diğer davalı bankaya kredi ilişkisinin teminatı olarak ciro ettiğini belirterek davacının bu çekten dolayı davalı bankaya borcu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı şirket davaya cevap vermemiştir. Davalı banka davalı şirketin kredi müşterisi olduğunu ve dava konusu çeki kredi borcunun teminatı olarak bankaya ciro edip verdiğini, davacının bedelsizlik iddiasının davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı banka ihtiyati tedbir hakkında bir karar verilmesi gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf mahkemesince davalı bankanın istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin kararının davalı banka yönünden kaldırılarak davanın davalı banka yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davalı banka hükümden sonra dava konusu çekle ilgili haklarını ... Varlık Yönetimi A.Ş ‘ye temlik etmiş ve temlik alan varlık yönetimi şirketi hükmü temyiz etmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 818.maddesi çekler hakkında uygulanacak poliçe hükümlerine ilişkin atıf maddesi olup TTK’nun 689. maddesinde yer alan poliçe ile ilgili rehin cirosuna atıf yapılmadığından çeklerde rehin cirosunun uygulanması mümkün olmayıp, böyle bir ciro yapılsa bile yok hükmündedir. Bu konuda İstinaf mahkemesinin belirlemesi ile Dairemizin belirlemesi arasında hiçbir farklılık bulunmamaktadır. Ancak somut olayda dava konusu çek üzerindeki lehtar cirosu beyaz ciro olup bu ciro TTK'nun 689.maddesinde açıkça yazıldığı şekilde bir rehin cirosu değildir. Çek metninde böyle bir ibare olmadığı için davalı bankanın cevap dilekçesinde bu çeki kredi müşterisinin borçlarının teminatı olarak aldığı şeklindeki beyanı çekteki beyaz ciroyu rehin cirosu haline getirmez. Ciro temlik cirosu olup 6102 sayılı TTK'nın 687(6762 sayılı TTK'nın no 599) maddesi uyarınca keşidece ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi def'ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartına bağlıdır. Davacının iddiasını ispat edemediği de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının açıklanan gerekçelerle yerinde olduğu anlaşılmış olup istinaf mahkemesince davacının davalı banka yönünden yapmış olduğu istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekirken (Dairemizin 01.06.2015 tarih 2014/10394 esas, 2015/8019, 15.09.2014 tarih 2013/16867 esas, 2014/13470) bölge adliye mahkemesinin açıklanan şekilde değerlendirme yaparak ilk derece mahkemesi kararını davalı banka yönünden kaldırması doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı (Temlik Alan ... Varlık Yönetimi A.Ş) yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya (temlik alan ... Varlık Yönetim A.Ş.) ödenmesine, dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09.07.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.