ÇEKİN İSTİRDATI İSTEMİ - ÇEK HAMİLİNİN AĞIR KUSURLU OLDUĞU

ÇEKİN İSTİRDATI İSTEMİ - ÇEK HAMİLİNİN AĞIR KUSURLU OLDUĞU

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

12. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/1227

Karar Numarası: 2020/321

Karar Tarihi: 12.03.2020

ÇEKİN İSTİRDATI İSTEMİ - Davacının, Davalının Çeki Kötüniyetli veya Ağır Kusurlu Olarak İktisap Ettiğini İspat Etmesi Gerektiği - Davalının Çeki Edinme Nedenini Açıklama Mecburiyetinin Bulunmadığı - Aksi Düşüncenin Kabulü Çekin “Mücerretlik” Vasfını Ortadan Kaldıracağı - Davacının Taraf Olduğu ve Dava Konusu Edilmeyen Farklı Çeklerin de Benzer Ciro Silsileleriyle Davalıya Geçtiği - Davalı Tarafından Bankaya İbraz Edildiği - Davalının Farklı Çok Sayıda Olayda, Hırsızlık Yoluyla Elden Çıkan Çekleri Benzer Cirantalardan Ciro Yoluyla Devralıp, Bir Çoğunu Son Hamil Olarak Farklı Kişiler/Firmalar Aleyhine İcra Takiplerine Konu Ettiği - Bir Tacir Olarak Basiretli Davranması Gereken Davalının, Çeki Yeterli Araştırmayı Yapmadan İktisabında Ağır Kusurlu Olduğu

ÇEK HAMİLİNİN AĞIR KUSURLU OLDUĞU - İspat Yükünün Çekin Yetkili Hamili Olduğunu ve Çekin Rızası Hilafına Elinden Çıktığını İleri Süren Davacıya Ait Olduğu - Davacının Bu Hususların Yanı Sıra Ayrıca Davalının Çeki Kötüniyetle İktisap Etmiş Olduğunu veya İktisapta Ağır Kusurlu Bulunduğunu Kanıtlaması Gerektiği - Davacının Taraf Olduğu ve Dava Konusu Edilmeyen Farklı Çeklerin de Benzer Ciro Silsileleriyle Davalıya Geçtiği - Davalı Tarafından Bankaya İbraz Edildiği - Davalının Farklı Çok Sayıda Olayda, Hırsızlık Yoluyla Elden Çıkan Çekleri Benzer Cirantalardan Ciro Yoluyla Devralıp, Bir Çoğunu Son Hamil Olarak Farklı Kişiler/Firmalar Aleyhine İcra Takiplerine Konu Ettiği - Bir Tacir Olarak Basiretli Davranması Gereken Davalının, Çeki Yeterli Araştırmayı Yapmadan İktisabında Ağır Kusurlu Olduğu

ÖZETİ: Davacının taraf olduğu ve dava konusu edilmeyen farklı çeklerin de benzer ciro silsileleriyle davalıya geçtiği ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüş, bunun üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen çekin davalıdan istirdatına karar verilmesi gerekir.

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ: 06/03/2018

NUMARASI : 2017/447 Esas-2018/255 Karar

DAVA: Çek İstirdatı

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/03/2020

Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.

DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiye bianen dava dışı ...Ltd. Şti’nden ciro ile aldığı 05.05.2017 tarihli 9.120-TL bedelli ... nolu çeki, yine ticari ilişki içinde olduğu dava dışı ... A.Ş.’ne gönderilmek üzere kargoya verdiğini, ancak kargo ile taşınması sırasında müvekkilinin hamili olduğu çeklerin çalındığını, aynı gün suç duyurusunda bulunulduğunu, daha sonra zayi nedeniyle çek iptali davası açıldığını, ödeme yasağı kararına rağmen çekin bankaya ibraz edildiğinin ve icra takibine konu edildiğinin öğrenildiğini, çekin ...A.Ş.’ne ulaşamaması nedeniyle ciro silsilesinin koptuğunu ve kötüniyetli firmaların eline geçtiğini, müvekkilinin bu firmalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, yine müvekkiline ait olup çalınan ve çek iptali davalarına konu edilen farklı çeklerin de bulunduğunu, bu çeklerin ciro silsilesinin aynı olduğunu ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davalının kötüniyetli olduğunu ortaya koyduğunu ileri sürerek dava konusu çekin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu çekte meşru ve iyiniyetli hamil olduğunu, çekin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle dava dışı ... Ltd. Şti. tarafından müvekkiline ciro ile teslim edildiğini, davacının defilerinin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu çek üzerinde davacının cirosunun bulunduğu, ciro silsilesinde bir eksiklik olmadığı, son cironun da davalıya ait olduğu, davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerektiği, ancak davalı hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlayacak nitelikte delil sunmadığı, davacı kendi ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiş ise de çekin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olması davalının kötüniyet veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispata yetmeyeceğinden bu yöndeki talebin yerinde bulunmadığı, diğer yandan çekin çalınması ile ilgili ceza soruşturmasının davalı ile ilgili olmaması nedeniyle neticesinin beklenmesine gerek görülmediği gerekçesiyle davanın reddine, koşulları bulunmadığından İİK 72.m. uyarınca tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Çekin gönderildiği firma ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiyi kanıtlar nitelikteki delillerin sunulduğunu, çekin .... A.Ş.’ne ulaşamadığını ve ciro silsilesinin koptuğunu, daha sonra kötüniyetli olan firmaların eline geçtiğini, müvekkilinin kendisinden sonra gelen cirantalarla ticari ilişkisinin olmadığını, tüm bu hususların ve ayrıca davalının diğer cirantalarla ticari ilişkisinin olup olmadığının ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını, ancak başta ticari defter ve kayıtlar olmak üzere hiçbir delillerinin toplanmadığını,2-Davalı hakkında yürütülen ceza soruşturma dosyasının incelenmediğini belirterek hükmün kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek İİK 72/4 m. uyarınca müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı istemine ilişkindir.Davacı, aralarındaki ticari ilişkiye bianen dava dışı ... Ltd. Şti’nden ciro ile aldığı dava konusu çeki, yine ticari ilişki içinde olduğu dava dışı ... A.Ş.’ne gönderilmek üzere kargoya verdiğini, ancak kargo ile taşınması sırasında kendisinin hamili olduğu çeklerin çalındığını ve kötüniyetli firmaların eline geçtiğini, davalının da çeki iktisabında kötüniyetli olduğunu ileri sürmüş, davalı yasal sürede davaya cevap vermemiştir. Dava konusu çek incelendiğinde, ... nolu 05.05.2017 tarihli 9.120-TL bedelli keşidecisi .....Ltd. Şti., lehdarı ... Ltd. Şti. olan, arka sayfasında sırasıyla ...’ın, davacının, dava dışı firmaların ve en son davalının cirosu olan, süresinde ibraz edilmiş ancak ödeme yasağı nedeniyle işlem yapılamamış olan bir çek olduğu görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde "Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790'ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.'' hükmü düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Davacı çekte taraf olduğundan, yetkili hamil olduğunu ispat ettiğinin kabulü gerekmiş, ayrıca dosya kapsamında mevcut kargo firması görevlisinin kolluk beyanından ve kargo firmasının davacıya gönderdiği e-postadan 23.02.2017 tarihinde davacı çeklerinin rızası hilafına elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamında mevcut delillerden aksi yönde bir bilgiye rastlanılmadığı gibi davalının da aksi yönde bir savunması olmamıştır. Bu durumda davacının, davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Dosya kapsamı incelendiğinde davacının taraf olduğu ve dava konusu edilmeyen farklı çeklerin de benzer ciro silsileleriyle davalıya geçtiği ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği görülmüş, bunun üzerine UYAP’nda yapılan tespitler itibariyle, davalı taraf hakkında farklı hırsızlık suçlarına konu çok sayıda çeki elinde bulundurması nedeniyle başlatılan ceza soruşturmalarının ve ceza davasının henüz sonuçlanmadığı görülmüş ise de, davalının farklı çok sayıda olayda, hırsızlık yoluyla elden çıkan çekleri benzer cirantalardan ciro yoluyla devralıp, bir çoğunu son hamil olarak farklı kişiler/firmalar aleyhine icra takiplerine konu ettiği sabittir. Bu durumda bir tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. O halde ilk derece mahkemesince ağır kusurlu olarak iktisap edilen çekin davalıdan istirdatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 m. uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 06/03/2018 tarihli 2017/447 Esas 2018/255 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; "Davanın KABULÜ ile; dava konusu ... Bankası A.Ş. Kumluca Antalya Şubesi’ne ait keşidecisi ... Tic. Ve San. Ltd. Şti. olan ... nolu 05.05.2017 tarihli 9.120-TL bedelli çekin davalıdan İSTİRDATI ile davacıya verilmesine, ” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak;"Alınması gereken 622,98- TL nispi harçtan 155,75- TL peşin nisbi harcın mahsubu ile bakiye 467,23- TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen toplam 155,75- TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından ödenen 36-TL ilk masraf ile 111,30-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 147,30-yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir olunan 3.400- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine"İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10- TL’nin hazineye irad kaydına,Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan toplam 73-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/03/2020