ÇIFT VADELI OLARAK DÜZENLENMIŞ BIR SENET BONO NITELIĞI TAŞIMAZ

ÇIFT VADELI OLARAK DÜZENLENMIŞ BIR SENET BONO NITELIĞI TAŞIMAZ

T.C.

Yargıtay

12. Hukuk Dairesi         

2015/17551 E.

2015/29536 K.

    MAHKEMESİ : Bodrum İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 10/02/2015
    NUMARASI : 2013/497-2015/163

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    Alacaklı tarafından 6 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun, örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurusunda diğer itirazları ile birlikte “2”, “3” ve “7” nolu senetlerde tahrifat olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; Dairemiz bozma ilamı sonrasında yapılan inceleme neticesinde faize ilişkin itirazın kabulünün ardından “2” nolu senedin keşide ve vade tarihlerinin tahrifat öncesi hali ile değiştirilmesine karar verildiği görülmektedir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 207. maddesinde; “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir” hükmü yer almaktadır (1086 Sayılı HUMK 298. madde). Buna göre, mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise inkar halinde yok hükmündedir. Bir başka anlatımla senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. Onaylanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır.
    Tahrifat konusunda mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen Adli Tıp Kurumu’nun 17.07.2014 tarihli raporunda; “2” nolu, 04.07.2006 tanzim tarihli, 06.08.2006 vade tarihli bononun, tahrifat öncesinde vade tarihinin 06.09.2006, keşide tarihinin ise 06.08.2006 olarak düzenlendiği belirtilmiş; aynı husus savcılık tarafından aldırılan 10.06.2010 tarihli ekspertiz raporunda da tespit edilmiştir. Yine, ATK tarafından düzenlenen raporda “3” nolu, 04.07.2006 tanzim, 06.09.2006 vade tarihli bononun da tahrifat öncesinde vade tarihinin 06.07.2006 olduğu tespit edilirken, savcılık tarafından aldırılan raporda da vade tarihinin daha evvel 06.01.2006 olduğu belirtilmiştir.
    Somut olayda, “2” ve “3” nolu senetlerin ödeme tarihi başlığı altında yazılı vade tarihlerinde tahrifat yapıldığı belirlenmiş olup, düzeltmenin yanında keşideciye ait paraf ya da imza bulunmadığından ve dolayısıyla yapılan düzeltme geçersiz olacağından senetlerde yer alan ödeme tarihinin düzeltmeden önceki tarih olduğunun kabulü gerekir.
    TTK’nun 778. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesine göre, çift vadeli olarak düzenlenen senetler, bono vasfında sayılamaz.
    Buna göre; takip dayanağı “2” nolu bonoda “ödeme tarihi” kısmında yer alan tarihin 06.09.2006 olarak yazıldığı, senet metninde ise vadenin “Ağustos 2006” olarak gösterildiği; “3” nolu bonoda ise “ödeme tarihi” kısmında 06.07.2006 yazıldığı, senet metninde ise vadenin “Eylül 2006” olarak gösterildiği, bu durumda çift vade bulunması nedeniyle her iki senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı anlaşılmaktadır. (Her ne kadar savcılık tarafından aldırılan ekspertiz raporunda “3” nolu senedin vade tarihinin 06.01.2006 olarak düzenlendiği tespit edilmiş ise de bu hali ile de senet metninde yer alan tarih esas alındığında çift vade olduğu görülmektedir.)
    O halde; mahkemece, borçlunun tahrifat iddiası hakkında da İİK’nun 170/a maddesi gereğince “2” ve “3” sıra nolu senetler yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.