'CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI İTİRAZI' YOLUNA GİDİLMESİ AYM'YE 3O GÜNLÜK BAŞVURU SÜRESİNİ KESMEZ

'CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI İTİRAZI' YOLUNA GİDİLMESİ AYM'YE 3O GÜNLÜK BAŞVURU SÜRESİNİ KESMEZ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

RAFET ÜNAL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2013/1610)

Karar Tarihi: 13/6/2013

Başkan

:

Alparslan ALTAN

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

Recep KÖMÜRCÜ

Engin YILDIRIM

Celal Mümtaz AKINCI

Raportör

:

Selami TURABİ

Başvurucu

:

Rafet ÜNAL

Vekili

:

Av. Muzaffer YILMAZ

  1.  BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, irtikâp suçundan yargılandığı Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/186 esas sayılı dosyasında, delillerin eksik ve hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

  1.  BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 27/2/2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Dilekçe ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde Komisyona sunulmasına engel bir eksikliğin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca, 11/6/2013 tarihinde başvurunun karara bağlanması için Bölüm tarafından ilke kararı alınması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 33. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

  1.  OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru dilekçesindeki ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. İrtikap suçu nedeniyle hakkında açılan ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinde görülen kamu davasında Mahkemenin 12/11/2010 tarih ve E.2009/186, K.2010/305 sayılı kararıyla başvurucu 5 yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir.

6. Başvurucunun temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 22/11/2012 tarih ve E.2012/10393, K.2012/11894 sayılı kararıyla anılan Mahkeme kararını irtikap suçu yönünden onamış ve karar aynı tarihte kesinleşmiştir.

7. Başvurucu, 13/12/2012 tarihinde 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunmuş, Başsavcılık, 15/1/2013 tarih ve KD.2012/203545 sayılı kararı ile itirazı gerektirecek hukuki ve fiili durumun olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Anılan karar başvurucuya 12/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

B. İlgili Hukuk

8. 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.”

9. 23/3/2005 tarih ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi, 4/4/1929 tarih ve 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305 ila 326. maddeleri, 5271 sayılı Kanun’un 267 ila 271, 311 ila 323. maddeleri.

  1.  İNCELEME VE GEREKÇE

10. Mahkemenin 13/6/2013 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 22/2/2013 tarih ve 2013/1719 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

11. Başvurucu, irtikap suçundan yargılandığı Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/186 esas sayılı dosyasında, delillerin eksik ve hatalı değerlendirildiğini, bazı tanıkların dinlenmediğini, şikayetçilerin beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, arama ve el koyma tutanaklarının usulsüz olmasına rağmen dikkate alındığını, Yargıtay aşamasında da usul ve esasa dair yanlışlıkların yapıldığını belirterek adil yargılanma hakkının ve Anayasanın 6., 10., 11., 36. ve 38. maddeleri hükümlerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş, yargılamanın yenilenmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

12. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

“(5) Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.…

13. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Başvuru süresi ve mazeret” başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği ve buna ilişkin kararın kesinleştiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.”

14. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir.

15. Başvuru konusu Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin 12/11/2010 tarih ve E.2009/186, K.2010/305 sayılı kararı, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 22/11/2012 tarih ve E.2012/10393, K.2012/11894 sayılı ilâmı ile onanmıştır. Başvurucu, 13/12/2012 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi uyarınca onama kararı aleyhine itiraz yoluna başvurulması için talepte bulunmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 15/1/2013 tarih ve KD.2012/203545 sayılı kararı ile talebin reddine karar vermiş ve karar başvurucuya 12/2/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Ceza yargılamasında tüketilmesi gereken son başvuru yolu temyiz aşaması olup, temyiz incelemesinden geçen kararlara karşı itiraz yolu, 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınmıştır. Dolayısıyla başvurucunun itiraz yoluna gidilmesi istemi, sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının takdirini harekete geçirmeye yönelik bir taleptir. Bu kapsamda yapılan başvurular bireysel başvuru öncesinde tüketilmesi gereken bir yol olarak kabul edilmediğinden, bu yola gidilmesinin bireysel başvuru süresi üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır.

17. Somut olayda başvuru yolları 22/11/2012 tarihinde Yargıtay 5. Ceza Dairesinin Manavgat Ağır Ceza Mahkemesinin kararını onaması ile birlikte tüketilmiştir. Dosya kapsamından bu kararın başvurucuya tebliğ tarihi anlaşılmamakla birlikte, başvurucunun en geç Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına itiraz istemiyle başvuru yaptığı 13/12/2012 tarihinde nihai kararı öğrendiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla başvuru yolunun tüketildiği tarihin, nihai kararın öğrenme tarihi olan 13/12/2012, bireysel başvuru tarihinin de 27/2/2013 olduğu gözetildiğinde bireysel başvuru için öngörülen 30 günlük sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.

18. Açıklanan nedenlerle, başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “süre aşımı” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

  1.  HÜKÜM

Başvurunun, “süre aşımı” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına, 13/6/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.