DANIŞTAY KARAR VERDİ! HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KARİYER BİR GÖREV DEĞİLDİR
DANIŞTAY
5. DAİRE
2016/12467 E.
2020/4746 K.
27.10.2020 T.
TEMYİZEDEN( DAVACI): .
VEKİLİ: Av.
TEMYİZEDEN(DAVALILAR): 1-Cumhurbaşkanlığı / ANKARA
2- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri.
İSTEMİN KONUSU:
Ankara 17. İdare Mahkemesinin 30/05/2016 tarih ve E:2015/1823, K:2016/1346sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
DAVA KONUSU İSTEM:
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Özel Kalem Müdürlüğünde. olarak görev yapan davacı tarafından, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı emrine atanmasına ilişkin Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 01/10/2014 tarih ve 8697 sayılı işlemi ile bu işleme bağlı olarak tesis edilen Ankara Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğünde avukat kadrosuna atanmasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 30/04/2015 tarih ve 197 sayılı işleminin iptali ile yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Ankara 17. İdare Mahkemesinin 30/05/2016 tarih ve E:2015/1823, K:2016/1346 sayılı kararında; davacının Kültür ve Turizm Bakanlığındaki önceki görevi kariyer statüde olduğundan, ilgili mevzuat gereği bu görevine atanması gerekirken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı emrine atanması yönünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, hukuk müşavirliği ve 1. hukuk müşavirliği görevlerinin hiyerarşik rütbeli görevler olduğu ve kariyer görevler olarak kabulünün mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının korunması gereken kariyer statüsünün avukatlık kadrosu olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin davacının avukat olarak atanmasına ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin davacının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına atanmasına ilişkin kısmının iptaline, dava konusu işlemin davacının avukat olarak atanmasına ilişkin kısmı ile tazminat istemi yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI:
Davacı tarafından, avukat kadrosuna atanmakla özlük ve mali hakları yönünden mağdur edildiği, hukuk müşaviri kadrosunun görevde yükselme sınavına tabi olup yalnız avukatlar için buna ilişkin muafiyet söz konusu olduğu, 657 sayılı Kanunun 36/A-11 numaralı bendindeki kadrolardan birine atanmasının mevzuat gereği olduğu, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olan redde ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALI İDARELERİN İDDİALARI:
Başbakanlık tarafından, davacının avukat kadrosunun kariyer meslek veya hiyerarşik rütbeli kadro olmayıp Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 32. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, davacının önceki kurumuna veya önceki görevine atanması yükümlülüğü bulunmadığı, dava konusu işlemin kariyer, liyakat ve sınıflandırma ilkelerine uygun şekilde tesis edildiği, İdare Mahkemesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, Anayasa ile tevdi edilen sosyal hizmetlerin daha etkin, verimli ve süratli yürütülebilmesi maksadıyla, ihtiyaca binaen davacının, mer'i mevzuata uygun biçimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına atanmasına ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:
Davacı tarafından, dava konusu işlemin davacının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına atanmasına ilişkin kısmının iptaline ilişkin olarak verilen İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Başbakanlık tarafından, İdare Mahkemesinin, davacının avukat olarak atanmasına ilişkin kısmı ile tazminat istemi yönünden davanın reddine ilişkin kısmında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ K4'NÜN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 219/1. maddesi gereğince Başbakanlığın hasım mevkiinden çıkarılarak yerine Cumhurbaşkanlığı hasım mevkiine alındıktan sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve Davalı idarelerin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptali, kısmen reddi yolundaki Ankara 17. İdare Mahkemesinin 30/05/2016 tarih ve E:2015/1823, K:2016/1346 sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Kullanılmayan 48,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.