DAVA DİLEKÇESİ, BİLİRKİŞİ RAPORU GİBİ HERHANGİ BİR BELGEYE ATIF YAPILARAK HÜKÜM KURULAMAZ
TC
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2020/1391 E.
2020/2834 K.
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ziynetlerin İadesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın, dava dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı taktirde ise bedelini talep etmiştir. Mahkemenin 01.03.2018 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davalı erkeğin temyizi üzerine yapılan incelemede, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12.11.2018 tarihli ilamıyla; kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının değerinin tespiti için Yargıtay ve taraf denetimine elverişli uzman bilirkişiden rapor alınarak ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken HMK'nın 297. maddesine aykırı şekilde hüküm kurulduğundan bahisle hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, tefhim edilen kısa kararda ve hükümde kabulüne karar verilen ziynet eşyalarının yine ayar ve gramlarının ne olduğu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde açıklanmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanunun 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.06.2020