DEĞERLENDİRMESİ VE SINIFLANDIRILMASI BAKANLIKÇA YAPILAN SİNEMA FİLMLERİNİN İLGİLİ ETKİNLİKLERDE ALMIŞ OLDUĞU İŞARET VE İBARELERE UYGUN GÖSTERİLMESİNİ ZORUNLU KILAN KURALIN ANAYASA’YA AYKIRI OLMADIĞI
Anayasa Mahkemesi 4/3/2021 tarihinde E.2019/36 numaralı dosyada, 5224 sayılı Kanun’un değiştirilen 7. maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…Bakanlıkça…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
Dava Konusu Kural
Dava konusu kuralda, daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından (Bakanlık) değerlendirmesi ve sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldıkları işaret ve ibarelere uygun olarak gösterileceği öngörülmektedir.
İptal Talebinin Gerekçesi
Dava dilekçesinde özetle; daha önce Bakanlıkça değerlendirmesi ve sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı işaret ve ibarelere uygun olarak gösterilmesine ilişkin zorunlulukla Bakanlığın izin vermediği, onaylamadığı eserin ticari dolaşımının ve gösteriminin engellenebileceği, bu durumun sanatçıları Bakanlığın onaylayacağı eserleri yapmaya yönlendirmesine ve sinema filmlerinin Bakanlık iznine tabi kılınmasına neden olduğu belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Anayasa’nın 26. maddesinde ifade özgürlüğü güvence altına alınmıştır. İfade özgürlüğü yalnızca düşünce ve kanaatlerin içeriğini değil iletilme biçimlerini de koruma altına almaktadır. İlgili maddenin birinci fıkrasında sinema yayınlarının da 26. maddenin koruması altında olduğu belirtilmiştir.
Anayasa’nın 27. maddesinde de herkesin bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır. Dava konusu kural filmlerin izleyici kitlesini belirleyici bir etkisi olduğundan ifade ve sanat özgürlüklerini sınırlamaktadır.
Anayasa’nın 13. maddesine göre ifade ve sanat özgürlüklerine getirilen sınırlamanın kanunla yapılmasının, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir. Anayasa’nın 26. ve 27. maddelerinde de ifade ve sanat özgürlüklerinin hangi şartlarda sınırlandırılabileceği belirtilmiştir.
Dava konusu kuralda Bakanlıkça değerlendirmesi ve sınıflandırması yapılan filmlerin ilgili etkinliklerde aldığı işaret ve ibarelere uygun olarak gösterilme yükümlülüğünün herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlendiği, bu değerlendirme ve sınıflandırmanın usul ve esaslarının da 5224 sayılı Kanun’da belirlendiği gözetildiğinde kuralın belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir nitelikte olduğu ve bu yönüyle kanunilik şartını taşıdığı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 41. maddesinde aile ve çocukların korunması devletin yükümlülükleri arasında sayılmıştır. Değerlendirmesi ve sınıflandırılması Bakanlıkça yapılan sinema filmlerinin ilgili etkinliklerde almış olduğu işaret ve ibarelere uygun gösterilme zorunluluğu eserin barındırdığı unsurların izlenmeden öngörülmesine ve böylece hitap edilen izleyici kitlesinin önceden bilinmesine imkân tanımak suretiyle kamu düzeni ile ailenin ve çocukların korunması amacına ulaşılması bakımından elverişli ve gereklidir.
Sinema filmlerinin değerlendirilmesi ve sınıflandırılması faaliyetinin kamu düzeni, küçüklerin ve gençlerin ruh sağlığının ve Anayasa’da öngörülen diğer ilkelerin korunmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır. Kuralla hedeflenen kamu yararı ile ifade ve sanat özgürlüklerine ilişkin kişisel yarar arasında makul dengenin de gözetildiği ve kuralın orantısız bir sınırlamaya neden olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
–– Anayasa Mahkemesinin 4/3/2021 Tarihli ve E: 2019/36, K: 2021/15 Sayılı Kararı