DEPREM NEDENİ İLE OLUŞAN MADDİ-MANEVİ ZARARLARDAN İDARE SORUMLUDUR

DEPREM NEDENİ İLE OLUŞAN MADDİ-MANEVİ ZARARLARDAN İDARE SORUMLUDUR

T.C.

DANIŞTAY

6. DAİRE

E. 2019/20875

K. 2020/2531

T. 26.2.2020

İSTEMİN KONUSU : Van 2. İdare Mahkemesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/651, K:2019/966 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Van İli, Merkez İlçesi, Vali Mithat Bey Mahallesi, 356 ada, 25 sayılı parsel üzerinde yer alan Aslan Otel'in 09/11/2011 tarihinde meydana gelen depremde yıkılması sonucu davacılardan K.E.'in eşi, Ka.E., A.E., F.E., M.E., G.E. ve Kad.E.'in babaları, H.E. ile N.E.'in müşterek çocukları, U.E.'in kardeşi olan B.E.'in vefat etmesi olayında, davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olmak üzere; davacılardan eş K.E. için 5.000,00-TL cenaze ve defin gideri, 250.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 125.000,00-TL manevi tazminat, çocuk Ka.E. için 30.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, çocuk A.E. için 35.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, çocuk F.E. için 32.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, çocuk M.E. için 50.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, çocuk G.E. için 62.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, çocuk Kad.E. için 65.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, anne N.E. için 55.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat, baba H.E. için 55.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat kardeş U.E. için 25.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 639.000,00-TL maddi, 550.000,00-TL manevi tazminatın 09/11/2011 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesince verilen 14/06//2017 günlü, E:2014/6599, K:2017/4030 sayılı karar ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak Van 2. İdare Mahkemesince verilen 23/05/2019 tarih ve E:2018/651, K:2019/966 sayılı kararda; meydana gelen zararda davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin 187.737,37-TL'lik kısmı ile manevi tazminat isteminin 285.000,00-TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin istemler ile cenaze ve defin gideri isteminin reddine, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında tazminine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

1- Davacı : Davalı idarelerin oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, reddedilen tazminat miktarı üzerinden aleyhlerine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığı, yargılama giderlerine haklılık oranı uygulanmak suretiyle hüküm kurulmasında yasal isabet bulunmadığı, reddedilen tazminat miktarı için maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu ileri sürülmektedir.

2- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı : Davacılar tarafından adli yargıda açılan ve derdest olan davada verilecek kararın dikkate alınması gerektiği, Bakanlıklarının hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği, dava konusu zararın doğmasında Bakanlıklarına atfedilebilir herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı, söz konusu zarar ile Bakanlıklarınca yapılan iş ve işlemler arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, reddedilen maddi tazminat miktarı için davalı idareler lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, hesaplanan tazminat bedelinden bir miktar kaçınılmazlık indirimi yapılması gerektiği, Bakanlıklarının harçtan muaf olduğu, hükmedilen manevi tazminata faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

3- Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı : Davanın süresinde açılmadığı, tazmini istenilen zarar ile Belediyeleri arasında illiyet bağının bulunmadığı, Belediyelerine kusur atfedilemeyeceği, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, manevi tazminata faiz uygulanmasının hukuka uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

4- Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı : Başkanlıklarına husumet yöneltilemeyeceği, Başkanlıklarının eylem ve işlemleri ile zarar arasında uygun illiyet bağının mevcut olmadığı, hükmedilen manevi tazminata faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğu, reddedilen maddi tazminat miktarı için davalı idareler lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, Başkanlıklarının harçtan muaf olduğu, adli yargıda açılan bir dava neticesinde davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : 1- Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

2- Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

3- Davalı idarelerden Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile Mahkeme kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Van İli, Merkez İlçesi, Vali Mithat Bey Mahallesi, 356 ada, 25 sayılı parsel üzerinde yer alan Aslan Otel'in 09/11/2011 tarihinde meydana gelen depremde yıkılması sonucu davacılardan K.E.'in eşi, Ka.E., A.E., F.E., M.E., G.E. ve Kad.E.'in babaları, H.E. ile N.E.'in müşterek çocukları, U.E.'in kardeşi olan B.E.'in vefat etmesi olayında, davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olmak üzere; toplam 639.000,00-TL maddi, 550.000,00-TL manevi tazminatın 09/11/2011 tarihinden itibaren yürütülecek ticari faiziyle birlikte birlikte tazmini istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinin 1.fıkrasında; manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, 2.fıkrasında; davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği; "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde ise; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla ( 7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla ) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyize konu İdare Mahkemesi kararının; maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesine ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

Kararın, reddedilen maddi tazminat için davalı idareler lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince;

Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelen, mahkemeye erişim hakkının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereklidir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmasının davacının dava açtığı konumdan daha da geriye götürülmesi durumlarında mahkemeye erişim hakkının özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.

Dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin uyuşmazlıkları makul sürede çözebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebilir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı imkânsız hale getirmedikçe ya da aşırı derece zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği söylenemez. Dolayısıyla, davayı kaybetmesi halinde davacıya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 02/01/2019 günlü, 30643 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin, Tarifenin üçüncü kısmına göre ücret başlıklı 13. maddesindeki düzenlemede, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücretine, tarifenin üçüncü kısmına göre, yani nispi olarak hükmedileceği, belirlenecek ücretin ikinci bölüme göre hükmedilen maktu ücretten az olamayacağı düzenlemesi yer almaktadır.

Aynı Tarifenin manevi tazminat davalarında ücreti belirleyen 10. maddesinde ise, davanın kısmen reddi durumunda karşı taraf vekili yararına tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlenmiştir.

Mevcut durum, maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi sonucunu doğurarak açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmektedir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla gelen bir uyuşmazlıkta, 07/11/2013 günlü, Başvuru No:2012/791 sayılı kararıyla; hak edilen tazminatın 3/4'ünün vekalet ücreti adı altında idareye verilmesini, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde değerlendirmiştir.

Bu nedenle, kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusundaki eksik düzenleme nedeniyle Tarifenin ilgili kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından ihmali gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sonuç olarak, davalı idare lehine, Tarifenin manevi tazminat davalarına ilişkin 10. maddesi kıyasen uygulanarak reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmedileceğinin, ancak bu ücretin kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti miktarını geçemeyeceğinin kabul edilmesi gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarelerin vekalet ücretine ilişkin temyiz istemlerinin kabulüne, davalı idarelerin diğer temyiz istemleri ile davacıların temyiz istemlerinin ise reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu Van 2. İdare Mahkemesinin 23/05/2019 tarih ve E:2018/651, K:2019/966 sayılı kararının maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı idareler lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanunun ( Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen ) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 26.02.2020 tarihinde esas yönünden oybirliği, manevi tazminata faiz yürütülmesi ve vekalet ücreti yönünden oyçokluğuyla karar verildi.