DOKTORUN KUSURLU OLMASI-BEBEĞİN KURTULMASININ KESİN OLMAMASI-BERAAT

DOKTORUN KUSURLU OLMASI-BEBEĞİN KURTULMASININ KESİN OLMAMASI-BERAAT

YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ

2018/1868 E.

2019/7835 K.

"İçtihat Metni"

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “20/12/2011” olarak yazılmamış olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın .... Hastanesinde Çocuk Doktoru olarak görev yaptığı, uygulanan tüp bebek tedavisi sonrasında .... Hastanesinde katılanların müşterek bebeklerinin 19/12/2011 tarihinde dünyaya geldiği, tüp bebek olması sebebiyle hastanede kuvöze alındığı, ertesi günü saat 08:00 civarında bebeğin satürasyonunun aniden düşmeye başlaması ve solunum sıkıntısına girmesi üzerine bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ve Aydın Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 19/03/2012 tarih ve 421 sayılı raporuna göre, bebeğin kesin ölüm sebebinin yapılan otopsi ve incelenen patoloji raporuna göre solunum yetmezliğinden (hyalen membran, bronkopnömoni) kaynaklandığının tespit edildiği olayda; Adli Tıp Kurumu 1. Adli tıp İhtisas Kurulunun 15/08/2012 tarihli 2012/60992/3082 sayılı raporunda belirtildiği üzere; "Bebeğin 19/12/2011 tarihinde sabah saat 09:00’da sezeryanla 39 haftalık miadında ve 2650 gr olarak Özel Kuşadası Hastanesinde doğduğu, APGAR 0. dk : 7, 5. dakikada 9 olarak ölçüldüğü, gelişen morarma ve solunum sıkıntısı nedeniyle akşam saat 21:00 civarında Çocuk Hastalıkları Servisine sevk edildiği, yenidoğanın geçici taşipnesi/aspirasyon ? ön tanıları ile yatışının yapıldığı, küvözde izleme alınarak 2 lt/dk oksijen, sıvı tedavisi, Ampisilin+Amikozid, % 10 dextroz tedavisi başlandığı ve Kan gazı, PA akciğer grafisi, hemogram, CRP isteklerinin yapıldığı, gece boyunca oksijenize olarak satürasyonlarının 95 civarında seyrettiği, sabaha karşı ateşinin 38'e yükseldiği, solunumunun taşipneik olarak seyrettiği, sabah 08:00 civarında satürasyonunun aniden düşmeye başladığı, solunum sıkıntısına girdiği ilgili çocuk doktoruna haber verilerek müdahalede bulunulduğu, arter kan gazı ve tetkikleri için kan alınarak sonuçlarının beklendiği sırada bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ancak yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığının tespit edildiğine göre; bebeğin tedavisinin düzenlenmesinde bronkopnömoniye yönelik Ampisilin+Amikozid tedavisinin uygun olduğu, akciğer grafisi ve klinik bulgularına göre RDS Tip I ( Hyalen membran hastalığının) ayırıcı tanı da düşünülmüş olmasının lazım geldiği, PA Akciğer grafisinin değerlendirilerek yakın kan gazı takibi (kısa aralıklı), gerektiğinde entübe edilerek ventilatöre bağlanması ve sürfaktan tedavisinin uygulanması veya bu tedavilerin yapılabileceği tam teşekküllü bir merkeze sevkinin ivedilikle lazım geldiği, bunların yapılmadığı anlaşıldığından bebeğin takip tedavisini yapan Çocuk Doktoru ....’in kusurlu olduğu, ancak yenidoğanda Hyalen membran hastalığı ve bronkopnömoninin mortalitesi yüksek bir hastalık olup her türlü müdahale zamanında yapılmış olsa bile bebeğin kurtulmasının kesin olmadığı oy birliğiyle mütalaa olunur." görüşünün bildirildiği, İstanbul Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunun 12/06/2013 tarihli 2513 karar nolu kararında da; “....Tüp bebek yöntemi ile 19/12/2011 tarihinde saat 09:30 da sezeryanla dünyaya getirilen, 20/12/2011 tarihinde sabah sularında aniden fenalaşarak öldüğü bildirilen İsmail oğlu, 2011 doğumlu ... hakkında düzenlenmiş adli belgelerde ve otopsi raporunda bulunan veriler değerlendirildiğinde;
1-Tıbbi belgelerinde kayıtlı bulgular ile otopsisinde makroskopide el ve ayak tırnak yataklarında morumtrak renkte görünüm, akciğerlerin orta hatta midklaviküler hattın gerisinde olduğu, kalbi tam olarak örtmediği, akciğer kıvamının ellemekle karaciğer kıvamında olduğu, yüzeylerinde yer yer kanama noktaları bulunduğu, histopatolojik tetkikinde akciğerlerde hyalen membran hastalığı, bronkopnömoni saptandığı, tespit edildiği bildirildiğine göre bebeğin ölümünün Respiratuar Distress Sendromu (Hyalen Membran Hastalığı) ve gelişen komplikasyonları sonucu meydana geldiği,
2-Bebeğin 19/12/2011 tarihinde sabah saat 09:00’da sezeryanla 39 haftalık miadında ve 2650 gr olarak .... Hastanesinde doğduğu, APGAR 0. dk : 7, 5. dakikada 9 olarak ölçüldüğü, gelişen morarma ve solunum sıkıntısı nedeniyle akşam saat 21:00 civarında Çocuk Hastalıkları Servisine sevk edildiği, yenidoğanın geçici taşipnesi/aspirasyon ? ön tanıları ile yatışının yapıldığı, küvözde izleme alınarak 2 lt/dk oksijen, sıvı tedavisi, Ampisilin+Amikozid, % 10 dextroz tedavisi başlandığı ve Kan gazı, PA akciğer grafisi, hemogram, CRP isteklerinin yapıldığı, gece boyunca oksijenize olarak satürasyonlarının 95 civarında seyrettiği, sabaha karşı ateşinin 38'e yükseldiği, solunumunun taşipneik olarak seyrettiği, sabah 08:00 civarında satürasyonunun aniden düşmeye başladığı, solunum sıkıntısına girdiği ilgili çocuk doktoruna haber verilerek müdahalede bulunulduğu, arter kan gazı ve tetkikleri için kan alınarak sonuçlarının beklendiği sırada bebekte ani kardiyak arrest geliştiği ancak yapılan müdahalelere rağmen bebeğin kurtarılamadığı bildirildiğine göre; Bebeğin tedavisinin düzenlenmesinde bronkopnömoniye yönelik Ampisilin+Amikozid tedavisinin uygun olduğu, akciğer grafisi ve klinik bulgularına göre RDS Tip I ( Hyalen membran hastalığının) ayırıcı tanı da düşünülmüş olmasının lazım geldiği, PA Akciğer grafisinin değerlendirilerek yakın kan gazı takibi (kısa aralıklı), gerektiğinde entübe edilerek ventilatöre bağlanması ve sürfaktan tedavisinin uygulanması veya bu tedavilerin yapılabileceği tam teşekküllü bir merkeze sevkinin ivedilikle lazım geldiği, bunların yapılmadığı anlaşıldığından bebeğin takip tedavisini yapan çocuk doktoru ....’in kusurlu olduğu, ancak yenidoğanda Hyalen membran hastalığı ve bronkopnömoninin mortalitesi yüksek bir hastalık olup her türlü müdahale zamanında yapılmış olsa bile bebeğin kurtulmasının kesin olmadığı oybirliğiyle mütalaa olunur...” görüşünün açıklanması karşısında, sanığın eylemi ile netice arasında illiyet bağının kesin bir şekilde kurulamadığı, bu nedenle sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı, kamu görevlisi olmaması nedeniyle TCK'nın 257. maddesi kapsamında da değerlendirilmeyeceği, kusurlu davranışının hukuki sorumluluğu gerektirebileceği gözetilmeksizin mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.