ENERJİ ŞİRKETİ HATALI TARİFE UYGULAMASI HALİNDE TÜKETİCİDEN ANA PARA FARKINI TALEP EDEBİLİR-MÜTERAFİK KUSUR
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
2019/4042 E.
2020/57 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... Akaryakıt Taşımacılık Tarım Makinaları Tarım Ürünleri San. Tic. Ltd.Şti. ile davalı ...aralarındaki menfi tespit davasına dair Pınarhisar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/01/2014 tarihli ve 2012/184 E.-2014/3 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 13/12/2018 tarihli ve 2017/9783 E.-2018/12791 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından aboneliğe ait 54.292,90 TL tutarında fark faturası düzenlendiğini, fark faturasının sebebinin 01/01/2007-31/05/2012 tarihleri arasında kullanılan elektriğin ... sanayi tarifesi yerine ... sanayi tarifesi ile tahakkuk ettirilmesi olarak bildirildiğini, faturalarını düzenli ödediğini belirterek, fark faturasından borçlu olmadığının tespitine ve iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; 01/01/2007 tarihinde itibaren davalıya ait aboneliğin ... sanayi olarak tarifelendirilmesi gerekirken ... sanayi olarak olarak tarifelendirildiğini, uygulanan yanlış tarifeden dolayı faturaların eksik tahakkuk ettirildiğini, 01/01/2007-31/05/2012 tarihleri arasında eksik fiyatlandırma yapıldığını, faturalardaki farkların ait oldukları dönemlere göre hesaplandığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının kullandığı elektriği ödeme yükümlülüğü bulunduğu, dava konusu alacağın sözleşmeden doğması nedeniyle de 10 yıllık bedelin talep edilmesinin mümkün olduğu (tahakkuk ettirilen tüketim bedeli ile tahakkuk ettirilmesi gereken tüketim bedeli arasındaki farkın davalı şirketçe talep edilmesinin haklı olduğu yönünde) alınan bilirkişi raporunun Elektrik Piyayası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine, usul ve yasaya uygun gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 13/12/2018 gün, 2017/9783 E, 2018/12791 K sayılı ilamı ile “ …Ancak, doğru tarifenin uygulanması için gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi, sayaç okumalarında fark edilmemesi gibi sebeplerden dolayı (davacı ile birlikte) davalının da kusurlu olduğu, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nun 114. (818 sayılı BK’nun 98/2) delaletiyle TBK’nun 52. (BK’nu 44.) maddesi uyarınca (davacı ile birlikte) davalının da müterafık (%50) kusurlu olduğu belirtilerek, mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda, tarafların eşit kusurlu olduğu ve davalı ... şirketinin de kusuru oranında (%50) sorumlu tutulması gözetilerek, konusunda uzman (üçlü) bilirkişiden rapor
alınarak, belirlenecek hatalı tarife farkı alacağından davacı yanında, davalı ... şirketinin de müterafik kusuru nedeniyle TBK’nun 114. (BK’nun 98/2) delaletiyle TBK’nun 52. (BK’nu 44.) maddesi uyarınca indirim yapılması suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. “ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı; davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenmiştir.
Uyuşmazlık; EPDK’nın tarife değişikiliğine dair 01.01.2007 tarihli kararı sonrasında davalının, tarifeyi yanlış uygulaması dolayısıyla müterafik kusuru nedeniyle hesaplanan tüketim bedelinden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmakta olup,davalı ... şirketi 01.01.2007 tarihli EPDK kararı ile tarife değişikliğine gidilmesine rağmen davacı aboneye alçak gerilim birim fiyatları yerine orta gerilim birim fiyatları üzerinden tahakkuk işlemi yaptığını savunmuştur.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 25.12.2002 tarihli abonelik sözleşmesi bulunduğu kurulu gücün 76 kv olduğu, davacıya 0,4 kv üzerinden enerji satışı yapılacağının ve tarife grubunun “ sanayi “ abone tarife sınıfının “ tek terim “ olacağının kararlaştırıldığı sözleşmenin 11. maddesinin o bendi gereğince ölçünün alçak gerilim üzerinden yapılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 17.10.2006 tarihli “ Sayaç ve Ölçü Trafoları Değiştirme Protokolü “ ile akım tarife oranı ve gerilim tarife oranının artarak değiştiği görülmüştür.
24/08/2006 tarihli 875 nolu EPDK kurul kararı ile 01.01.2007 tarihinden geçeli olmak üzere tarife değişikliğine gidilmiş olup, sanayi birim fiyatları alçak ve orta gerilim birim fiyatları şeklinde ayrıştırılmıştır.
Öncelikle davacı abone açısından bu kararın bağlayıcı olup olmadığı üzerinde durmak gerekmiştir.
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ikinci kısım birinci bölümünde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun Görevleri ve Yetkileri düzenlenmiş olup, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu başlığını taşıyan 4. maddesi “ Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur. Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur..." şeklindedir. Madde hükmü gereğince EPDK kurul kararının davacı abone (tüketici) açısından da bağlayıcı olduğuna kuşku bulunmamaktadır.
Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacının kurulu güç itibariyle alçak gerilim abonesi olarak işlem görmesi gerektiği, buna rağmen orta gerilim sanayi abonesi olarak işlem gördüğü, tarife birim fiyatları açısından sanayi alçak gerilim birim fiyatlarının sanayi orta gerilim birim fiyatlarına göre daha yüksek olduğu tespitine yer verilmiştir.
Dava konusu dönem 2007-2012 dönemi olup yürürlükte olan yönetmelik 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğidir. Yönetmeliğin konuya ilişkin “ Hatalı bildirimde bulunulması” başlıklı 23. maddesinde Ödeme bildirimine ilişkin hataların; hatalı sayaç okunması, yanlış tarife veya yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması ya da mükerrer ödeme bildirimi düzenlenmesi gibi hususlar olduğu, Hatalı bildirimlere karşı, müşteri tarafından fatura tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde perakende satış şirketine itiraz edilebileceği, itirazın yapılmış olmasının ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı İtiraza konu tüketim bedeli ile müşterinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda müşterinin, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihinden önce ödeyebileceği, bu durumda müşteriye 24 üncü madde hükümlerinin uygulanmayacağı” öngörülmüştür. Madde hükmünde hatalı bildirimin (tarife hatasının) abonenin ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Her ne kadar ; davalının hatalı tarife uygulaması müterafik kusur teşkil etse de, bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davacının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar ki, bu da usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil eder. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu fatura düzenlenirken gecikme faizi yasal faiz ve bunlara ilişkin KDV nin hesaplanmadığı sadece tarifenin yanlış uygulanmış olması nedeniyle ana para farkının hesaplandığı dosya kapsamındaki fatura eki hesap tablo dökümlerinden de anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; tarife değişikliğinin davacı açısından bağlayıcı olduğu ve davalının tarifeyi hatalı uygulaması nedeniyle davacı abone adına düzendiği fark faturasında sadece ana tüketim bedelinin talep olunduğu gözetilerek, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından kararın onanması gerekirken zuhulen yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulduğu anlaşıldığından; davacının bu yöne ilişen karar düzeltme isteminin kabulü ile bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK'nun 440. maddesi gereğince davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 13/12/2018 tarihli, 2017/9783 Esas, 2018/12791 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA, 38,10 TL fazla alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 13/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.