ERKEK, KADINI BAKİRELİK KONUSUNDA RAPOR ALMAYA ZORLAYAMAZ VE CİNSEL BİRLEŞMENİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN KADINA MAKUL SÜRE TANIMASI GEREKİR
TC
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
2016/25442 E.
2017/1804 K.
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakasının reddi ile davacı lehine verilen manevi tazminata yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece; davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, babasının eşini evden kovmasına ve evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, davalı kadının da; babasının zoruyla evlendiğini davacıyı sevmediğini ve istemediğini söylediği, evlilik birliğinin devamı için yapılan görüşmeler sırasında eşinin ailesine “defolun gidin” dediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, evliliğin fiilen dört gün devam ettiği ve cinsel birleşmenin gerçekleşmesi için eşlerden beklenen makul sürenin geçmediği, davacı erkeğin eşine bu konuda makul süre tanımadığı, erkeğin dava dilekçesinde kadının bakire olmadığı vakıasına dayanmadığı gibi, kadının bakirelik konusunda rapor almaya zorlanamayacağı ve bu yöne ilişkin itirazının kendisine kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu haliyle boşanmaya sebep olan vakıalarda erkek ağır kusurlu olup, ağır kusurlu erkek yararına manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olayların davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun bir miktar manevi tazminata (TMK m.174/2) hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Mahkemece yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında kadının ev hanımı olduğu, sabit ve düzenli bir gelirinin olmadığı belirlenmiştir. Şartları oluştuğu halde mahkemece kadının daha fazla kusurlu olduğundan bahisle bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak (TMK m.175) kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi usul ve kanuna aykırı bulunmuş olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.02.2017(Çrş.)