EŞİNİ ÖLDÜREN SANIK 'HATA'DAN YARARLANAMADI
YARGITAY CEZA GENEL KURULU
2018/27 E.
2019/644 K.
Sanık ... ile maktul ...'in yaklaşık 25 yıldır evli oldukları, 7 ve 14 yaşlarında müşterek iki çocuklarının bulunduğu, İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Kumburgaz Semtinde etrafı duvarla çevrili bir arsada bulunan Güneysu Villaları isimli sitede ikamet ettikleri, sitedeki 4 villadan birinde sanığın iş ortağı da olan maktulün kardeşi ...'ın, diğer bir villada ise yine sanığın iş ortağı tanık...’in ikamet ettikleri, şehir merkezine uzaklığı nedeniyle site ve çevresinde zaman zaman hırsızlık olaylarının meydana geldiği, olaydan 14 gün önce de sanık ve ailesi evde bulunduğu sırada içeri giren kişi veya kişilerce sanığın yatak odasında bulunan pantolonunun cebinden yaklaşık 400 TL tutarında paranın çalındığı, sanığın bu olayla ilgili olarak Kumburgaz Jandarma Karakoluna giderek şikâyetçi olduğu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/11520 hazırlık sayılı dosyası üzerinden olayın soruşturulmaya başlandığı, olay gecesi eve yorgun gelen sanığın saat 00.30 sıralarında uyumak maksadıyla ikametinin 1. katındaki yatak odasına gittiği, maktulün yatağın sağ tarafına, sanığın ise yatağın sol tarafına yattığı, sabah saat 04.00 sıralarında sanığın dışarıdan sızan ışığın etkisi ile alaca karanlık olan yatak odası penceresinden ses geldiğini duyması üzerine, tedbir amacıyla yastığının altında muhafaza ettiği yarı otomatik tabancasını perde ile kapatılmış pencereye doğrultarak yaklaşık 4 metre mesafeden 13 kez tetiğe basarak silahının şarjöründe bulunan 13 merminin hepsini tek tek ateşlediği, maktulün vücudunun ön yüzünde olacak şekilde çene sağ kısım, sol bacak üst kısım ve karın bölgesine isabet eden her biri müstakilen öldürücü nitelikteki 3 ayrı ateşli silah mermi çekirdeği ile yaralandığı ve olaydan sonra çağrılan cankurtaranla kaldırıldığı Selimpaşa Travmatoloji Hastanesinde, mandibula, pelvis, kaburga ve vertebra kırıkları ile birlikte iç organ, büyük damar yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği anlaşılan olayda; eşi ve iki çocuğuyla birlikte yaşayan sanığın, etrafı duvarla çevrili sitede bulunan 3 katlı müstakil evinin birinci katında yer alan yatak odasında, eşi maktul ile bulunduğu sırada, pencereden ses gelmesi üzerine, yanında yatan eşi maktulün yatakta bulunup bulunmadığını kontrol etmek, ışığı açarak odayı aydınlatmak, işittiğini belirttiği sesin geldiği yöne seslenmek gibi basit bir dikkat veya özenli davranış göstermiş olması durumunda, kendisine yönelmiş bir saldırının bulunmadığını anlayabilecek durumda olmasına karşın, herhangi bir uyarıda bulunmadan, dışarıdan sızan ışığın etkisi ile alaca karanlık olan yatak odasında, yastığının altında muhafaza ettiği yarı otomatik tabancayı eline alıp 13 kez ateşleyerek yaklaşık 4 metre mesafedeki maktulü her biri öldürücü nitelikte 3 isabetle yaralayarak öldürmüş olması karşısında; sanığın daha dikkatli ve özenli davranması durumunda ateş ettiği kişinin, kendisine yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırı içindeki bir hırsız olmadığını anlayabileceği, bu nedenle sanığın bu hatasının kaçınılmaz nitelikte bir hata olmadığı, sanığın TCK’nın 30. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususundaki hata hükmünden yararlanamayacağı kabul edilmelidir.
Diğer yandan, saat 04.00 sıralarında pencereden sesler duyarak uyanan ve 14 gün önce yaşanan hırsızlık olayında olduğu gibi evine yine hırsız girdiği zannıyla pencerenin önünde bulunan kişiye ateş eden sanığın, kasten öldürme suçunun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek hareket etmiş olması nedeniyle öldürme suçunu olası kastla değil fakat doğrudan kastla işlediği; ancak pencere önündeki kişinin eşi ... olduğu hususunda ise TCK'nın 30. maddesinin 2. fıkrasında hüküm altına alınan "Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır." hükmü uyarınca suçun nitelikli hâlinde hataya düşerek işlediğinin, bu hatanın kaçınılmaz özellikte bir hata değil normal bir hata olmasının yeterli olacağının anlaşılması karşısında, TCK'nın 82. maddesinin (d) bendinden sorumlu tutulamayan sanığın doğrudan TCK 81. maddesi gereğince cezalandırılması yerine aynı Kanun'un 21/2. maddesi delaletiyle 81. maddesi uyarınca olası kastla öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş olması, suç niteliğinin değişmemesi ve aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.
Bu itibarla, belirtilen eleştiri saklı kalmak kaydıyla direnme gerekçesi isabetli olan Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2016 tarihli ve 300-364 sayılı mahkûmiyet hükmünde, sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Diğer yönleri usul ve Kanun'a uygun olan hükmün, "Sanığın doğrudan TCK 81. maddesi gereğince cezalandırılması yerine aynı Kanun'un 21/2. maddesi delaletiyle 81. maddesi uyarınca olası kastla öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş olması, suç niteliğinin değişmemesi ve aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır." eleştirisiyle ONANMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.11.2019 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık yönünden oy birliğiyle karar verildi.