EŞİNİN KIZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KOCANIN DAHA KUSURLU SAYILACAĞI

EŞİNİN KIZ OLMADIĞINI SÖYLEYEN KOCANIN DAHA KUSURLU SAYILACAĞI

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2019/6118

K. 2019/12831

T. 26.12.2019

 

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının infazının mümkün olduğunun anlaşılmasına göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, evlilik birliği içerisinde davacı-davalı erkeğin bağımsız konut temin etmediği, ailesinin evliliğe ve düğün sürecinde eşine yönelik olumsuz müdahalelerine sessiz kaldığı; davalı-davacı kadının ise eşine hakaret ve aşağılayıcı nitelikte "Sen erkek misin, şerefsizsin, seninle evlendiğime pişmanım" şeklinde sözler sarfettiği gerekçesiyle her iki davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm davacı-davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka miktarı yönünden istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüyle kadının yoksulluk nafası talebinin reddine hükmedilmiş, kadının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-davalı erkeğin "Eşinin kız olmadığı yönünde söylenti çıkararak" eşini evden gönderdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda; erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3-)Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50. 51) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi (TMK 174/1) ve manevi (TMK 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 26.12.2019 (Prş.)