EŞİNİN YAŞLI VE KISIR OLDUĞUNU SÖYLEYEN AŞIRI KISKANÇ KADIN AĞIR KUSURLUDUR
TC
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2018/3710 E.
2019/3251 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, onur kırıcı davranış sebebine dayalı açtığı boşanma davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; Antalya 7. Aile Mahkemesi 15.06.2017 tarihli ve 2016/231 esas, 2017/573 karar sayılı ilamı ile davacı-davalı kadının aşırı kıskanç olduğu, davalı-davacı erkeğin kardeşleri ile telefonda görüşmesini bile sorun haline getirdiği, sürekli olarak eşinin yüzünde gül olduğunu, çirkin olduğunu, yaşlı ve kısır olduğunu söylediği, davalı-davacı erkeğin ise kız kardeşinin davacı-davalı kadını evden kovmasına sessiz kaldığı gerekçesi ile taraflar eşit kusurlu bulunarak kadının ve erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak açtıkları boşanma davalarının kabulüne, kadının onur kırıcı davranış sebebiyle açtığı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2017/1822 esas, 2018/346 karar sayılı ilamı ile erkeğin kusurlu davranışlarının Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde belirtilen nitelikte olmadığı, ilk derece mahkemesince kadının onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebi yönünden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin olarak açtığı boşanma davalarında ise; “Davalı-davacı kocanın ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ve kardeşlerinin eşini evden kovmalarına sessiz kaldığı, davalı-davacı kadınında eşine hakaret ve aşağılayıcı sözler söylediği, ilk derece mahkemesinin eşit kusur belirlemesinin ve kararının doğru olduğu ” şeklinde gerekçe ile taraflar eşit kusurlu bulunarak tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadına yüklenen kusurların yanında davacı-davalı kadının, davalı-davacı eşine karşı kıskançlık da gösterdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Tarafların eşit kusurlu oldukları yönündeki kusur belirlemesi doğru değil ise de; boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HMK m. SONUÇ: Temyiz edilen Antalya Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple, kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Nurgül'e yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna 176.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Mehmet'e geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.03.2019 (Prş.)