ESKİ TÜRKİYE GÜZELİNİN MİRASI 272 KİŞİYE PAYLAŞTIRILDI
1936 Türkiye Güzeli ve doktor Mahmure Birsen Sakaoğlu, 94 yıllık yaşamında kendisini iki kez alevlerin arasından kurtaran Fatih İtfaiye çalışanlarına bıraktığı milyonlarca liralık mirasının davasında bugün karar çıktı. Mahkeme, itfaiyecilerin 'Mahmure Ana' dediği Sakaoğlu’nun vasiyetinin yerine getirilmesine karar verdi.
Fatih'te 1909 yılında dünyaya gelen Mahmure Birsen Sakaoğlu, henüz 4 yaşındayken evlerinde çıkan bir yangında binada mahsur kaldı. Yangına müdahale eden Fatih İtfaiyesi ekipleri, Sakaoğlu'nu alevlerin arasından kurtarmayı başardı. Bu olaydan sonra ailesi küçük kızlarını kurtardığı için itfaiye teşkilatına duydukları minneti her fırsatta dile getirdi. Sakaoğlu da bu minnet duyguları arasında büyüdü.
TÜRKİYE GÜZELİ SEÇİLDİ
1936 yılında katıldığı yarışmada Türkiye Güzeli seçilen Sakaoğlu, bir taraftan da tıp eğitimini tamamlayarak pratisyen hekim olarak çalışmaya başladı. Kendisi gibi doktor olan Mustafa Sakaoğlu ile evlendikten sonra ABD'ye giderek bir süre de burada çalıştı.
87 YIL SONRA YİNE KAHRAMANLAR ORTAYA ÇIKTI
ABD'de 7 yıl çalışan Sakaoğlu çifti daha sonra Türkiye'ye geri döndü. Bundan sonra yaşamlarını Türkiye'de sürdüren çiftin yıllar süren mutlu evliliklerinde çocukları olmadı. Mahmure Birsen Sakaoğlu, 1999 yılı Eylül'ünde eşini kaybettikten sonra İstanbul Fatih'teki dairesinde yalnız yaşamaya başladı. Hayatta yalnız kalan Sakaoğlu'nun evinde ikinci yangın çıktı. 83 yıl sonra ikinci kez alevler arasında kalan Sakaoğlu'nun imdadına yine kahramanları yetişti. Sakaoğlu'nu kucaklayarak alevlerin arasından çıkan itfaiye erlerine, o gün güzel kalpli kadın minnetini fazlasıyla ödeyecekti.
KAPIDAN KOVULDU
90'lı yaşlarında olan Mahmure Birsen Sakaoğlu, ölmeden önce hayatta kalan tek yakını emekli albay olan kardeşini görmeye gitti. Ancak kardeşinin kendisini kapıdan geri çevirmesi üzerine tüm mirasını kendisini kurtaran itfaiye erlerine el yazısı ile yazdığı 3 Mayıs 2000 tarihli vasiyetnamesi ile bıraktı.
KARDEŞİME BİR KURUŞ DAHİ VERMEYİN
Sakaoğlu vasiyetnamesinde şöyle dedi;
“Mirasımdan kardeşime bir kuruş dahi verilmesini istemiyorum. Mirasımdan mahrum ediyorum. Esasen mali durumları benden çok çok üstün olup, bütün yeğenlerimin mali durumları benden iyidir. Bahsettiğim üzere sonsuza kadar gerek ev kirasının banka faizlerinin Fatih itfaiye erlerine ve manevi oğlum Mustafa B,'ye verilmesini, hiç kimsenin anaparadan para çekmemesini ahzu kabza selahiyeti olmaması, daireyi satmaması, 2 sahife el yazım ile yazdığım bu vasiyetnamenin uygulanmasını herkesten rica ediyorum.”
YAŞADIKLARI SÜRE 3 AYDA BİR FAİZİ BÖLÜŞECEKLER
Mahmure Birsen Sakaoğlu, “Fatih'te tek başına yaşamaktayım. Şahitler huzurunda vasiyetnamemi yazıyorum” diye başladığı vasiyetnamesinde; Fatih'teki dairesinin satılmayıp, kirası ile bankada mevcut dolar ve Türk lirasının(16 milyon TL) sonsuza dek bankada kalmak şartıyla faizlerinin her üç ayda bir alınarak, Fatih itfaiye erlerinin müdüründen kapıcısına kadar aynı miktarda ödenmesini istedi. Sakaoğlu ayrıca manevi oğlum dediği Mustafa B.'ye enflasyona göre otomobil ile geçineceği paranın toplanan faiz ve kiradan peşin verilmesini istedi. Sakaoğlu, mirastan faydalanacakların vefatı halinde kalan mirasının sağ kalanlar arasında bölüştürülmesini şart koştu.
VALİ YARDIMCISI, BANKACI, AVUKAT, MALİYECİYİ DE UNUTMADI
Sakaoğlu vasiyetnamesinde itfaiye erlerinin ve manevi oğlunun dışında banka müdür yardımcısı, maliyecisini, avukatını, vali yardımcısı tanıdığını da aynı şartlarda mirastan faydalanacaklar arasına yazdı.
MİRASI 6 PAYA BÖLÜNDÜ
Sakaoğlu, eşini kaybettikten dört yıl sonra 17 Aralık 2003 tarihinde, 94 yaşında yaşama gözlerini yumdu. Sakaoğlu'nun mirasçıları 2004'te mirasın belirlenmesi için mahkemeye başvurdu. Mahkeme Sakaoğlu'nun mirasını 6 pay kabul etti. Kararda mirasın 2 payı kardeşine, kalanı da yeğenlerine bölüştürüldü.
Bu sırada Sakaoğlu'nun bıraktığı vasiyetname ortaya çıktı. Vasiyetin içeriğinin ortaya çıkmasının ardından Sakaoğlu‘nun hayattaki kardeşi Selahattin İ. ile dört yeğeni mahkemeye başvurarak vasiyetnamenin iptalini istedi. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan vasiyetnamenin iptali davası reddedildi. 18 yıl süren davada mahkeme Sakaoğlu'nun mirasından da 272 kişinin faydalanmasına dair karar verdi.
HEYECANLI BEKLEYİŞ
34 itfaiyecinin avukatı İlyas Gülel'in vasiyetnamenin yerine getirilmesi için açtığı tenfiz davasının karar duruşması bugün yapıldı. İstanbul 15 Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bugün görülen davaya itfaiyecilerin avukatları katıldı. İtfaiyeciler ise mahkeme salonunun önünde heyecanla çıkacak kararı bekledi.
18 YIL SONRA KARAR ÇIKTI
Mahkeme sözlü duruşmada taraflara son diyeceklerini sordu. Davanın bittiğini belirten mahkeme Mahmure Birsen Sakaoğlu'nun vasiyetnamesinin tenfizine karar verdi. 272 kişinin Sakaoğlu'nun mirasından faydalanacağını belirten mahkeme, paranın paylaşımını tereke memurunun yapacağını belirtti.
BANKADA 37 MİLYON TL VAR
34 itfaiyecinin avukatı İlyas Gülel duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “14 Asliye Hukuk mahkemesinde vasiyetnamenin iptali davası açılmıştı. Bu dava reddedildi ve karar kesinleşti. 272 kişi hak sahibi olarak belirlenmişti. Bu tenfiz davasında ise diğer mahkemenin kesinleşen kararı onandı. Mahkeme Mahmure Birsen Sakaoğlu'nun mirasının 272 kişiye paylaştırılmasına karar verdi. Mirası da tenfiz memuru mirası 272 kişiye paylaştıracak. Son gelen kayyum raporunda bankada 37 milyon TL bulunduğunu biliyoruz” dedi.
NASIL KURTARDIKLARINI ANLATTILAR
Olay günü Mahmure Birsen Sakaoğlu'nu kurtaran ekipte yer alan İlyas Kuşaklı, “Olaya müdahale ettik. İçeride bir kadının olduğunu söylediler. Merdiveni dördüncü kata yanaştırdık. Mahmure Ana'yı kucaklayarak merdivendeki arkadaşa verdim. Yangını söndürmeye devam ettik” dedi.
Hakan Karahan ise “İlyas ağabeyle birlikte içeri girdiğimizde Mahmure hanımı gördük. Müdahale ederek dışarı çıkarıp güvenli bölgeye aldık. Mahmure hanım da bunu borç bilerek bu mirası bize bırakmış oldu. Kendisine Allah rahmet eylesin. Işıklar içinde uyusun diyorum” dedi.
Karahan ve Kuşaklı, “Dava çok uzun sürdü. Bugün sonuçlandı. O zaman itfaiyeci arkadaşlara kalacağını zannettik. Fatih'te bulunan 272 kişiye kaldı. Bir annemiz daha oldu” dedi.
MAHMURE ANA’YI NASIL KURTARDIĞINI ANLATTI
Sakaoğlu'nu ikinci kez alevlerin arasından kurtaran itfaiye eri İlyas Kuşaklı ise 2000 yılında çıkan yangında görevli olduğunu, Sakaoğlu'nu alevlerin arasından kurtarışlarını şöyle anlattı;
“Altı araç oraya vardık, yangını kontrol altına almaya çalışırken içeride yaşlı bir hanımın olduğu söylendi. Biz kurtarma timi olarak merdivenden çıktık. Diğer arkadaşlar da apartman merdiveninden çıktı. İçerde yaşlı bir kadının kalkamadığını gördük. Arkadaşların yardımıyla beraber çelik kapıyı açıp içeri girdim, Mahmure hanımı merdivendeki arkadaşlara verdim. Mahmure hanımla oradan tanışıyoruz. Kardeşine gidiyor, kardeşi kabul etmeyince valiliğe geliyor. Miras bıraktığı eski Vali Yardımcısı Erdoğan İzgi beyle görüşüyor o zaman. Sonuçta ‘Ben mirasımı itfaiyecilere bırakacağım' diye evraklarını düzenliyor. 2003 tarihinde de Mahmure anamızı kaybettik. Mahmure annemizi biz sadece yangında gördük daha hiç bir şekilde göremedik.”
Şimdi tenfiz davasından çıkacak karara göre mirastan kim, ne kadar para alacağı belli olacak ve Mahmure Ana'nın vasiyeti yerine gelmiş olacak. (Sözcü)
ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPTILAR
Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapan bir kısım mirasçıların avukatı Rukiye Pınar Aslan "12 milyon lira civarinda bir ana para vardı. Onun şu an 25 milyon lira civarında faizi işledi. Öncelikle faiz dağıtılacak. Daha sonra da ana paranın 3 ayda bir işleyen faizi ve gayrimenkul gelirleri de itfaiye erlerine dağıtılmış olacak" dedi. Dava sürecinde hayatını kaybeden müvekkilleri olduğunu söyleyen avukat Aslan "Onların da mirasçıları sadece bu paranın faiz kısmını alabilecek. Bundan sonra işleyen faizden faydalanamayacaklar maalesef" dedi.
"BİZİM İKİNCİ ANNEMİZ MAHMURE ANA'DIR"
Mirasçılardan İlyas Kuşaklı, "Herkesin bir annesi vardır ama Mahmure anne bizim de annemiz oldu. Mahmure Ana'yı kurtardıktan sonra süreç olarak bu zamana kadar 18 yıldan beri devam etti. Mahmure Ana'ya Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Mahmure Ana'yı unutan insan bence düşük karakterli biridir. Bizim ikinci annemiz Mahmure Ana'dır. Ben para ile köyümün mezarlığına çeşme getirmek istiyorum. Şile'de oğlumu kaybettim boğuldu. Onun hayratına çeşme yaptırmak istiyorum" şeklinde konuştu.