EVLİLİK BİRLİĞİ İÇERİSİNDE EDİNİLEN VE AİLE KONUTU ŞERHİ ÜZERİNDE OLAN TAŞINMAZA İLİŞKİN MUVAZAA SEBEBİYLE AÇILAN DAVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDE GÖRÜLÜR
T.C.
Yargıtay
4. Hukuk Dairesi
2020/1290 E.
2021/889 K.
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Davacı … tarafından, davalılar … ve diğerleri aleyhine 03/05/2013 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan … ve … vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle davalı …’nin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacı vekili ile davalılardan …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, muvazaa nedeniyle tapunun iptali ile tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili ile davalı asıl …’ın, hükmün temyiz edilmesinden sonra vermiş oldukları 27/04/2016 tarihli ortak dilekçeleri ile temyiz isteminden feragat ettikleri ve davacı vekilinin vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisinin olduğu anlaşılmakla; davacı vekili ile davalı asıl …’ın feragat nedeniyle temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı …’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili, davalı eş …’ın aile konutu şerhi bulunan … ilçesi … mah. 2880 ada 4 parselde bulunan taşınmazı davalı …’ya devrettiğini, yine evlilik birliği içinde alınan … ili … ilçesinde kain 4446 ada 9 parselde kayıtlı taşınmazı mal kaçırma amacıyla diğer davalı …’ye devrettiğini belirterek, anılan taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili; muvazaa iddiasının ispatlanamadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; davalı eş …’ın dava konusu edilen taşınmazları satmasını gerektirir hiçbir makul sebep olmadan davacı eşinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak satış göstermek suretiyle diğer davalılara devrettiğini, bu devirlerin boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesinden doğan katılma alacaklarını akamete uğratma kastıyla yapıldığı, bu hususun özellikle davalı …’nun duruşmada alınan beyanı ile de sabit olduğu, öte yandan 4446 ada 9 parsel 3 nolu bağımsız bölümün de …’ye devredilmesine rağmen elektrik ve su aboneliğinin davalı … adına devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazların tapu kayıtlarının iptalleri ile davalı … adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Gerek dava dilekçesi, gerekse mahkemenin kabul biçimine göre dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedenine dayanmaktadır.
“Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair 4787 sayılı Kanunun” 4. maddesinde; “Aile mahkemeleri, aşağıdaki dava ve işleri görürler: 1-22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03/12/2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler. 2- 20/05/1982 tarihli ve 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi. 3- Kanunlarla verilen diğer görevler.” şeklinde Aile Mahkemelerinin bakacağı işler açıkça ve sınırlı sayıda belirlenmiştir.
Şu halde, davanın dayanağı TMK’nun ikinci kitabında yer almayıp, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19.maddesinde yer alan genel muvazaa hukuksal nedeninden kaynaklandığına göre, davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekirken Aile Mahkemesi tarafından davaya bakılıp yargılamanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Görev hususunun Aile Mahkemesince re’sen gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle davacı vekili ile davalı asıl …’ın temyiz dilekçelerinin reddine, temyiz edilen kararın (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı … yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden taraflarından peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 01/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.