EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI - KADININ TARTIŞMA SIRASINDA YÜZÜĞÜNÜ ÇIKARMASI
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
2021/1007 E.
2021/2582 K.
24.3.2021 T.
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI HUKUKİ SEBEBİNE DAYALI KARŞILIKLI BOŞANMA DAVASI ( Olayda Davalı-Davacı Kadının Tartışma Sırasında Yüzüğünü Çıkardığı Ancak Daha Sonra Ailelerin Araya Girmesi ile Barıştırıldıkları Yüzüğünü Tekrar Taktığı ve Birlikte Yaşamın Devam Ettiğinin Anlaşıldığı – Asıl Davanın da Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )
KADININ TARTIŞMA SIRASINDA YÜZÜĞÜNÜ ÇIKARMASI ( Ancak Daha Sonra Ailelerin Araya Girmesi ile Barıştırıldıkları Yüzüğünü Tekrar Taktığı ve Birlikte Yaşamın Devam Ettiğinin Anlaşıldığı – Asıl Davanın da Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )
EŞİN AİLESİNE SOĞUK DAVRANILMASI ( Davalı-Davacı Kadının Eşinin Ailesine Soğuk Davrandığı Vakıasına İlişkin Tanık Beyanı ise Soyut Beyan Niteliğinde Olup Bu Vakıanın da İspatlanamadığı - Mahkemece Asıl Davanın da Reddine Karar Verilmesi Gerekirken Yazılı Şekilde Karar Verilmesi Doğru Görülmemiş Olup Kararın Bu Nedenle Bozulmasına Karar Verilmesi Gerektiği )
4721/m. 166
ÖZET : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasıdır. Olayda, davalı-davacı kadının tartışma sırasında yüzüğünü çıkardığı ancak daha sonra ailelerin araya girmesi ile barıştırıldıkları, yüzüğünü tekrar taktığı ve birlikte yaşamın devam ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davalı-davacı kadının eşinin ailesine soğuk davrandığı vakıasına ilişkin tanık beyanı ise soyut beyan niteliğinde olup, bu vakıa da ispatlanamamıştır.
Mahkemece, asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-)Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak görülen karşılıklı boşanma davasında ilk derece mahkemesince boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın da kabulüyle ferilerine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı erkek tarafından birleşen dava, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, davalı-davacı kadın tarafından ise asıl dava, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Davalı-davacı kadının erkeğin ailesi ile yakınlaşmak ve yakın ilişkide olmak istemediği, bu konuda sorun çıkardığı, en son bu sebeple çıkan tartışma neticesinde tarafların ayrıldığı, erkeğin bir daha eve dönmediği, kadının bir tartışma sırasında yüzüğünü çıkardığı, ailelerin araya girmesiyle tekrar taktığı anlaşılmaktadır. Kadının terk sebebine dayalı açtığı bir boşanma davası yoktur. Evi terk ettiği vakıasını erkeğe kusur olarak yüklemek mümkün değildir. Dinlenen davalı-davacı tanıklarının bizzat görgüye dayalı tanıklıkları olmadığı gibi, bir kısım olaylara da davalı-davacının anlatımları ile vakıftırlar. Gerçekleşen bu durum karşısında, davacı-davalı erkeğin ispatlanan bir kusuru bulunmamaktadır. O halde, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı görülmüştür.” gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiştir
Dosya incelendiğinde, davalı-davacı kadının tartışma sırasında yüzüğünü çıkardığı ancak daha sonra ailelerin araya girmesi ile barıştırıldıkları, yüzüğünü tekrar taktığı ve birlikte yaşamın devam ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı-davacı kadının eşinin ailesine soğuk davrandığı vakıasına ilişkin tanık beyanı ise soyut beyan niteliğinde olup, bu vakıa da ispatlanamamıştır. O halde asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Özkan'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran G.'e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.