FON KURULU KARARININ İPTALİ İSTEMİ - MEVCUT HALİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN TESPİTİ - TİCARİ VE İKTİSADİ BÜTÜNLÜĞÜN SATIŞI
T.C.
İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
10. İDARİ DAVA DAİRESİ
2022/1263 E.
2022/1109 K.
24.5.2022 T.
FON KURULU KARARININ İPTALİ İSTEMİ ( Davacının Tüm Mal Varlığına TMSF'nin Kayyım Olarak Atanmasına Karar Verildiği Kayyım Temsilciliğinin Talebi Üzerine Fon Kurulu'nun Kararı ile Davacının Tüm Mal Hak ve Alacakları Bir Araya Getirilip Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturulmasına ve Oluşturulan Bütünlüğün Satışına Karar Verildiği - Oluşturulan Bütünlüğün Mali Durumu Ortaklık Yapısı Diğer Sorunları veya Piyasa Koşulları Nedeniyle Mevcut Halin Sürdürülebilir Olmadığının Tespiti Yapılmaksızın ve Mali Durum Raporu Alınmaksızın İşlem Tesisinin Hatalı Olduğu )
MEVCUT HALİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN TESPİTİ ( 6758 SK Md. 19 Uyarınca TMSF'nin Kayyım Olarak Atandığı Şirketlerin ya da Şahıs Mal Varlıklarının Mali Durumu Ortaklık Yapısı Diğer Sorunları veya Piyasa Koşulları Nedeniyle Mevcut Halin Sürdürülebilir Olmadığının TMSF Tarafından Tespiti Durumunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun Şirketin Yahut Varlıkların Satılmasına veya Feshi ile Tasfiyesine Karar Verebileceği - Bu Şartlar Yerine Getirilmeden İktisadi ve Ticari Bütünlük Oluşturulmasına ve Bütünlüğün Satışına İlişkin Fon Kurulu Kararında Uygunluk Bulunmadığı )
TİCARİ VE İKTİSADİ BÜTÜNLÜĞÜN SATIŞI ( 6758 Sayılı Kanun'un 19. Maddesinin Üçüncü Fıkrasında "... Şirketlerin Mali Durumu Ortaklık Yapısı Diğer Sorunları veya Piyasa Koşulları Nedeniyle Mevcut Halin Sürdürülebilir Olmadığının TMSF Tarafından Tespit Edilmesi Durumunda..." Şeklinde Belirtilen Şartlar Yerine Getirilmeden İktisadi ve Ticari Bütünlük Oluşturulmasına ve Oluşturulan Bütünlüğün Satışına İlişkin Alınan Dava Konusu Fon Kurulu Kararında ve Davanın Reddi Yolundaki Mahkeme Kararında Hukuka Uygunluk Bulunmadığı )
6758/m.19,20
5411/m.134
5271/m.128,133
ÖZET : Dava, 674 Sayılı KHK kapsamında mal varlığının idaresi için kayyım olarak atanan davalı idarece, davacıya ait tüm malvarlığı hakkında ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına dair Fon Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının hakkındaki soruşturma nedeniyle tüm mal varlığına TMSF'nin kayyım olarak atanmasına karar verildiği, kayyım temsilciliğinin talebi üzerine de Fon Kurulu'nun kararı ile davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilerek "Ticari ve İktisadi Bütünlüğü" oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına karar verildiği anlaşılmaktadır. 6758 SK'un 19. maddesi uyarınca TMSF'nin kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da şahıs mal varlıklarının mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun şirketin yahut varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebileceği mevzuat hükümleri gereği açıktır. Bakılan uyuşmazlıkta ise davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilmek suretiyle oluşturulan bütünlüğün mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespiti yapılmaksızın ve herhangi bir mali durum raporu alınmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, 6758 SK'un 19. maddesinin üçüncü fıkrasında"... Şirketlerin mali durumu ortaklık yapısı diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının TSMF tarafından tespit edilmesi durumunda..." şeklinde belirtilen şartlar yerine getirilmeden iktisadi ve ticari bütünlük oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına ilişkin alınan dava konusu Fon Kurulu kararında ve davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında uygunluk bulunmamaktadır.
İstemin Özeti : 674 Sayılı KHK kapsamında mal varlığının idaresi için kayyım olarak atanan davalı idarece, davacıya ait tüm malvarlığı hakkında "A. K. Ticari ve İktisadi Bütünlüğü" adı altında ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına dair 11.04.2019 tarih ve 2019/231 Sayılı Fon Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın, Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 12.01.2017 tarih ve 2017/236 D. İş sayılı dosyasında, davacının tüm mal varlığına el konulmasına, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım tayin edilmesine ve kayyım olarak atananların davacıya ait olan yönetim organının tüm yetkilerine sahip olmalarına ve yönetim organlarının yetkilerinin tümü ile kayyımlara devredilmesine, yeni yönetim organının bu kayyımlar tarafından oluşturulmasına, yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetlerin idare yetkilerinin de kayyımlara verilmesine karar verildği, kayyım ataması sonrasında 677 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kayyımlık yetkisinin usulüne uygun olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredildiği, kayyım temsilciliği tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna hitaben yazılan 20.03.2019 tarih ve 2019/106 Sayılı yazı ile davacının tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilerek ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasının talep edildiği ve bunun üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, davalı idare uzmanlarınca yapılan tespit ve değerlendirmeler sonrasında, idare olunan varlıkların değerinin korunması için ticari ve iktisadi bütünlük kararı alındığı, bu durumun davacının yararına olduğu, herhangi bir satış kararının da bulunmadığı, dava konusu işlemde bu haliyle hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddi yolunda İstanbul 7. İdare Mahkemesince verilen 14/09/2020 tarih ve E:2019/2473, K:2020/940 Sayılı kararın, davacı tarafından; malvarlığının, taşınmaz malvarlığı, gerekse %60 oranında hissesine malik olduğu A.Alçı Maden A.Ş. 'de sadece kira gelirleri olan, bunun dışında hiçbir faaliyeti bulunmayan değerler olduğu, malvarlığının herhangi bir borcu bulunmadığı, eski yıllarda edinildiği, dava konusu kararın esas itibariyle malvarlığının satış işleminin ön işlemi niteliğinde olduğu, satış sonrası eski statünün iadesi de hiçbir şekilde mümkün olmayacağı iddialarıyla kaldırılması ve işin esası hakkında yeniden karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 6758 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 687 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değiştirilen "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun satış ve tasfiyeye ilişkin yetkileri" başlıklı 20/1. fırkasında, 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkilerin, bu Kanun Hükmünde Kararname ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanacağı hükme bağlandığı, İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 21/01/2017 tarih ve 2017/236 D. İş sayılı kararında MASAK raporu ve soruşturma içeriği kapsamında A. K.'nun silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin yöneticilerinden olduklarına dair delil bulunduğu, şüpheli para trafiği ilişkisinin mevcut olduğu ve yurt dışında kaçak olarak yaşadığı tespitine de yer verilerek mal varlığı değerlerine kayyım atanmış olup, malvarlıklarının tespiti ve idaresi için de ticari ve iktisadi bütünlük kararı alınmasında gerek kamu yararı yanı sıra davacının kişisel menfaati bulunduğu, davacı vekili tarafından malvarlıklarının mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığın tespit edildiği gerekçesiyle malvarlıklarının satım veya feshi ile tasfiyesine karar verildiği iddia edilmekte ise de, bu beyanın yanıltıcı olduğu, davacıya ait mal varlığı değerlerinin şu aşamada satışı söz konusu olmadığı, savunma dilekçesinde de belirtildiği üzere, A. K. Kayyım Temsilciliği tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'a hitaben yazılan 20/03/2019 tarihli yazı ile "A. K.'nun üzerinde çok sayıda gayrimenkul, banka hesaplarında mevduatlar ve A. Alçı Maden Üretim A.Ş.'de %60 oranında ortaklığı bulunduğu" ifade edilerek davacının yazı ekinde listelenen tüm mal, hak ve varlıkları bir araya getirilerek ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması hususunda karar verildiği, kararın hukuka uygun olduğu, istinaf başvurusunun reddi gerektiği sunulmuştur.
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdare Dava Dairesince; davanın reddi yolunda verilen İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin 14/09/2020 tarih ve E:2019/2473, K:2020/940 Sayılı kararına davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Dairemizin 17/03/2021 tarih ve E:2021/285, K:2021/600 Sayılı kararının davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesinin 08/03/2022 tarih ve E:2022/499, K:2022/858 Sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, işin gereği görüşüldü:
KARAR : 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma" başlıklı 128. maddesinde,"(1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;
a-)Taşınmazlara,
b-)Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,
c-)Banka veya diğer mali kurumlardaki her türlü hesaba,
d-)Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara,
e-)Kıymetli evraka,
f-)Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına,
g-)Kiralık kasa mevcutlarına,
h-)Diğer mal varlığı değerlerine, elkonulabilir.
(10) Bu madde uyarınca el konulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi gerektiğinde bu mal varlığı değerlerinin yönetimi amacıyla kayyım atanabilir. Bu durumda 133. madde hükümleri kıyasen uygulanır." kuralına yeralmış; 133. maddesinde, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hakim veya mahkemenin, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabileceği; atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığının ve yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiğinin açıkça belirtileceği, kayyım tayinine ilişkin kararın, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunacağı kurala bağlanmıştır.
6758 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 19. Maddesinde, (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133. maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir.
(4) Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen varlık ve mal varlığı değeri satışlarına bağlı olarak elde edilen gelirden borçlar ödendikten sonra kalan tutar, şirket işlerinde kullanılabilir. Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir kamu bankasında açılan hesapta nemalandırılır.(...)" kuralı yer almıştır.
6758 Sayılı Kanun'un 20. Maddesinde, "(1)19/10/2005 tarihli ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. (...) Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Fon Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıklarının bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarlar yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılır.
(2) Şirket varlıklarının ticari iktisadi bütünlük yoluyla satışına karar verilmesi halinde Fon Kurulu, geçmiş dönem borçlarını, bu borçların FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödettirmeye yetkilidir.
(3) Bu madde hükümleri, kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının veya bunların bağlı olduğu şirketlerin Hazine tarafından devralınan varlıklarının satış ve tasfiyesini teminen Maliye Bakanlığınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi durumunda da uygulanır. Devredilen varlıkların satışından elde edilen tutarlar Maliye Bakanlığına aktarılır." kuralına yer verilmiştir.
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinin beşinci fıkrasında, “Fon alacaklarının tahsilini teminen, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif değerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar ve bu varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden doğan, ancak başlı başına iktisadî değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıkları bir araya getirerek, ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturarak alıcısına geçişini sağlayacak şekilde satışına, hacizli malların birden fazla borçluya ait olması ve/veya birden fazla alacaklının haczi olması hâlinde de satışı yaptırmaya, ihale bedelinin ödenme şeklini, para birimini, alıcıların sahip olması gereken şartları, ödeme tarihini ve ihalenin sair usûl ve esasları ile satış şartlarını 6183 Sayılı Kanun hükümlerine bağlı olmaksızın belirlemeye, satışa konu ticarî ve iktisadî bütünlüğü alacağına mahsuben satın almaya, satışa konu varlıkların ait olduğu şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödetmeye Fon Kurulu yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının hakkındaki soruşturma nedeniyle tüm mal varlığına TMSF'nin kayyım olarak atanmasına karar verildiği, kayyım temsilciliğinin talebi üzerine de Fon Kurulu'nun 11/04//2019 tarih ve 2019/231 Sayılı kararı ile davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilerek "A. K.Ticari ve İktisadi Bütünlüğü" oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6758 Sayılı Kanun'un 20. Maddesinde 5411 Sayılı Kanun'un kıyasen uygulanabileceği belirtilmiş olmakla birlikte özel düzenleme niteliğinde olan 6758 Sayılı Kanun'un 19. Maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekmektedir.
6758 Sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca TMSF'nin kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da şahıs mal varlıklarının mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun şirketin yahut varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebileceği yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri gereği açıktır.
Bakılan uyuşmazlıkta ise davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilmek suretiyle oluşturulan bütünlüğün mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespiti yapılmaksızın ve herhangi bir mali durum raporu alınmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, 6758 Sayılı Kanun'un 19. maddesinin üçüncü fıkrasında"... Şirketlerin mali durumu ortaklık yapısı diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının TSMF tarafından tespit edilmesi durumunda..." şeklinde belirtilen şartlar yerine getirilmeden iktisadi ve ticari bütünlük oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına ilişkin alınan dava konusu Fon Kurulu kararında ve davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 7. İdare Mahkemesince verilen 14/09/2020 tarih ve E: 2019/2473, K: 2020/940 Sayılı kararın, kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan davacı tarafından karşılanan 1.223,00-TL yargılama giderleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.550,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta gideri için alınan paranın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine, 2577 Sayılı Kanun'un 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren otuz (30) gün içinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 24.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.