GAZETECİNİN YILLIK İZİN ÜCRETİ

GAZETECİNİN YILLIK İZİN ÜCRETİ

T.C

YARGITAY

9. Hukuk Dairesi

2015/25873 E.

2018/23057 K.

12.12.2018 T.

• GAZETECİNİN YILLIK İZİN ÜCRETİ

• GAZETECİNİN İZİN ÜCRETİNİN İKİ KATI ÖDENMESİ İÇİN GAZETECİNİN ÇALIŞIRKEN İZİN KULLANMAYI TALEP ETMESİNİN GEREKMESİ

ÖZETİ: 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 29. maddesine göre; “Gazeteciye bu Kanunu’nun 21’inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir. Kanunun 21. maddesinde meslekteki kıdemine göre kullanacağı izin süresi belirtilirken son fıkrasında “izin hakkından feragat edilemeyeceği” açıkça vurgulanmıştır. 29. maddeden gazeteci çalışırken uygulanması gereken bir yaptırım düzenlediği, çalışırken izin vermeyen veya izin verildiği halde izin ücreti ödenmeyen işveren hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Dairemizin kararlılık kazanan dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, bu kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21. maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti

DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin 02.08.2010-10.04.2012 tarihileri arasında davalı … Ajansında muhabir olarak çalıştığını, işveren tarafından nedensiz olarak işten çıkarıldığını, Bakırköy 14.İş Mahkemesi’nin 2012/351 E, 2013/7649 K sayılı dosyası ile görülen davada müvekkilinin işe iadesine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, …. Noterliğinin 11.06.2013 tarihli ihtarnamesi ile süresi içerisinde işe iade için başvuru yapıldığını, davalı tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede müvekkilinin işe iadesi kabul edilerek görüşmeye çağrıldığını, ancak işyerinde yapılan görüşmede müvekkilinin işe başlatılmadığını, işe alma konusunda da samimi ve iyi niyetli bir tavır sergilenmediğini, müvekkilinin davalı iş yerinde kadro sınavını kazanmasına rağmen kadroya geçirilmediği gibi, sigortasız çalıştırıldığını, müvekkilinin davalı işveren ile yapmış olduğu mail yazışmalarında, ne şekilde hangi şartlarla çalıştırılacağını, kadroya alıp almayacağını, sigortasının yapılıp yapılmayacağı tekrar sorulduğunu, fakat verilen cevaplarda yine daha önce çalıştığı usul ve şekilde işe başlayacağının bildirildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile boşta geçen süre ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının kazandığı dava üzerine süresi içerisinde işe başlatılması için başvuruda bulunmuş olsa da, müvekkili tarafından yapılan kabulün sonrasında işe başlamadığını, daha önce mahkeme kararıyla geçersiz olduğuna karar verilen feshin geçerli hale geldiğini, bu nedenle bahsi geçen tazminatların davacıya ödenmesinin mümkün olmadığını, davalı kurumun davacıyı işe başlatmamak gibi bir iradesinin olmadığını, davacı 11.06.2013 tarihinde Bakırköy 15.Noterliğinin 21087 yevmiye nolu ihtarnamesi ile işe iadesi davasının kazandığını belirtmiş ve işe iadesini vekili aracılığıyla talep ettiğini, bu talebe müvekkilinin 20.06.2013 tarihinde ihtarnameye cevap verdiğini ve işe iade talebinin ajansça kabul edildiğini, davacı her türlü çağrıya, birden faza kez yapılan telefon görüşmelerindeki davetlere ve şifai görüşmelere rağmen işe başlamak için sözleşme imzalamak üzerine iş yerine gelmediğini, bu durumun daha önce geçersizliğine karar verilen feshi geçerli hale getirdiğini, davacının art niyetli olduğunu, davacı aslen işe başlama istek ve iradesinde olmadığım, davacının işe iade davası süresince de boşta geçen bir süresinin olmadığını, farklı bir işyerinde çalışmaya başladığını, çalışmalarını bu işyerinde devam ettirdiğini, buna ilişkin SGK hizmet bilgi dökümlerinin ekte olduğunu, davacının işçilik alacaklarına ilişkin taleplerinin hukuki dayanaktan uzak olduğunu, davacı ile müvekkili arasında İş kanunu anlamında bir iş ilişkisinin mevcut olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dinlenen tanık beyanları, dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı işverenin davacıyı işe daveti konusundaki beyanının samimi olmadığı, işverence davacının işe başlatılmadığı, bu durumda davacının hükümde belirtilen işe başlatmama ve boşta geçen süre ücretlerine hak kazandığı, davacının kıdem tazminatı talebi bakımından 5953 sayılı yasanın 6. Maddesine göre toplam hizmet süresi 5 yılın altında olduğundan davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı Basın İş Kanununa tabi olup, yıllık ücretli izin alacağı hesabının açıklığa kavuşturulması gereklidir.

5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 29. maddesine göre; “Gazeteciye bu Kanunu’nun 21’inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir. Kanunun 21. maddesinde meslekteki kıdemine göre kullanacağı izin süresi belirtilirken son fıkrasında “izin hakkından feragat edilemeyeceği” açıkça vurgulanmıştır. 29. maddeden gazeteci çalışırken uygulanması gereken bir yaptırım düzenlediği, çalışırken izin vermeyen veya izin verildiği halde izin ücreti ödenmeyen işveren hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Dairemizin kararlılık kazanan dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, bu kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21. maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti 29. madde gereği 2 kat hesaplanamaz.

Somut uyuşmazlıkta dosya içeriğine göre; davacı, çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş değildir. Bu nedenle 21. maddeye göre kullanılmayan izinlerin, 29. madde uyarınca iki katı alınarak ve son ücreti yerine dönem ücretlerine göre hesaplanması Dairemiz uygulamasına göre hatalıdır. Davacı iş sözleşmesinin feshinden sonra kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerin karşılığı ücret alacağını talep ettiğine göre, 21. madde uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresi, 29. madde uygulanmadan ve son ücret üzerinden hesaplanmalıdır.

Ancak ilk Derece Mahkemesi kararının sadece davalı tarafından temyiz edildiği dikkate alınarak, bozma sonrası son ücret üzerinden Basın İş Kanunu 21. maddeye göre yapılacak hesaplama neticesinde tespit edilecek miktarın bozma öncesi verilen karardakinden fazla olması halinde, bozma öncesi gibi karar verilmesi gerektiği de gözetilmelidir.

3-Mahkemece, yıllık izin ücreti alacağına yasal faiz uygulanması gerekirken bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.