GEÇİCİ GÖREVLİ İKEN GÖREV SÜRESİ UZATILMAYAN ARAŞTIRMA GÖREVLİSİYLE İLGİLİ KARAR
Ankara Bölge İdare Mahkemesi, başka bir kamu kurumunda geçici görevli iken görev süresi uzatılmayarak ilişiği kesilen araştırma görevlisi hakkında işlemin uygun olmadığına hükmederek kararı iptal etti!
Dava konusu olayda, bir yükseköğretim kurumunda 2547 sayılı Kanunun 33/a maddesi uyarınca araştırma görevlisi kadrosunda olan ancak Bakanlık nezdinde görev yapan davacının hizmetine ihtiyaç duyulmadığından görev süresinin uzatılmayarak kadrosuyla ilişiği kesilmiştir.
İlk derece mahkemesi, davacının davalı idareden üniversitedeki araştırma görevlisi kadrosunu sürekli dolu tutmak suretiyle bu görevlendirmeyi sürekli uzatmasının beklenemeyeceği, 2547 sayılı Kanun'un 33 üncü maddesine göre öğretim yardımcısı olarak atananlar hakkında idarenin takdir hakkını görev süresi uzatma işlemlerinde uygulayabileceğinden işlemi idare yönünden haklı bulmuştur.
İstinaf aşamasında ise Ankara 4 üncü İdare Dava Dairesi tarafında verilen kararda özetle, araştırma görevlisi kadrosunda bulunan davacıdan anılan kadroya yönelik yararlanılmama veya hizmetinden faydalanılmama durumunun bizzat davalı idarece oluşturulduğu, bu hususta davacının herhangi bir ihmal ya da kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının sona eren görev süresinin uzatılmaması yönünde tesis edilen işlemde takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılmadığı kanaatine varılmayarak işlemin iptaline kesin olarak karar verilmiştir.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi
4. İdari Dava Dairesi
Esas No.: 2020/1460
Karar No.: 2020/2609
Ankara BİM - 4. İdare Dava Dairesi
Esas No.: 2020/1460
Karar No.: 2020/2609
Karar tarihi: 22.10.2020
İSTEMİN ÖZETİ:
...... İdare Mahkemesi'nce davanın reddi yönünde verilen 18/03/2020 gün ve E:2019/395, K:2020/94 sayılı kararın; davacı vekili tarafından, görev süresinin uzatılmaması bağlamında yeterli nitelik ve ağırlıkta bir sebep ileri sürülemediği, davalı idarenin takdir yetkisini aşmak suretiyle hukuka aykırı işlem tesis ettiği ve ilk derece mahkemesinin de bu hukuksuzluğa dair farklı bir hukuka aykırılık ortaya koyduğu, Danıştay kararlarında takdir yetkisine dayanılarak yapılan işlemler üzerinde, öncelikle idari işlemin dayandığı maddi ve hukuki olayların gerçeğe uygun olup olmadıklarının araştırıldığı, ancak somut olayda böyle bir araştırmaya gidilmeden karar alındığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı savunularak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talep edilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince 2577 sayılı Kanunun 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; ... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, Bölüm Başkanının olumsuz görüşü üzerine, 10/08/2019 tarihinde sona eren görev süresinin yeniden uzatılmamasının uygun olduğuna ve görevinin sona ermesine ilişkin 02/08/2019 tarihli ve 2019/49 sayılı ...... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu kararının istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, dava konusu işlemlerin tesisine dayanak teşkil eden ..... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı'nın 02/08/2019 tarihli görüş yazısında davacı hakkında; "2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesi uyarınca Avrupa birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nda görevlendirilen Araştırma Görevlisi ..'ın görev süresi 31/05/2018 tarihli ve 4724 sayılı ilgi yazısı ile bir yıllık görevlendirme talebinin Bölümümüze yazılması üzerine, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı olarak, özellikle akademik ve idari görevlerin yürütülmesinde yardımcı öğretim elemanı sıkıntısının çok ileri boyutta olduğu, ..F'ın halen Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi kadrosunda gözükmesi dolayısıyla yeni yardımcı öğretim elemanı alma noktasında sıkıntı yarattığı belirtilmişti. Bu duruma istinaden Araştırma Görevlisi ...'ın biran önce kurum geçişini sağlaması aciliyeti dolayısıyla görevlendirmesinin dokuz ay daha uzatılmasının uygun görüldüğü yazılmıştı. Araştırma Görevlisi ..'ın bu geçen süre zarfında Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile herhangi bir iletişim kurmaması ve görev süresi uzatımı değerlendirmesinde istenen bilgileri/belgeleri göndermemesi sebebiyle görev süresinin uzatılmasının uygunluğu yönündeki görüşümüzü korumakla birlikte ilgiliye kurum geçişini sağlaması amacıyla üç aylık son bir uzatma süresi verilmesi uygun görülmüştü. Bu geçen üç aylık süre zarfında da Araştırma Görevlisi ...', Bölüm Sekreterliğinin çabalarına karşın Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile herhangi bir iletişim kurmamıştır. Bu sebeple, bölümün akademik ve idari işlerine yardımcı yeni araştırma görevlilerinin alınabilmesi için ilgili kadronun bir an önce boşaltılması zorunludur. Bu çerçevede Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı olarak Araştırma Görevlisi ...'ın görev süresinin uzatılmaması uygun görülmektedir." şeklinde görüş bildirildiğinin anlaşıldığı, bu durumda; dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler ile dava konusu işlemlerin tesisine dayanak teşkil eden, ..... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı'nın 02/08/2019 tarihli görüş yazısında bahsi geçen hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının atandığı 10/05/2004 tarihinden bugüne kadar geçen süre içerisinde Üniversitenin kendisinden beklediği verimi yeterince alamadığı ve davacının İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu'nun 29/03/2016 tarih 2016/14-09 sayılı kararı ile Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı'na görevlendirilmesi sebebiyle Üniversitedeki akademik hayatından uzakta kaldığı ve aynı zamanda üniversitedeki araştırma görevlisi kadrosunun da sürekli dolu kalmasına sebep olunarak yeni araştırma görevlisi alımlarının zorlaştırıldığı, her ne kadar davacının Bakanlığa nezdinde yapılan görevlendirmesi davalı idarenin oluru ile yapılmış ise de, bu görevlendirmenin davacı yönünden bir kazanılmış hak teşkil etmeyeceği gibi, davalı idareden, üniversitedeki araştırma görevlisi kadrosunu sürekli dolu tutarak, bu görevlendirmeyi sürekli uzatmasının da beklenemeyeceği açık olup, davacının 2547 sayılı Kanun'un 33. maddesine göre öğretim yardımcısı olarak yeniden sınavsız olarak atanması mümkün olmakla birlikte yapılacak bu atamanın davacı yönünden açıktan atama niteliğini taşıdığı ve bu tür atamalarda takdir yetkisi olan idarenin yargı kararıyla atama yapmaya zorlanmasına olanak bulunmadığı da dikkate alındığında, dava konusu işlemin, 2547 sayılı Kanun'un 33/a maddesinde tanınan takdir yetkisi kapsamında, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edildiği sonucuna varıldığından davacının 17/08/2019 tarihinde sona eren görev süresinin yeniden uzatılmaması yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu kanaatine varıldığından, davacının, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tahsili isteminde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde karar verilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 3.maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde, öğretim yardımcılarının: "yükseköğretim kurulularında, belirli süreler için görevlendirilen, araştırma görevlileri, uzman çeviriciler ve eğitim-öğretim planlamacılarıdır" şeklinde tanımlandığı; 33/a maddesinde ise: "Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler." düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, ...... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı'nda 10/05/2004 tarihinden bu yana Araştırma Görevlisi olarak görev yaptığı, çeşitli tarihlerde Araştırma Görevlisi olarak davalı idarece görev süresinin uzatıldığı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu'nun 29/03/2016 tarih 2016/14-09 sayılı kararı ile davacının Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı'na görevlendirildiği, 02/08/2019 tarihinde Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı'nca davacının görev süresinin tekrar uzatılmaması yönünde görüş bildirildiği, Bölüm Başkanlığı'nın 02/08/2018 tarihli sayılı görüş yazısı dikkate alınarak, 02/08/2019 tarihli ve 2019/49 sayılı .... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu kararı ile, davacının 10/08/2019 tarihinde sona eren görev süresinin yeniden uzatılmamasının uygun olduğuna karar verildiği, davacı tarafından, 10/08/2019 tarihinde sona eren görev süresinin yeniden uzatılmamasının uygun olduğu yönünde alınan 02/08/2019 tarihli ve 2019/49 sayılı ..... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim Kurulu kararının iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu işlemin sebep unsuru olarak, davacının görev yaptığı Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı'nın, davacının hizmetine ihtiyaç bulunmadığını bildiren görüş yazısında; 2547 sayılı Kanun'un 38'inci maddesi uyarınca Avrupa birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nda görevlendirilen davacının, görev süresinin 31/05/2018 tarihi itibariyle bir yıl süre ile uzatılmış olduğu, ancak Avrupa Birliği Başkanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından 31/07/2018 tarihli ve 4724 sayılı ilgi yazısı ile bir yıllık görevlendirme talebinin Bölüme yazılması üzerine, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığının akademik ve idari görevlerin yürütülmesinde yardımcı öğretim elemanı sıkıntısının çok ileri boyutta olduğu, davacının halen Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi kadrosunda gözükmesi dolayısıyla yeni yardımcı öğretim elemanı alma noktasında sıkıntı yarattığı, bu duruma istinaden Araştırma Görevlisi davacının biran önce kurum geçişini sağlaması aciliyeti dolayısıyla görevlendirmesinin dokuz ay daha uzatılmasının uygun görüldüğü, ancak davacının bu geçen süre zarfında Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile herhangi bir iletişim kurmaması ve görev süresi uzatımı değerlendirmesinde istenen bilgileri/belgeleri göndermemesi sebebiyle görev süresinin uzatılmamasının uygunluğu yönündeki görüşlerini korumakla birlikte ilgiliye kurum geçişini sağlaması amacıyla üç aylık son bir uzatma süresi verildiği, bu geçen üç aylık süre zarfında da Araştırma Görevlisi davacının Bölüm Sekreterliğinin çabalarına karşın Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile herhangi bir iletişim kurmadığı, bu sebeple, bölümün akademik ve idari işlerine yardımcı yeni araştırma görevlilerinin alınabilmesi için ilgili kadronun biran önce boşaltılmasının zorunlu olduğu, bu çerçevede Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı olarak davacının görev süresinin uzatılmamasının uygun olduğu görüşünün olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlık söz konusu gerekçeler yönünden incelenmiştir.
Davalı idarede araştırma görevlisi statüsünde olan ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 33/a maddesi uyarınca ataması yapılan davacının, görev süresini uzatıp uzatmama konusunda davalı idarenin takdir yetkisine sahip bulunduğu açık olup, bu takdir yetkisini davacının akademik gelişim göstermekte başarısız olduğu veya hizmetine ihtiyaç duyulmadığı yolunda bilgi veya belgeye dayandırmak suretiyle, kamu yararı ve hizmet gereklerini göz önünde bulundurarak kullanması gerekeceği şüphesizdir.
Bu açıklamalar kapsamında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; ..... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Ana Bilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta olan davacının, Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı'na görevlendirilmesinin, ...... Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Fakülte Yönetim Kurulunun 29/03/2016 tarih ve 14 nolu karar ile "uygun görüşü" üzerine ve Rektörlük tarafından yapıldığı, davacının Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığında görev yaptığı süre içerisinde Üniversitedeki görev süresinin Rektörlük tarafından çeşitli tarihlerde uzatıldığı, görev süresinin uzatılmasının da Üniversite Yönetim Kurulu tarafından uygun bulunduğu; bununla birlikte dava konusu işlemden önce davacının kadrosunun bulunduğu bölüm başkanlığı tarafından, akademik ve idari görevlerin yürütülmesinde yardımcı öğretim eleman sıkıntısının çok ileri boyutta olduğu ve davacının halen Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi kadrosunda bulunması dolayısıyla yeni yardımcı öğretim elemanı alma noktasında sıkıntı yaşandığının belirtildiği görülmüştür.
Bu durumda, her ne kadar davacının asıl kadrosunun bulunduğu davalı Üniversitede hizmetine ihtiyaç duyulduğu, ancak yaklaşık son üç yıl boyunca Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı'nda görevlendirilmesi sebebiyle kendisinden yararlanılamadığı ileri sürülmek suretiyle, araştırma görevlisi kadrosunda görev süresi uzatılmayarak ilişiği kesilmiş ise de, davacının, dava konusu işlem tarihine kadar anılan idaredeki görev süresinin çeşitli tarihlerde ve sürelerde uzatılması, ayrıca davalı idare tarafından davacının hizmetine ihtiyaç duyulması nedeniyle üniversiteye dönmesi ve akademik ve idari görevleri yürütmesi yönünde resmi herhangi bir girişimde bulunulmadığı gibi, davacının Üniversitede görevine başlaması için görev süresinin uzatılmaması ve Üniversitede göreve başlaması yönünde de davacı veya Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı nezdinde bir irade gösterilmediği hususları birlikte dikkate alındığında; araştırma görevlisi kadrosunda bulunan davacıdan anılan kadroya yönelik yararlanılmama veya hizmetinden faydalanılmama durumunun bizzat davalı idarece oluşturulduğu, bu hususta davacının herhangi bir ihmal ya da kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının sona eren görev süresinin uzatılmaması yönünde tesis edilen işlemde takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun kullanılmadığı kanaatine varılmakla, dava konusu işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, davacının 2016 yılından itibaren Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı'nda görev yapması nedeniyle Üniversitedeki akademik performansının ölçülmesi de mümkün olmadığından, davacının başarısız veya verimsiz olduğunun kabulü de olanaklı değildir.
Diğer taraftan, her ne kadar Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı tarafından, davacının Bölüm Sekreterliğinin çabalarına rağmen, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı ile herhangi bir iletişim kurmadığı ileri sürülmekte ise de, bu konuya ilişkin olarak dava dosyasına somut herhangi bir bilgi ve belge de (davacıya veya Avrupa Birliği Bakanlığı Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığına yazılmış resmi yazı vb.) sunulamadığından, söz konusu iddiaya da itibar edilmemiştir.
Anayasanın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğuna ilişkin kural gereğince, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının da yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına; dava konusu işlemin iptaline, iptal edilen işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların, dava tarihi olan 26/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine aşağıda dökümü yapılan mahkeme ve istinaf safhasına ait toplam 672,80 TL yargılama giderinin ve işbu kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca belirlenen duruşmalı takip edilen davalar için belirlenen 2.590,00 TL vekalet ücretinin davalı idarece davacıya verilmesine; artan tebligat avansının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, 2577 sayılı Yasanın 46. maddesinin (c) bendi gereğince 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.