HACİZ MAHALLİNDE BORÇLUNUN İSMİNİN YAZILI OLMASI BURADA FAALİYETTE BULUNDUĞUNU GÖSTERMEZ

HACİZ MAHALLİNDE BORÇLUNUN İSMİNİN YAZILI OLMASI BURADA FAALİYETTE BULUNDUĞUNU GÖSTERMEZ

TC

YARGITAY

8. Hukuk Dairesi         

2016/14078 E. 

2019/10608 K.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, haciz adresinin dava dışı ... tarafından kullanılmakta iken vekil edeni tarafından devralındığını, ...'in borçlu şirketin isim hakkını kullandığını, borçlu şirket ile yapılan sözleşme gereğince müvekkilinin de borçlunun isim hakkını kullanmaya devam ettiğini, borçlunun haciz yapılan adres ile ilgisinin olmadığını, borçlu şirketin haciz yapılan adreste hiçbir tarihte ticari faaliyette bulunmadığını belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, isim hakkını kullanmaya ilişkin sözleşmelerin muvazaalı olarak düzenlendiğini, sözleşme tarihinin takip tarihinden çok sonra olduğunu, borçlu şirketin kendi şubesi olan işyerlerini davacı gibi başka şahıslar adına vergi levhası düzenlemek ve lisansör sözleşmeleri yapmak suretiyle alacaklılardan mal kaçırmayı hedeflediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından sunulan sözleşmelerden ilkinin 12.11.2013 tarihli olduğu, dava dışı ... 14.10.2015 tarihine kadar haciz adresinde faaliyette bulunduğunun sunulan yoklama fişinden anlaşıldığı kendi adına işletmediği bir yer için sözleşme yapmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, haciz adresine ilişkin vergi levhası sunulmadığı, sunulan vergi levhasının da haciz yapılan adrese ilişkin olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Haciz yapılan adres üçüncü kişinin adresi olup, haciz borçlunun yokluğunda yapılmıştır. üçüncü kişinin borçlunun isim hakkını devraldığı iddiası ve 14.10.2015 tarihli borçlu ile yapılan sözleşmenin sunulması karşısında haciz mahallinde borçlunun isminin yazıyor olması İİK'nin 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı lehine olduğunun kabulünü gerektirmez. Alacaklı muvazaa iddiasında bulunmuş olup borçlunun haciz adresinde faaliyette bulunduğuna ilişkin şüpheden uzak, güçlü ve yeterli kanıt sunamadığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmermştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle/emyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nin 366. ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 27/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.