HAGB’YE İTİRAZ SONRASI YENİ VERİLEN KARAR SANIK ALEYHİNE OLAMAZ
T.C.
YARGITAY
14. Ceza Dairesi
2017/7422 E.
2018/7718 K.
24.12.2018 T.
Özet:
Somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine yalnızca sanık tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu sebeple aleyhe değiştirme (bozma) yasağı gereği ilk verilen ceza miktarından daha fazla cezaya karar verilemeyeceği gözetilmeden karar verilmesi, Kanuna aykırı, olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 109/2 ve 109/3-f maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda 04.07.2012 tarihinde beraat kararı verildiği, bu kararın O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık aleyhine temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde sanık hakkında TCK’nın 109/2 ve 109/3-f uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Kararın bozulmasına rağmen mahkemece 11.11.2016 tarihinde 5237 sayılı TCK’nın 109/1, 109/3-f ve 62/1. maddeleri uyarınca kurulan 1 yıl 6 ay hapis cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, bu karara yalnızca sanığın itiraz etmesi üzerine Bergama Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırıldığı, dosyanın yeniden Bergama 1. Asliye Ceza Mahkemesine gelmesi üzerine de mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-f ve 62/1. maddesi uyarınca sanığın 3 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verildiği dikkate alınarak yapılan incelemede gereği düşünüldü.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5271 sayılı CMK ‘nın 231/12. maddesine göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, 5271 sayılı CMK’nın 267 ile 271. maddeleri arasında düzenlenen ve olağan kanun yollarından olan itiraz kanun yoluna tabi olduğu, Ceza Mahkemesi Kanununda itiraza ilişkin düzenlemeler arasında ceza miktarı yönünden karar verme yasağına ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.
Aleyhe bozma yasağına ilişkin olarak düzenlemenin, olağan kanun yollarından olan temyize ilişkin hükümlerin yer aldığı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 326. maddesinin 4. fıkrasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/4. maddesinde belirtildiği, bununla birlikte ceza hukukunda kanunilik ilkesinin bir sonucu olarak yasaklanan ve kanunda açıkça suç olarak gösterilmemiş olan bir fiilin, kanunda yer alan ve söz konusu fiile en çok benzeyen suça ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle cezalandırılması şeklinde tezahür edebilecek kıyas metodunun ceza hukukunun aksine ceza muhakemesi hukukunda kural olarak serbest olduğu ve ceza muhakemesi hukukunda genişletici yorum yapılabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Aleyhe bozma yasağının düzenlediği 5320 sayılı Kanunun 8. Maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin, itiraz kanun yolunda uygulanması mümkün olduğundan, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı aleyhine yalnızca sanık tarafından itiraz kanun yoluna başvurulduğu, bu sebeple aleyhe değiştirme (bozma) yasağı gereği ilk verilen ceza miktarından daha fazla cezaya karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi kanuna aykırı olacaktır.