HAKSIZ İHTİYATİ TEDBİRDEN DOĞAN SORUMLULUK KUSURA DAYANMAMAKTADIR

HAKSIZ İHTİYATİ TEDBİRDEN DOĞAN SORUMLULUK KUSURA DAYANMAMAKTADIR

T.C.

Yargıtay

4. Hukuk Dairesi       

2018/2795 E. 

2018/6705 K.

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalı … aleyhine 11/05/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi tazminat, haksız ihtiyati tedbir ve haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30/09/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 06/02/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat … ile karşı taraftan davalı vekili Avukat … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosya eksikliğinin giderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrildiği, eksikliğin giderildiği anlaşıldı. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davacının maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat, haksız şikâyet ve haksız ihtiyati tedbir nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; davalı tarafından … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/253 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine 19 adet taşınmaz yönünden tapu iptal ve tescil davası açıldığını ve dava tarihi olan 27/04/2005 tarihinde taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 30/12/2011 tarihli ilamı ile onandığını, davalının haksız eylemi nedeniyle taşınmazları üzerinde 6 yıldan fazla bir süre tasarrufta bulunamadığını, satış ve kira geliri elde edemediğini, yoksulluğa düşmüş olması nedeniyle arsaların vergisini ödeyemediğini ve vergi cezası ödemek zorunda kaldığını belirterek uğradığı maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiştir.
    Davalı vekili; davacının ihtiyati tedbirden dolayı taşınmazları üzerindeki tasarruflarının engellendiği ve bundan zarar gördüğü iddiasının dayanaksız olduğunu, kamu hacizleri nedeniyle davacının taşınmazları üzerinde tasarruf edemediğini, ihtiyati tedbir ile oluşan zarar arasında bir nedensellik bağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; davalının şikâyet ve dava hakkını kullanması ile alınan tedbir kararlarında kötü niyetin ispatlanamadığı, herkesin anayasal hak olan dava ve şikâyet hakkını kullanabileceği, bu durumun haksız fiil niteliğinde olmadığı, tazminata hükmedilebilmesi için gerekli olan kusur ve uygun illiyet bağının dosyada mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından; davacı tarafından davalı …’ye … 28. Noterliğinde düzenlenen 29/03/2001 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletname ile taşınmaz mal alınması ve satılması, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi, ipotek tesis edilmesi ve kat mülkiyeti tesis edilmesi yetkilerinin arasında bulunduğu bir çok konuda yetki verildiği, dava dışı…’ya da davacı adına taşınmaz alımı ve satımı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapmak üzere yetki verildiği, taraflar arasında 1994 yılından beri bu vekalet ilişkisinin devam etmekte olduğu, davacının bu defa … 28. Noterliğinde düzenlenen 28/01/2005 tarihli azilname ile davalı ve dava dışı …’nın vekillik görevine son verdiği, azilnamenin davalı ve dava dışı …’ya tebliğ edilemediği, fakat Tapu Sicil Müdürlüğünün Azilname Sicili’ne işlendiği, azil tarihinden sonraki döneme rastlayan 21/04/2005 tarihinde davalı ile dava dışı… arasında davacıdan alınan vekaletname uyarınca dava konusu 19 adet taşınmaza ilişkin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, imzalanan sözleşmede yer alan edimlerin yerine getirilmediği gerekçesiyle davalı tarafından … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/253 esas sayılı dosyasında davacı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, yargılama sırasında dava konusu taşınmazlar yönünden devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, devam eden yargılama sonucunda; taşınmaz sahibi davacı …’nın taraflar arasında imzalanan sözleşmeye olurunun sağlanamadığı, … ‘nın satıştan önce azledildiği, azil şerhinin tapu kayıtlarına işlendiği, satış vaadi sözleşmesi düzenlendikten sonra söz konusu sözleşmede belirtilen 19 adet taşınmazın satışına ilişkin herhangi bir ibranamenin dosya kapsamında mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından onandığı anlaşılmaktadır.
    Davaya konu olayda, haksız ihtiyati tedbir uygulaması nedeniyle maddi zarara uğranıldığı ileri sürülerek tazminat isteminde bulunulmuştur. Kural olarak, haksız ihtiyati tedbirden doğan sorumluluk kusura dayanmamaktadır. Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik bağının bulunması, tazminat sorumluluğu için gerekli ve yeterlidir. Davacının taşınmazları hakkında verilen ihtiyati tedbir kararlarının haksızlığı davalı tarafından ikame edilen tapu iptal ve tescil davasının reddedilmesi ile sabit olmuş olup bu nedenle davacının iddia ettiği maddi zararının kapsamı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle maddi tazminat yönünden BOZULMASINA, davacının manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.