HAKSIZ SİCİL NOTU VERİLEN ÇALIŞANA MANEVİ TAZMİNAT
Yargıtay, kurumsal işyerlerinde çalışanların performansına göre amirlerince verilen sicil notları konusunda emsal teşkil edecek önemli bir karara imza attı. Yargıtay, bir banka çalışanına verilen sicil notunun mahkemede iptal edilmesinin ardından, olumsuz sicil notu dolayısıyla manevi tazminat verilmesine hükmetti.
Bankalar başta olmak üzere kurumsal işyerlerinde, çalışanların performansına göre sicil notları tutuluyor. Bu notlar, çalışanların kariyerleri açısından belirleyici olabiliyor. Sicil notu konusundaki subjektif değerlendirmeler birçok çalışanı mağdur edebiliyor.
Yargıtay’ın (9. Hukuk Dairesi, Esas No: 2021/1317, Karar No: 2021/5702) bu konuda vermiş olduğu karar, çalışanlara verilen keyfi sicil notları konusunda emsal oluşturacak.
Yargıtay’ın kararına konu davada bir banka çalışanı, şube yönetmenliğine yükselmek için 2011 yılında banka içinde açılan sınava girmek için başvuruda bulundu. Sınava girecek kişiler listesinde ismi çıkmayınca 2010 yılı sicil amirinin “Üst unvan yeterliliği yoktur” şeklinde sicil notu vermesi nedeniyle sınava kabul edilmediğini öğrendi. Bunun üzerine sicil notunun iptali için dava açtı. Ankara 14. İş Mahkemesi, işçinin, sicil notu için iptal davası açamayacağı gerekçesiyle davayı reddetti.
Temyiz başvurusu üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, sicil notu işçinin kıdem, unvan ve terfi gibi özlük haklarında değişikliğe yol açtığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu. Başvuruyu ikinci kez inceleyen yerel mahkeme, davacı işçinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu, objektif esaslara dayanmadığı gerekçesiyle 2010 yılında verilen sicil notunu iptal etti. Yerel mahkemenin bu kararı Yargıtay’da 2016 yılında onandı.
SİCİL NOTU İPTAL OLUNCA MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇTI
Banka çalışanı davacı, sicil notunun iptaline ilişkin mahkeme kararının Yargıtay’da onanarak kesinleşmesinin ardından bu kez de maddi ve manevi tazminat davası açtı. Kendisine karşı yapılan uygulamanın mesleki onur ve itibarını zedelediğini, mağduriyet yaşadığını, ruhsal ve bedensel dengesinin alt üst olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu ve kişilik haklarına ağır saldırı niteliğindeki işlem nedeniyle manevi ve maddi olarak yıprandığını iddia eden banka çalışanı, 100 bin lira manevi tazminat, bin lira da maddi tazminat talebinde bulundu.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ÇALIŞAN ALEYHİNE KARAR VERDİ
Yerel mahkeme, olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, arada geçen sürede davacı çalışanın iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat talebini kısmen kabul etti.
Bankanın itirazı üzerine dosyayı inceleyen bölge adliye mahkemesi ise “Davacı çalışana karşı objektif davranılmadığı veya kasıtlı olarak üst unvan için yeterliliği yoktur görüşü bildirildiğine dair delil bulunmadığı” gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını bozdu.
YARGITAY MANEVİ TAZMİNATA HÜKMETTİ
Yerel mahkeme kararını iki tarafın da temyiz etmesi üzerine bu dosya da Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne geldi. Yargıtay kararında, davacı çalışanın geçmiş 9 yıllık sicil notu ortalaması 95.6 olduğu halde, 2010 yılında 85 verildiği, önceki sicil notlarının tamamında “Bir üst görev yapma yeteneği vardır” şeklinde görüş bildirilmesine karşın, performans amirlerinden birinin “yoktur” görüşü vermesinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu kaydedildi.
Kararda, manevi tazminata hükmedilebilmesi için mevzuata aykırı olan eylem ve işlemi sonucunda şeref ve haysiyetin rencide edilmesi, kişilik haklarına bir saldırının bulunması gibi manevi varlıkta ağır bir sarsılma ve dengesizlik oluşması gerektiği belirtildi. Olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmesine rağmen, işçinin banka içindeki pozisyonu, daha önceki sicil notları, bankada çalışma süresi gibi etkenler göz önüne alındığında arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki onur ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü, bu nedenle makul bir oranda manevi tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtildi.
Yargıtay’ın bu kararının ardından dosya yeniden yerel iş mahkemesince incelenerek manevi tazminat kararı verilecek. (Ahmet Kıvanç / HaberTürk)
---
T.C.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
2021/1317 E.
2021/5702 K.
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 43. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 27.03.1989 tarihinde çalışmaya başladığını, sırasıyla sistem operatör yardımcısı, bilgisayar işletmeni, şef yardımcısı, servis yetkilisi, yönetmen yardımcısı olarak bankanın farklı birimlerinde uzun süre çalıştığını, davalı banka görevde yükselme için sınav sistemini uyguladığını, müvekkilininde 2011 yılındaki sınava, yönetmenliğe yükselebilmek için başvuruda bulunduğunu, ancak listede ismi çıkmayınca konuyu araştırdığında ise 2010 yılı sicil amirinin üst unvan yeterliliği için "yoktur" görüşü nedeniyle sınava kabul edilmediğini öğrendiğini, bunun üzerine ... 14. İş Mahkemesinin 2011/443 esas, sayılı dosyasıyla dava açarak iptal talebinde bulunduğunu, önce mahkeme tarafından iptal talebi işçinin sicil notu için iptal davası açamayacağı nedeniyle reddedildiğini, temyiz yoluna başvurulduğunu ve Yargıtay 9.Hukuk Dairesince de sicil notu, işçinin kıdem, unvan ve terfi gibi özlük haklarında değişikliğe yol açacağından bahisle işin esasına girilerek uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerektiğini belirlemekle yerel mahkeme kararının bozulması üzerine yerel mahkemece yeniden 2014/2036 esasına kaydı yapılmakla ve verilen kararla davacının yükselme sınavına girmesine engel olduğu, objektif esaslara dayanmadığı gerekçesiyle müvekkilinin 2010 yılı sicil notunun iptaline karar verildiğini ve verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 26.09.2016 gün, 2016/1967 esas, 2016/16632 karar, sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini, müvekkiline yapılan uygulamanın davacının mesleki ... ve itibarını zedelediğini, mağduriyet yaşadığını, ruhsal ve bedensel dengeleri alt üst olduğunu, psikolojisinini bozulduğunu ve kişilik haklarına ağır saldırı niteliğindeki işlem nedeniyle manevi ve maddi olarak yıprandığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, manevi tazminat talebinden 100.000,00 TL, maddi zararından 1.000,00 TL olmak üzere toplam 101.000,00 TL tazminatlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iddialarının yersiz olduğunu ileri sürerek herhangi bir maddi kaybı bulunmadığını, manevi zarara uğratılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacıya verilen olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki ... ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, " davalı tarafından davacıya objektif davranılmadığı veya kasti olarak üst unvan için yeterliliği yoktur görüşü bildirildiğine dair delil bulunmadığı" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Temyiz Başvurusu :
Kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, davacı olumsuz sicil notu nedeniyle görevde yükselme sınavına girmesinin engellendiği gerekçesiyle maddi -manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Olumsuz sicil notunun iptali için davacı tarafından açılan davada ilk derece mahkemesince " davacının davalı bankada çalıştığı süre içerisinde, son on yılın sicil değerlendirme notlarının 9 yıllık ortalamasının 95,6 olduğu, 2010 yılı sonunda doldurulan sicil notunun ise 85 olduğu, 2001 yılından bu yana "bir üst görev yapma yeteneği vardır" ibaresi yer alırken performans amirlerinden birinin "yoktur" görüşü vermesinin yükselme sınavına girmesine engel olduğu, sicillerin objektif esaslara göre düzenlenmesi gerektiği, 2010 yılı sicil notunun 85 olmasının objektif esaslara uymadığı gibi gerekçesinin de belirtilmediği, davacının isteminin yerinde olduğu" gerekçesiyle sicil notunun iptaline dair verilen karar Dairemizin 26/09/2016 tarih 2016/21967 esas 2016/16632 karar sayılı kararı ile onanmıştır. Davacı sicil notunun iptali istemine ilişkin yargılamanın sona ermesinden sonra eldeki dava ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için mevzuata aykırı olan eylem ve işlemi sonucunda şeref ve haysiyetin rencide edilmesi, kişilik haklarına bir saldırının bulunması gibi manevi varlıkta ağır bir sarsılma ve dengesizlik oluşması gerekir. Davacıya verilen olumsuz sicil notunun daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen, davacının banka içindeki pozisyonu, daha önceki sicil notları, bankada çalışma süresi gibi etkenler göz önüne alındığında arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki ... ve itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü anlaşılmakla makul bir oranda davacının manevi tazminat talebinin kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.