HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVALARINDA, DAVANIN TAMAMININ REDDİ HALİNDE HAZİNE LEHİNE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLİR
T.C.
Yargıtay
12. Ceza Dairesi
2018/4954 E.
2018/9327 K.
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeni ile tazminat
Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile
1-311,80 TL yatak, yol, iaşe bedelinin 06/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,
2-17.000,00 TL ödeme yaptığı vekalet ücretinin 06/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,
3-8.850,00 TL ödediği vekalet ücretinin 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile,
4-16.650,00 TL ailesinin cezaevine gidiş geliş masrafı olan giderin 01/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 420.000,00 TL manevi tazminatın 06/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında “koruma tedbirleri nedeniyle tazminat” yerine “haksız tutuklama nedeniyle tazminat” ibaresine yer verilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması,
2- 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği ancak, beraat kararı ile birlikte ödenen veya ödenmesi gereken miktardan daha fazla vekalet ücreti ödenmesi halinde, fazlaya ilişkin bu bedelin davacıya maddi tazminat kapsamında ödenmesi gerektiği, böyle bir durumda da avukata ödenen paranın serbest meslek makbuzu veya geçerli bir belge ile ispatlanıp, ödemenin hüküm tarihinden önce yapılması gerektiğinin araştırılmaması,
3- Haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunabileceği, davanın kısmen kabul edilmiş olunması karşısında davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunması,
4- Kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarının toplamı üzerinden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, maddi ve manevi tazminat miktarları için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi,
6- Davacının cezaevinde iken 2014 yılı Ocak ayında emekli edildiği, tutuklu olmasaydı emekli iken başka bir işte çalışabileceği göz önünde bulundurularak, emekli olduğu tarihi izleyen 13/01/2014 tarihinden tahliye edildiği 19/06/2014 tarihine kadar geçen süreye karşılık Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmemesi,
7- Dairemizin yerleşik uygulamaları kapsamında, davacının, tutuklu kaldığı dönem için maddi zararları hesaplanırken yatak, yol, iaşe bedeli ile cezaevi harcamaları, cezaevi ziyaretçilerinin yol harcamaları ve benzeri giderlerinin CMK’nın 141 vd. maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
8- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmemesi,
İsabetsiz olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 08/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.