HASTA EŞİNE TACİZ İDDİASI İLE 'İŞİNİ' KAYBEDEN HEMŞİREYİ, DANIŞTAY SEVİNDİRDİ!
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/3081 E. , 2021/1382 K. nolu kararı ile hasta yakınını taciz ettiği belirtilen sözleşmeli hemşirenin işten çıkarılmasıyla ilgili önemli bir karara imza attı.
Dava sürecinde neler yaşandı?
Olay şöyle gerçekleşti. Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli hemşire olarak görev yapan davacı, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlendiği (E) bendinin (g) alt bendinde belirtilen disiplin suçunu işlediği gerekçesiyle hizmet sözleşmesi feshedilmiştir.
İdare mahkemesi: İşlenen fiil sözleşme feshini gerektirmez
. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davacı hakkında, bir hastanın refakatçisi olan eşini rahatsız ettiği iddiasıyla yapılan soruşturma sonucunda, "Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak" fiilini işlediği, bu fiilin 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinin (ı) alt bendine göre "kınama" cezasını gerektirdiği şeklinde tespitte bulunulduğu, bu durumun . tarih ve . sayılı yazı ile davacıya bildirildiği, buna rağmen, Personel Komisyonunca yapılan değerlendirmede, davacının fiilinin "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" olarak nitelendirildiği ve sözleşmesinin feshedilmesinin önerildiği, Rektörlük makamının 24/10/2018 tarihli onayı ile de sözleşmesinin feshedildiği; dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının fiilinin "referans norm" olarak dikkate alınması gereken 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinde sayılan ve "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde yer almadığı, yine Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'da belirtilen sözleşmenin feshini gerektiren haller içinde de bu duruma ilişkin bir hükme yer verilmediği anlaşıldığından, davacının "görevini sonlandıran" sözleşmenin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi iptal kararını bozdu
Davalı idarece İdare Mahkeme kararının Bölge İdare Mahkemesine istinafa götürülmesi sonucunda karar bozulmuştur.
Bozma kararında şu gerekçelere yer verilmiştir. Soruşturma raporu, şikayetçinin ve olay gecesi görevli olan gece idarecisinin ifadesi ile olay yeri kamera görüntüleri ve davacının beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacıya isnat edilen fiillin sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varılmış olup, söz konusu fiillin, memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici nitelikte olduğu, dolayısıyla "referans norm" olarak dikkate alınması gereken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinde sayılan ve "Devlet memurluğundan çıkarma" cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde yer aldığı anlaşıldığından, davacı ile yapılan hizmet sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar karar verilmiştir.
Danıştay 12. Dairesi hangi yönde karar verdi?
Danıştay temyiz incelemesinde konuyu detaylı bir şekilde inceleyerek İdare Mahkemesi kararını haklı bularak sözleşme feshine ilişkin idari işlemin iptal edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Verilen kararda şu ifadelere yer verilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller" başlıklı 125. maddesinin birinci fıkrasının, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hallerin düzenlendiği (E) bendinin (g) alt bendinde, "Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilinin bu hallerden olduğu belirtilmiştir.
657 sayılı Kanun'un 4. maddesinin "Sözleşmeli Personel" başlıklı (B) bendi uyarınca 06/06/1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar'ın "Sözleşmenin feshi" başlıklı Ek 6. maddesinde de, "Personelin;
a) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması,
b) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini sonradan kaybetmesi,
c) Sözleşme dönemi içerisinde mazeretsiz ve kesintisiz üç gün veya toplam on gün süreyle görevine gelmemesi,
d) Hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması,
e) Bir proje kapsamında işe alınması durumunda istihdam edildiği projenin tamamının veya proje bölümlerinin sözleşmede öngörülen süreden önce tamamlanması,
f) (Ek: 20/2/2017-2017/9949) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olması, bu örgütlere yardım etmesi, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanması ya da kullandırması, bu örgütlerin propagandasını yapması, hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşmesi tek taraflı feshedilir" hükmüne yer verilmiştir.
Davacı ile davalı idare arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 8-a maddesinde ise, "İlgilinin, bu sözleşme ile 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Kararname hükümlerine aykırı davranışı tespit edildiğinde, bu durumu Kurumca ilgiliye yazılı olarak tebliğ edilir. Tebligatta belirtilecek günden geçerli olmak üzere sözleşme sona erer." kuralı yer almaktadır.
Dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinde 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli hemşire olarak görev yapan davacının, nöbetçi olduğu 16/06/2018 tarihinde, bir hastanın refakatçisi olan eşini rahatsız etmekle suçlandığı, ancak, şikayetçi hastanın eşi ile konuştuğu sabit olmakla birlikte, onu rahatsız ettiği ya da tacizde bulunduğu yolunda somut bir bilgi ve belge bulunmadığı, nitekim, soruşturmacı tarafından da fiilinin, sadece, kınama cezasını gerektiren "Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak" olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının fiilinin, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde belirtilen "memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" kapsamına girmediği ve sözleşmesinin feshini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; Dava konusu işlemin iptaline ilişkin . İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi yolundaki temyize konu . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA karar verilmiştir.