HÜKÜMLÜNÜN AVUKATINA GÖNDERECEĞİ MEKTUBUN GÖNDERİLMEMESİ- İNFAZ HAKİMLİĞİNCE YAPILAN İNCELEME SONUCU KARAR VERME ZORUNLULUĞU-

HÜKÜMLÜNÜN AVUKATINA GÖNDERECEĞİ MEKTUBUN GÖNDERİLMEMESİ- İNFAZ HAKİMLİĞİNCE YAPILAN İNCELEME SONUCU KARAR VERME ZORUNLULUĞU-

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

MURAT TÜRK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/37794)

Karar Tarihi: 10/3/2020

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmaktadır. Başvurucu, Avukat R.D.ye beş sayfadan oluşan bir mektup göndermek istemiştir. Başvuru Numarası : 2017/37794 Karar Tarihi : 10/3/2020 3

8. Söz konusu mektubun ilk üç sayfasında 4/8/2016 tarihinde Ceza İnfaz Kurumunda yaşanıldığı iddia edilen olayların anlatıldığı, son iki sayfasında ise olaya karışan hükümlülerin vasileri ile avukatlarının isimlerinin yazıldığı görülmüştür.

9. Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının (Disiplin Kurulu) 26/5/2015 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararıyla mektubun muhatabına gönderilmemesine karar verilmiştir. Karar gerekçesinde; mektubun içeriğinde Ceza İnfaz Kurumunun güvenliği açısından sorun yaratacak, Kurum personelini hedef gösteren, onları küçük düşürücü yalan yanlış ifadeler olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Ceza İnfaz Kurumu hakkında gerçeği yansıtmayan kurum ve kuruluşları paniğe sevk edecek beyanların mevcut olduğu ifade edildikten sonra 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 68. maddesinin (3) numaralı fıkrası ile 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 20/3/2006 tarihli ve 2006/10218 sayılı Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 91. maddesinin (3) numaralı fıkrasına dayanılarak mektubun muhatabına gönderilmemesine karar verilmiştir.

10. Anılan karara itiraz eden başvurucu dilekçesinde; avukatına kapalı zarf içinde göndermek istediği mektup içeriğinin 4/8/2016 tarihinde Ceza İnfaz Kurumunda yaşanılan olaylarla ilgili dilekçe, bir kısım hukuki belgeler ile olaydan etkilenen hükümlülerin vasilerinin ve avukatlarının bilgilerinden oluştuğunu vurgulamıştır. Mektubun muhatabı avukatın anılan tarihte Ceza İnfaz Kurumunda meydana gelen olaylarla ilgili açılan davada kendilerini temsil edeceğini, mektup içeriğinin savunmaya yönelik olduğunu ifade eden başvurucu, yargıya yansıyan olayların gelişimini anlattığı mektuba gerçeği yansıtmayan gerekçelerle, savunma hakkını engellemek amacıyla el konulduğunu iddia etmiştir.

11. Ödemiş İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) başvurucunun itirazını 20/9/2017 tarihli kararla reddetmiştir. Kararda; mektubun Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren içeriğe sahip olduğu vurgulanarak mektubun gönderilmemesine ilişkin Disiplin Kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğu ifade edilmiştir.

12. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itiraz 11/10/2017 tarihli kararla reddedilmiştir. Karar gerekçesinde, İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğuna ilişkin değerlendirmeye yer verilmiştir.

13. Nihai karar 7/10/2017 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

14. Başvurucu 15/11/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

15. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemede; başvurucunun mektubunda anlattığı Ceza İnfaz Kurumunda geçen olaylarla ilgili hükümlülerin şikâyeti üzerine Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma yürüttüğü (2016/3507) görülmüştür. Anılan soruşturma sonucunda bazı görevliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olup bazı infaz koruma memurları hakkında ise Basit Yaralama, Görevi Kötüye Kullanma ve Zor Kullanma Yetkisine İlişkin Sınırın Aşılması suçlarından iddianame düzenlemiştir. Ödemiş 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 9/10/2017 tarihinde anılan iddianameyi kabul ettiği ve 2017/689 Esas sayılı yargılamanın derdest olduğu görülmüştür. Öte yandan aynı olay nedeniyle başvurucunun da aralarında bulunduğu hükümlülerin ceza infaz koruma memurlarını yaraladıklarına ilişkin yapılan suç duyurusu ile ilgili Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrı bir soruşturma yapılmış ve hükümlüler hakkında yürütülen 2016/3586 sayılı soruşturma neticesinde, 22/9/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.

.........

42. Somut olayda başvurucunun Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını ayırmaya çalışmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından hükümlü olduğu görülmüştür. Bu bağlamda, 5237 saylı Kanun'un 220. maddesi kapsamında kalan suçtan hükümlü olan başvurucunun avukatına göndermek istediği mektubun savunmaya ilişkin olup olmadığı yönünde bir incelemeden geçirilebileceği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda yapılacak iş mektubun savunmaya ilişkin olmadığı düşünülüyorsa, mektubun incelenmek üzere infaz hâkimliğine gönderilmesi ve infaz hâkimliği tarafından incelenerek bir karar verilmesinden ibarettir.

43. Başvuru konusu olayda, başvurucunun avukatına mektup göndermek istediği konusunda bir tereddüt yoktur. Bu duruma rağmen Disiplin Kurulunun doğrudan inceleme yaparak mektubun sakıncalı olduğundan bahisle muhatabına gönderilmemesine karar verdiği görülmüştür. Başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda yaşandığını iddia ettiği olaylarla ilgili yargısal süreçte ve savunmasında kullanılmak üzere mektubu avukatına gönderdiği yönündeki açık itirazına rağmen, İnfaz Hâkimliği ve itiraz mercinin de mektubun savunmaya ilişkin olup olmadığı yönünde bir inceleme yapmadığı anlaşılmıştır. Bu durum gözetildiğinde, avukata gönderilen mektubun savunmaya ilişkin olup olmadığı yönünde inceleme yapma ve karar verme yetkisinin İnfaz Hâkimliğinde olduğu, ancak somut olayda anılan yetkiye uygun işlem yapılmadığı, dolayısıyla başvurucunun haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kanuni dayanağının olmadığı sonucuna varılmıştır.

44. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin haberleşme hürriyetine yönelik ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ödemiş İnfaz Hâkimliğine (E.2017/1243, K.2017/1278) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 2.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

F. 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA, Başvuru Numarası : 2017/37794 Karar Tarihi : 10/3/2020 12 H. Kararın bir örneğinin bilgi edinilmesi için Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/3/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.