İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİ - HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ İLE SATIŞ YAPILMASI - MESAJLARIN DELİL BAŞLANGICI SAYILMASI

İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİ - HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ İLE SATIŞ YAPILMASI - MESAJLARIN DELİL BAŞLANGICI SAYILMASI

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

2022/123 E.

2022/1414 K.

23.02.2022 T.

İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ

İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİ

HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİ İLE SATIŞ YAPILMASI

MESAJLARIN DELİL BAŞLANGICI SAYILMASI

ÖZETİ: Davacı, davalılara satmış olduğu gayrimenkulün satış bedelinden bakiye kalan miktar ödenmediği için icra takibinde bulunduğunu, davalı tarafın borcu kaldığını, bu sebeple takip yapmak zorunda kaldığını, borçluların borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve borçluların icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bozmaya uyularak davacı tanığı, tüm tarafları tanıdığını, satış işleminde kendisinin de yanlarında olduğunu, davalının bankada borç çıkabilir diye teminat amaçlı para uhdesinde bıraktığını, anahtar tesliminde vereceğini söylediğini, daha sonra bu parayı vermediğini beyan etmiştir. Davalının davacıda uyandırdığı güvene karşılık bakiye bedeli uhdesinde tuttuğu, daha sonra ödemediği hususunun davalının hilesine dayandığı, dolayısıyla irade fesadı halleri olarak 1 yıl içerisinde buna dayanması gerekirken, eldeki davanın bu süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, artık bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma yükümlülüğü vardır. Öyle ki bozma ilamında da belirtildiği üzere, tarafların telefon mesajları yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, bu hallerde kanun gereği tanık dinlenebildiğine ve dinlenen davacı tanığının, davacının iddialarını doğrulayan beyanları gözetildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dosya içeriğine uygun düşmeyen hile nedeni ile davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, davalılara satmış olduğu gayrimenkulün satış bedelinden bakiye kalan miktar ödenmediği için icra takibinde bulunduğunu, gayrimenkulün satış bedeli olarak 320.000,00-TL'ye anlaştıklarını, ancak davalı tarafın 26.645,00-TL borcu kaldığını, bu sebeple takip yapmak zorunda kaldığını, borçluların borca itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve borçluların %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 2016/28932 E. 2019/7493 K. sayılı kararı ile hüküm bozulmuş olup; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilince karar temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) Dava, harici satış sözleşmesi ile satışı yapılıp, bilahare tapu devri yapılan taşınmazın ödenmeyen bakiye bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Davacı, davalıya ait mesajların bulunduğunu belirterek, mesajlardaki yazışmalara delil olarak dayanmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmişse de; davacı yanca delil olarak dayanılan mesajlar 6100 Sayılı HMK'nın 199. maddesi anlamında belge niteliğinde olup yazılı delil başlangıcı olduğundan ve HMK'nın 202. maddesi gereği tanık dinlenebileceğinden, bu hususların değerlendirilmesi gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak davacı tanığı S. Ateş, 19/04/2021 tarihli duruşmada; tüm tarafları tanıdığını, satış işleminde kendisinin de yanlarında olduğunu, (N. Hanım) davalının bankada borç çıkabilir diye teminat amaçlı 26 bin küsur parayı uhdesinde bıraktığını, anahtar tesliminde vereceğini söylediğini, daha sonra bu parayı vermediğini beyan etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki resmi akit tablosunun 29/12/2013 tarihli, eldeki davanın ise 22/04/2015 tarihli olduğu, davalının davacıda uyandırdığı güvene karşılık bakiye bedeli uhdesinde tuttuğu, daha sonra ödemediği hususunun davalının hilesine dayandığı, dolayısıyla irade fesadı halleri olarak 1 yıl içerisinde buna dayanması gerekirken, eldeki davanın bu süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, artık bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma yükümlülüğü vardır. Öyle ki bozma ilamında da belirtildiği üzere, tarafların telefon mesajları yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, bu hallerde kanun gereği tanık dinlenebildiğine ve dinlenen davacı tanığının, davacının iddialarını doğrulayan beyanları gözetildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dosya içeriğine uygun düşmeyen hile nedeni ile davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.