İCRA KEFİLLERİNİN TAAHHÜDÜ 10 YILLIK ZAMANAŞIMINA TABİDİR
T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi
2015/2518 E.
2015/13168 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından borçlular … ve … aleyhine iki adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlular ve icra kefili …’in şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, takip dayanağı çeklere ilişkin 6 aylık zamanaşımının dolduğunu ve yenileme işleminin yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek zamanaşımı nedeniyle yenileme işlemi ve yenileme emrinin iptalini talep ettikleri, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonra takip dayanağı çeklere ilişkin 6 aylık zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile borçlular ve icra kefili yönünden icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İcra kefillerinin taahhüdü kambiyo taahhüdü niteliğinde bulunmadığından, onlar bakımından uygulanacak zamanaşımı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte dayanak belge için Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen zamanaşımı süresi değildir. İcra kefilinin borcunun icra kefaletinden kaynaklandığı, icra kefaletinin ise İİK’nun 38. maddesinde belirtilen ilam niteliğinde bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi hallerde İİK’nun 39. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağı tabiidir.
Somut olayda, şikayetçi …’in, . İcra Müdürlüğü’nün 2007/564 Talimat sayılı dosyasından 30/11/2007 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında dosya borcuna kefil olduğu, dolayısıyla adı geçen icra kefili hakkında İİK’nun 39. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, icra kefili …’in zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.